Multimedya da eylül ve ateş var.. :D
Bu arada bu bölümü çok degerlim olan. Bunraku2442'ye gelsin... Sevilyorsun birtanem :)*****
Ateşi yere attım. Ben kahkahalarla
gülerken ateş şaşkın şaşkın cevresine bakıyordu.Ama çok tatlı bu çoçuk...Eylül kendine gel ne tatlısı acı o acı... Ateş benim kahkaha attığımı fark edince sinirlendi. Sanırım benim kaçmam gerek... Oov çok kötü bakıyor bu çoçuk amaa...
Ayağa kalktım ve lavaboya doğru koştum.ama... Geç kalmıştım... Ateş beni belimden yakalayıp yatağa yatırdı.. Ve çok hınzır bir gülüş takındı. Şuan daha çok korkuyordum ateşten. Bu çoçuk niye bana öyle bakıyor...
Yaklaşma ateş... Yaklaşma. Nefes almayı bırakmış bir şekilde ateşe bakıyordum... Ateş git gide yaklaşıyordu bana... Yaklaştı yaklaştı ve birden hızlı bir şekilde kulağıma doğru döndü ve nefes al eylül dedi... Ve, beni gıdıklamaya başladı.. Ben kahkaha atmaya başlamıştım... A.. Ate.. Ateşş.. Aat.. Ateş... Yet.. Yeter.. Yet... Kahkaha atmaktan konuşamıyordum..
Yetmeez.. Yetmez küçük hanım. Beni yataktan atmak haa al bakalım sana.... Dedi ve oda kahkaha attı. Ben Fazla gıdıklandığımda aglıyordum.. Sanırım yine öyle olacaktı derken ateş beni bırakmıştı. Benim yanıma uzandı.. Nefesimi düzenli bir şekile koymaya çalışıyordum. Sonunda kalkıp lavaboya gitmeye karar verdim ve ateşin yine uyuduğunu gördüm.. Ne kadar tatlıydı o öyle ateşe kendimi daha çok kaptırmamak için lavaboya koştum..
Odama döndüğümde ateşi hala uyuyor bir şekilde buldum. Yanına gitmek istemiyordum. Ateşinde benide yakacakmış gibi geliyordu. Bende kahvaltı hazırlamaya karar verdim...
Kahvaltılıkları masaya koydum. Omlet, sosisler felan derken her şey hazırdı. Çayda tamamdı.. Kahvaltı masasına bakıp gülümsedim.. Bir an aklıma niye kahvaltı hazırladığım sorusu geldi.. İçimdeki sesi dışa vurup kavga etmek istemiyorum... Bu çoçuğun benle zoru ne . Diye söylendim kendi kendime...
Aklıma gelen hain planla gülümsedim... Sürahiyi su doldurup odaya gitmek için hareket ettim...mutfak kapısını döndüm ve karşımda ateşi görmemle çığlığı atmam ve aynı zamanda sürahinin elimden düşmesi bir oldu... Ateş uyuklayarak aşşağıya indiği için bu ani tepkim düşmden korkup yanıma geldi. İyi misin eylül.. Elime baktı. yüzüme baktı. Baştan aşşağıya beni süzdü ve iyimisin eylül diye bagırdı.. Şok olmuştum sesim çıkmıyordu. Bende korkmuştum aslında, ateşte birden bağırınca korkudan aglamaya başladım...
Ateş sonunda bana sakin bir sesle özür dilerim dedi. Ve bana sarıldı. Ondan korkuyordum ama beni sakinleştiren yine onun kokusuydu. Allahım bu nasıl bir duygudur.
Benim sakinleştiğimin farkına varıp benden uzaklaştı. Bir şey hatırlamış gibi durdu ve bir yerdeki cam kırıklarına bir bana baktı. Sonunda bakışlarını bende sabit tutup o sürahiyi ne yapacaktın sen dedi.-acaba anlamışmıydı. Yok canım onu o sürahideki suyla uyandıracağımı nerde.... - bi dakika... bir dakika sen o suyla benimi uyandıracaktıııııın... Dedi.. Çok sert bakıyordu... Yoo.. Yoo be.. Ben.. Yapmıcaktım... Dedim. Ne yapacaktın peki. Dedi. Ve bana ters ters bakmaya devam etti... Çok korkuyordum. Ne yapacaktım ben yaaa... Hıh buldum.. Çi... Çiçeeeeek dedim. Ateş git gide yaklaşıyordu. Çiçek ne eylül... Dedi... Çi.. Çi... Çek.. Çiçek sulucaktım. Dedim..... Bu cümlemin sonunda ateş kahkaha atmaya başladı... Şaşkın şaşkın ateşe bakıyordum... Neydi bu kahkahanın nedeni şimdi...
Neydi o korku öyle dedi ve gülümsedi.. Se.. Sen beni işlettin mi yani diye sinirlendim. Ve mutfağa gittim... Sinirim geçene kadar bekledim... Sonunda karnımın guruldamasıyla masaya oturdum... Kendime portakal suyu koydum. Ve kahvaltıya başladım...
Benide bekler insan diye söylenen ateşin sesini duydum. Masaya oturmak üzereyken oturma dedim. Sert ve oterite bir sesle. Ateş bana ciddimisin sen bakışları atıyordu...
Ben kahvaltımı yapmaya devam ederken ateşte kahvaltı yapmaya çalışıyordu. Bakın çalışıyordu diyorum çünkü yemek yemesine izin vermedim. Vermemde, yemicek o yemek... Beni işletmek neymiş görecek o...
Kahvaltımı bitirdim ve masayı toplamaya başladım.. Ateş bu kadar acımasız olamazsın değil mi??? Dedi.. Yüzüne uzun uzun baktım.. Sonra tekrar masayı toplamaya devam ettim.
Masayı toplama işim bitti, oturma odasına gittim ve televizyonu açıp izlemeye başladım... On dakika sonra ateş ve elindeki tost dolu tabakla yanıma geldi. Oturdu ve söylene söylene yemeye başladı... haline bakıp gülüyordum.küçük çocuklar gibiydi. Kafasını aniden kaldırdı ve gözgöze geldik. Bana her seferinde uzun uzun bakıyordu. Niye öyle derin derin peki...
Ateş hade hazırlan çıkalım dışarıya dedi. Ne dışarısı dedim...hani temiz havası olan, mavi gökyüzü görünen dışarısı, insanların özgür özgür gezdiği yer... Dedi. Sesinde alaycı bir hava vardı. Ooooof gelmiyorum dedim. Çabuk ol eylül. Hazırlanman için yarım saatin var dedi. Ama... Dememe kalmadan... 28dakikan kaldı dedi. Bende el mahkum kabul ettim...
Spor bir şekilde giyindim ve aşşağıya indim... Allahım bu çoçuk neden bu kadar tatlıydı. Ooof ooof... Hadi gidelim dedim. Onun suratına bakmadım... Beni bir anda tutup kapıyla arasına aldı. Bak eylül lütfen. Dışarı çıkınca benim sözümü dinle. Tam karşı çıkıyordum ki. Parmağını dudağıma bastırıp... Beni dinle.. Zamanı geldiğinde, abim her şeyi anlatacak sana lütfen ama lütfen hiç sorgulamadan beni dinle ve sözümden çıkma dedi. O kadar ikna ediciydiki kafamı tamam der gibi salladım...
Alışveriş magazasına gelmiştik ama çalışanların dışında kimse yoktu. Alla alla... Burada neden kimse yook dedim. Ateş bana bakıp neden acaba dedi. Neden işte bilsem sana sormazdım kiii... Allahım yaa bir kerede düzgün cevap verse ne olurkii... Ben düşüncelerimle boğuşurken bir tane orta yaşlarda adam gelip ateş, evladım. Dediğin gibi yaptık çalışanların hepsi kız erkek olanlar yok. İstediğiniz gibi davrana bilirsiniz... Dedi ve gitti benim ağzım iki metre açık ateşe bakıyordum... Kolumdan tuttu ve hadi sinemaya dedi.
Filmden çıktık... Ateş açıktığını söyledi.. Ve bende ona destek çıktım.. Yemek yemek için ALIŞVERİŞ MAGAZASINDAKİ (!) Kafelerden birine oturup yemek yedik... Saate baktığımda artık eve dönme vaktiydi artık.
Yoldaydık ama midem bulanmıştı benim her zaman kapalı ortamda midem bulanırdı. Ve ateş durdur arabayı diyebildim sadece ve hemen bir agacın önüne kustum... Kusunca her zamanki gibi kendimden tiksinirdim.. Ve beni böyle kimsenin görmesinide istemezdim...
Ben kusmaya devam ederken ateş gelip arkadan saçımı tuttu. Git ateş... Desemde gitmedi... Ben tam kalkıyordum kiii.... Duyduğum sesle olduğum yerde kaldım....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Hayat (mafya) #Wattsy2017
General FictionEylülün ailesi yoktu artık yanında... Kırgındı, bitkindi üzgündü.... Yetiştirme yurduna gittiği günü hatırladı EYLÜL... nasılda umutluydu... Nerden bilebilirdi kızcağız, yemek yerine dayak yiyeceğini.... Daha 14 yaşındaydı üstelik... Birilerini...