26. Bölüm | Şaheser

2.3K 285 236
                                    

Suratıma vuran günışığıyla beraber gözlerimi aralayıp saate baktım. Saat 12:23'tü. Ben bu saate kadar nasıl uyumayı başardım. Gerçi yapıcak önemli bir işim yoktu, öyleyse niye endişelendim? Normalde hep erken saatlerde kalkıyor olmamdandır diye yataktan kalktım.

Elimi yüzümü yıkadıktan sonra çıplak ayaklarımın yerde çıkardığı sesle birlikte merdivenleri inip aşağı ulaştım. Ardından salona girdiğimde koltukta televizyon izlerken uyuya kalmış olan Minho'yla karşılaştım. O kadar masum görünüyordu ki yüzümde istemsizce oluşan tebessüme engel olamadım.

Sessiz adımlarla yanına yaklaşıp elinde duran kumandayı bir köşeye koyduktan sonra yanına yerleşip kafamı omzuna yaslayıp gözlerimi yumdum.

Birkaç dakika sonra kıpırdanmaya başlayınca uyanacağını anlayıp kafamı kaldırıp ona baktım. Gözlerini 1-2 kez kırpıştırıp açtı.

"Jisung?" dedi uykulu sesiyle.

"Az önce gelip uyuya kaldığını görünce yanına gelmek istedim"

"İyi yapmışsın güzelim." Cevap vermeyip sadece gülümsedim.

"Öyleyse ben Felix'i uyandırayım da artık kahvaltı yapalım" dedi koltuktan kalkıp. Tam Felix'in kaldığı odaya doğru yürüyordu ki anında onu durdurdum. Çünkü en son gece Hyunjin gelmişti ve...

"DUR!! Y-yani bekle, ben uyandırırım"

"Neden?"

"Eee, çünkü biz özel bir şey konuşacağız"

"Özel??"

"Ya özel işte boşver sen orayı. Sen de o sırada kahvaltıyı hazırlamasını söyle yardımcı kadına"

"Artık yardımcı kadın gelmeyecek, annesi rahatsızlandığı için işten çıktı"

"Öyleyse git sen hazırla"

"Peki, ama bu 'özel' konuyu konuşacağız Han Jisung" diyip mutfağa doğru ilerledi.

O gittiği an Felix'in odasına doğru hızlı adımlarla yürüdüm. Kapıyı hiç çalmadan içeri girdim. İkisi çıplak -üstünde yorganla- yatakta sarmaş dolaş uyuyorlardı.

"Şttt! Alo! Çabuk uyanın"

"Ne var" dedi Hyunjin sersemce

"Minho uyandı, acil sıvışman gerekiyor"

"Nerden sıvışıcam oğlum. Camdan mı atlıyım"

"Bilmiyorum, önce üstünüzü giyinin sonra konuşuruz"

"Sen içerdeyken mi giyinecez! Çıksana" diye haykırdı Felix.

"Bağırmasana abin duyacak! Çıkıyorum"

Kapıdan dışarı çıkıp Minho'yla burun buruna gelmem bir oldu. Yüzünde hiç sakin bir ifade yoktu. Tebrikler, bu sefer boku yedi(k)ler.

"Niye bağırıyordunuz? Duymamam gerek şeyler varmış"

"Yok canım ne alaka, yanlış duymuşsundur "

"Emin misin?"

"Eminim tabii ki. En iyisi ikimiz birlikte kahvaltı hazırlayalım değil mi?"

"Değil, çekilir misin içeri gireceğim"

"Ne gerek var rahatsız ediyorsun çocuğu"

"Jisung, çekilir misin?"

"OLMAZ! Yani gel bi odamızda konuşalım"

"Bak sinirlenmeye başlıyorum,"

"MİNHO BEN HAMİLEYİM!!"

Happy Corpses | MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin