"Hannie, sıramız geldi. Uyan artık." Gözlerimi ovuşturup etrafa bakınca hastanede olduğumuzu hatırlamış oldum. Beni çekiştiren ellere kendimi teslim edip birlikte doktorun odasına girdik. Karşımızda duran genç ve yakışıklı doktor bize önündeki koltuklara oturmamızı söyledi.
"Hasta olan hanginiz?" Diye sordu doktor.
"Benim" dedim.
"Rahatsızlığınız nedir?"
"Yüzüm dahil vücudumdaki yaralar"
"Bir ayağı kalkar mısınız?" dedi doktor kendisi de ayağı kalkarken. Sözünü dinleyip ayağı kalkınca bir kez daha emir etti;
"Üstünüzdeki tişörtü çıkarır mısınız? Yaralarınızı kontrol etmem lazım." Bir anlığına duraklayıp yutkundum ve ardından tişörtünü tek hamlede çıkarıp attım. Doktor elini vücudumda gezdirirken lafa girdi.
"Acıdığında söyleyin lütfen" diyip ellerini çıplak üstümde gezdirmeye başladı. Bir kereliğine gözüm yanlışlıkla Minho'ya kaydığı an gözlerinden ateş attığını gördüm. Kaşları çatık dik dik adama bakıyordu. Ne yalan söyliyeyim, beni kıskanması çok hoşuma gitmişti. Bende onu daha çok kıskandırmaya karar verdim.
Karmında gezinen doktorun elini tutup göğsümün üzerine koydum.
"Burası acıyor." Tepkisini görmek için gözümün ucuyla ona baktım. Az önceki bakışın kırk kat daha sert bakıyordu. Nerdeyse adama dalıcak gibiydi. Onu kışkırtmak bana zevk veriyordu.
Göğsümün etrafında elini gezdiren doktora karşı ağzını tutamayıp konuştu;
"Tüm hastalarınızla bu kadar yakın mı ilgileniyorsunuz?" dedi sesindeki öfkeyi oldukça belli edercesine. Doktor neye uğradığını şaşırıp Minho'ya baktı.
"Tüm hastalarımla elimden geldiğince ilgileniyorum. Neyden bahsetiyorsunuz?"
"Doktor değil misin sen! Yeteri kadar dokundun işte. Artık anlamış olman gerekir sorunu!" Evet sinirlendiğini biliyordum ama bu kadar büyüteceğini düşünmemiştim. Benim zevkim yüzünden doktora zarar vermesini istemem.
Şansımıza doktor sabırlı biri olacaktı ki cevaplamadan masasına oturup bir kaç tane reçete yazıp Minho'ya uzattı.
"Birkaç ağrı kesici ilaç ve krem yazdım. Onun dışında yaralar zamanla geçecektir." Ben üzerime yerdeki tişörtü geçirirken Minho reçeteyi sertçe doktorun elinden aldı ve bileğimden tutarak ikimizi de çıkardı.
"Napıyorsun Minho!"
"Adamın sana nasıl dokunduğunu görmüyor musun?! Bide o adamın elini tuttun..." Gözlerini kapatıp sinirin yatışmasını bekledi.
"O bir dokt-"
"Sus!"dedi yüksek sesle. "Seni kırmak istemiyorum. Bir an önce eczaneden ilaçları alıp eve gidelim." Başımı sallayıp hastaneden çıkıp arabaya bindik. Eczanenin önünde durup reçeteden ilaçları alıp arabayı geri döndü.
Yol boyu tek kelime bile etmeden sadece yola odaklıydı. Şimdi de bana trip mi atıyordu? Hem tatlı hemde çekiciydi.
"Küs müyüz?" dedim tatlı olduğunu düşündüğüm bir ses tonuyla. Beni duymazdan gelip trip atmaya devam etmişti. Umrunda bile değildim. Neyse ki şimdilik fazla üstüne gitmeyi istemediğim için önüme dönüp yolu izlemeye odaklandım.
Eve döndüğümüzde Hyunjin ve Felix'in olmadığını fark ettim. Büyük ihtimalle bize haber vermeden evlerine geri dönmüş olmalılardı. Üst kata, odama çıkıp hemen üstünü değiştirdikten sonra salona inip televizyon izlemeye başladım. Arada bir yaralarım sızlayarak bana rahatsızlık verip duruyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Happy Corpses | Minsung
Mystery / ThrillerDedektif Han Jisung, son zamanlarda çok ünlü ve ünlü olduğu kadar da tehlikeli bir seri katilin peşine takılır 🏅#1 - minho 🏅#3 - minsung 🏅#3 - han 🏅#4 - leeminho 🏅#5 - leeknow 🏅#8 - skz