BÖLÜM 18

1.9K 274 379
                                    


Merhaba! :)

Yeni bölüm sonunda gelebildi!

Umarım beğeneceğiniz bir bölüm olmuştur.

Bölüm ile ilgili fikir ve düşüncelerinizi benimle paylaşırsanız çok sevinirim. <3

Keyifli okumalar <3



Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



Saçlarımı kurutmuşken annemin getirdiği telefonuma baktım ve ekranda Ferhat'ın adını görmemle gülümsedim. Annem rahatça konuşmam için odadan çıkarken heyecanla cevapladım. "Efendim"

"Elvan..." dedi. Sesi çok ama çok kötüydü. Sanki biri kalbimi avucunun içine almış ve sıkıyormuş gibi hissettim. Aklıma otoparktaki hali gelirken yutkunmak istedim ama başaramadım.

"Ferhat! Ne oldu? İyi misin? Neredesin?" dedim.

"Elvan, buraya gelmiş!" dedi ve sesi titreyerek devam etti. "Viki'yi öldürmüş..."


Birkaç saniye sessizce durdum. Sanki konuşmamı engelleyen bir şeyler geldi ve boğazıma çöktü. "Bizimkilere haber verir misin?" dediğinde sesi az öncekine göre çok ama çok kısık çıkıyordu.

"Tamam. Ben hemen arıyorum. Olay yeri inceleme ile gelsinler. Ben de hemen çıkıyorum." dediğimde cevap gelmedi. Hemen kapattım ve üzerimi değiştirirken Tarık'ı aradım. Geç saatte aramamdan dolayı bir terslik olduğunu anlamış olmalı ki telaşla cevap verdi.

"Elvan?" dediğinde hemen anlattım.

"Tarık, Ferhat aradı. Cisimsiz Viki'yi öldürmüş. Evinde şu an. Olay yeri inceleme vesaire ne gerekiyorsa halleder misin? Ben hemen yanına geçiyorum." Önce şaşkınlıkla bağırdı. Ardından onayladı ve kapatırken ettiği küfrü duydum.

Odadan dışarı fırlar gibi çıkınca annem de salondan bana doğru geldi. "Kızım? Ne oldu?" Gözlerimi yüzüne çevirdim. Ne diyeceğim? Cisimsiz hakkında bilgi veremem. Yasak olmasının yanında onun için çok korkutucu olur.

Bir de çantama ya da kapıma koyduğu notları duyarsa felaket!

Çıkmam gerektiği için doğruyu söylemeye karar verdim. Sadece bir kısmını. "Viki ölmüş anne. Ferhat'ın yanına gidiyorum. Ekiptekiler de gelecek." dediğimde gözleri acıyla doldu.

"Ah canım benim! Neden ölmüş? Çok mu yaşlanmıştı?" Omuzlarımı bilmiyorum der gibi kaldırdım. "Neyse. Git sen kızım da bu saatte nasıl gideceksin?" dediğinde tedirgin oldum. Ama aşağıdaki sivil polislerin ben taksiye binene kadar güvenliğim sağlayacaklarını bildiğim için rahattım.

SAKLI ELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin