29. Bölüm | Final

3.3K 302 270
                                    

1 yıl sonra

Üstüm hazır bir şekilde salonda bekliyorken Minho'nun da hazırlandığını gördüm. İkimizinde içi içine sığmıyordu çünkü neredeyse 1 yıldır bu günü bekliyorduk. Çok heyecanlıydık, çünkü bugün baba olucaktık. Küçük ailemize bir üye daha eklenecekti.

"Hazır mısın bebeğim?" diye sordu Minho.

"Hemde hiç olmadığı kadar. Çok mutluyum. Artık tam bir aile olacağımıza inanamıyorum"

"Belli etmiyor olabilirim ama benimde elim ayağım titriyor. Çok heyecanlıyım sevgilim." Yanağına bir öpücük kondurduktan sonra elinden çekiştirerek arabaya doğru ilerledim. Arabayı çalıştırıp sürmeye başlayınca bende dışarıyı izleyerek hayaller kurdum. Ailemizin hayallerini. Düşünsenize;

Küçük kızımız Minho babasıyla oyunlar oynuyor. Bende onlara etrafı dağıtmamaları için kızıyorum ama bir yandan da onları böyle görmek hoşuma gidiyor....

Artık bunlar bir hayal olarak kalmayacak. O kadar mutluyum ki ağlamamak elde değildi.

"Minho..."

"Söyle güzelim" dedi yoldan gözünü ayırmadan.

"Ben iyi bir ebeveyn olabilecek miyim sence?"

"Sen hayatımda gördüğüm en güzel ebeveyn olacaksın. Tüm zorlukların birlikte üstesinden gelicez. Evet, bazen hastalanacak, bir yeri kırılacak, üzülücek ama biz her zaman onun yanında olacağız Jisung. Ne olursa olsun birbirimize saygı duyacağız." Bu dedikleriyle bir kez daha aşık oldum ona. Beni nasıl bu kadar rahatlatmayı başarıyor anlayamıyorum. Sanki gözlerine bakarken yanlışlıkla en derinlerinde kayboluyor gibi oluyorum.

Arabanın durduğunu hissettiğim an kalp atışlarım hızlanmaya başlamıştı, çünkü ailemizin küçüğünü götürmek için gelmiştik buraya.

Kemerimi çıkarıp arabadan indim. İkimizde indikten sonra Minho bana en sıcağından bir gülümseme verip elimden tutarak içeri girdi. Tanrım, sanırım kalp krizi geçireceğim.

Oradaki görevli kadınla birkaç şey konuşup asıl konuya, küçük bebeklerin olduğu odaya geldik. Gerçekten bu sefer kendimi tutamayıp ağlayacağım. Şu miniklere bakın! Çok şirinler.

"Minho! Şunlara bak. Yicem şimdi~" onunda bebeklere benim gibi baktığını fark ettim. O da ağlayacak gibiydi.

"Aralarından nasıl birini seçeceğiz bilemiyorum bebeğim" dedi Minho. Hepsi masum gözlerle bize bakıyordu. O kadar küçükler ki...

Tüm bebeklere sırasıyla bakarken gözüme bir kız bebek çarptı. Diğerlerinin aksine daha hiperaktifti ve sürekli hareket ediyordu. Kocaman yanakları, minnacık burnu vardı.

"Sevgilim, şu kıza bak. Aynı senin gibi, eli ayağı rahat durmuyor" dedim parmağımla işaret ettiğim bebeği.

"Benim ne zaman elimin ayağının oynadığını gördün"

"Daha bu sabah yataktayke-" öksürerek lafımı kesen Minho yanımızdaki kadını işaret etti. Az kalsın kadını unutup sabah yataktayken kıçıma nasıl vurduğundan bahsedecektim.

"Neyse, gerçekten çok tatlı bir bebekmiş. Kaç aylık?" diye sordu yanımızdaki kadına.

"Daha 3 aylık Bay Minho" diye yanıtladı kadın.

"Minho, ben onu çok sevdim. Lütfen onu evlatlık edinelim~"

"Olabilir. Sen istiyorsan hemen evlatlık edinelim onu. Hem gerçekten çok tatlı ve minik"

"Öyleyse size bir kaç şey imzalatmak zorundayım" dedi kadın. Bizi odasına davet etti ve önümüze koyduğu kağıdı sırasıyla imzaladık. Kadın "Artık küçük bebeğimiz sizindir" dediği an ağlamamak için dudağımı ısırmaya başladım. Odadan çıktığımızda yavaşça onu kucağıma aldığım an içimden bir duygu artık sonsuza kadar mutlu olucağımızdan bahsetiyordu.

Çok küçük olduğundan ona zarar vermekten endişeleniyordum. Yavaşça yürüyerek arabaya bindik. Hala baba olduğuma inanamıyorum. Şu an kucağımdaki kız benim kızımdı. Bana baba diyecek. Şaka gibi.

Minho da kucağına almak isteyince nazikçe ona verdim bebeğimizi. İkisi birlikte öyle tatlılardı ki anlatmaya kelimeler yetmiyordu. Bizim ailemiz mükemmeldi.

"İsimine ne koyacağız?" dedi Minho.

"Bilmiyorum, sence?" Biraz durup düşündü.

"Aslında Soyoung olabilir."

"Neden."

"Çünkü tıpkı Jisung babası gibi ebedi bir güzelliğe sahip." Çok tatlı olduğu için kıkırdadım.

"Peki o zaman, kızımızın adı Soyoung olsun sevgilim." Dudaklarına yapışıp uzun süre bırakmadım. Ben tüm hayatı bu dudaklarda bulmuştum. Tüm dünyayı ve tüm evreni onun gözlerinde yakalamıştım. Şimdi ise aşkımızın küçük meyvesi olan kızımız kucağımızda, birbirinizin dudaklarına kapalıydık. Ben mutluluğu onunlayken buldum.

Ve kitap bitse bile, bu mutluluk asla bitmeyecekti.

"Seni seviyorum Lee Minho."

"Seni seviyorum Lee Jisung."

Cinayetle başlayan bu vaka, birbirine bağlanan iki kalple sonlanmıştı.

Son...

Hayalim üç kelime o da şöyle

Evli mutlu çocukluuuu

Hayırlısıyla kitabı bitirdim artık şükür

Ama içimde de bir boşluk oluşmadı değil

Ama en kısa zamanda yeni fic ile karşınızda olacağım bebeklerim

Kendinize iyi bakın

~Daisy

Happy Corpses | MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin