Yatakta göğsüne kafamı koyarak yattığım sevgilimle beraber telefondan kedi videoları izliyorduk. Minho'nun kedileri bu kadar sevdiğini bilmiyordum çünkü her sahnede ekrana gülümsüyordu. Aklıma şahane bir fikir gelmişti. Luna'yı Minho'ya verebilirdim. Ben pek bakamıyorum ama onun eksiksiz bakıcağından eminim. O yüzden bu cazip fikri aklımın bir kenarına not ettim.
Yüzümü boynuna gömüp derin derin kokusunu aldım. Sonra boyun girintisine küçük masum bir öpücük kondurdum. Bu öpücüğe rağmen tüm vücudunun kasıldığını hissetmiştim.
"Benden bu kadar etkilendiğini bilmiyordum" dedim dudaklarımı dudaklarına değicek kadar yakınlaştırarak.
"Söz konusu sensin" Tam dudaklarımızı birleştirecekken telefon çaldı.
"Bu anı bozmayalım nasılsa kapatır"
"Saçmalama aç telefonu. Belki önemlidir" bana göz devirerek açtığı telefonu hoparlöre aldı. Anlaşılan arayan Felix'ti.
"Ne var bu kadar mükemmel bir anı bozabilecek kadar önemli?"
"Hyung, senden bir şey istesem yapar mısın?"
"Ne istediğine bağlı"
"Bebek bakar mısın?"
"Ne?"
"Hyunjin'in bacağı kırıldığı için ben hastanedeyim ve beni bir arkadaşım aradı. İşi olduğunu, küçük kızını bana emanet etmek istediğini söyledi. Bende kıramadım ve kabul ettim ama bir süre hastanede olacağım aklıma gelmedi. O yüzden bende bebeği en güvendiğim kişiye vermek istiyorum. Hem Jisung'la beraber bakarsınız"
"Lan biz nerden bilelim çocuk bakmasına"
"Öyle deme zaten daha 1 yaşında" Minho fikrimi almak için bana baktı. Aslında benim için uyar çünkü çocuklarla aram iyidir. Bu yüzden onayladım.
"İyi peki. Saat kaçta gelirsin?"
"Saat 2 gibi gelirim"
"Tamam. Hadi görüşürüz"
"Görüşürüz~"
...
İkimizde salonda telefonlarımızla ilgilenirken kapının çalışını duydum. Aynı anda göz göze gelince birlikte ayağa kalkıp kapıyı açmaya gittik. İçimde çocuksu bir heyecan vardı.
Kapıyı açınca elindeki tatlı kız çocuğuyla beraber Felix bizi karşıladı. O kadar tatlıydı ki bi an çocuk sahibi olmak istedim.
"Biz geldik!" dedi Felix neşeli sesle.
"Hoşgeldiniz~" dedim aynı enerjiyle. Felix hemen çocuğu kucağıma verdi. O an çok garip hissetmiştim. Anlatılamaz yaşanır bir duygu.
"Adı ne bu tatlı kızın"
"Adı Choi Minnie" dedi ve Minho'nun eline bir kağıt ve bebek çantası sıkıştırdı.
"Burda neyi yedirmeniz gerektiği, neye alerjisi olduğu, neyi sevip sevmediğini yazdım. Gerisi size kalmış. Haydi kolay gelsin" diyip birden gitti. Kapıyı kapatıp içeri geçtik ve hemen listeyi Minho'dan okumasını istedim.
Okuması bittiğinde aklıma tek bir şey takılmıştı. Biz bu çocuğun altını nasıl bağlayacağız?
Çocuğu Minho'ya verip çantayı açtım. Bebek, bezi, emzik, yedek kıyafet, bebe bisküvisi ve birkaç oyuncak vardı. Gerçekten anlamsız bir heyecan duygusu besliyordum şu an.
O sırada Minho'nun Minnie'yle olan imtihanını gördüm. Çocuk tutmayı bilmediği için kafasını yamuk tutuyordu, tek korktuğum onun ağlamasıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Happy Corpses | Minsung
Mystery / ThrillerDedektif Han Jisung, son zamanlarda çok ünlü ve ünlü olduğu kadar da tehlikeli bir seri katilin peşine takılır 🏅#1 - minho 🏅#3 - minsung 🏅#3 - han 🏅#4 - leeminho 🏅#5 - leeknow 🏅#8 - skz