1|"Yoksa Sende Mi İmza İstiyorsun?"

14.5K 492 158
                                    

Herkese Merhaba, 

Önceden yayınladığım ama daha sonra kaldırdığım ficim High School'u düzenleyerek tekrar yayınlamaya karar verdim. Şimdiki ficlerimden önce yazmıştım ve beğenmediğim için kaldırıp hesabımı da silmiştim. Bu hesabımda tekrar yayınlıyorum.

Destek olmayı unutmayın lütfen.

Sizleri seviyoorum 😘❤❤




"Taehyung!, Taehyung!" Sıramın üzerindeki kitaplarım ve defterlerimi toplarken adımı bağırarak yanıma gelen Jimin'e baktım. Nefes nefese kalmıştı ve gömleğinin yakaları bağımsızlığını ilan etmişti. 

"Neyin var?" dedim. Yine saçma bir şeyler geveleyeceğini bildiğim için umursamadım. 

"Jungkook." dedi hala nefesleri düzene girmemişken. "Bütün okulu kantinde toplamış, kendine oy vermeleri için vaatlerde bulunuyor." Jimin cümlesini bitirir bitirmez elimdekileri sertçe sıramın üzerine bırakıp sınıftan çıktım. 

Jeon Jungkook. 

Gerçekten bir türlü akıllanmak bilmiyordu. Okul başkanlığına sadece ikimiz adaydık ve kazanabilmek için bütün kozlarını kullanıyordu. Birbirimize olan zıtlığımızla resmen okulu ikiye bölmüştük. Benim tarafımdakiler ve Jungkook'un tarafındakiler.

Kantine girdiğimde toplanmış kalabalığa ve masalardan birisinin üstüne çıkmış olan Jungkook'a baktım. Aralarına girmeden yakınımdaki bir masaya çıktığımda henüz kimse tarafından fark edilmemiştim. 

"Herkes beni dinlesin!" diye bağırdım. Dikkatleri üzerime çekmeyi başarmıştım. Tekrardan Jungkook'a baktığımda kollarını önünde bağlamış herkes gibi sessizce beni izliyordu. 

"Bu yaptığın adil değil!" dedim. Kalabalıktan çıt çıkmıyordu, herkes bizi dinliyordu. Çünkü bilirlerdi. Jungkook ve benim kavgalarımız bu okulun en iyi dedikodu malzemelerindendi. 

"Bunun neresi adil değil?" dedi Jungkook, gülümseyerek gömleğinin üstten ilk iki düğmesini açtı. Bunu bile birkaç kızı kendi tarafına çekebilmek için yapıyordu, emindim. "Sadece oy toplamaya çalışıyorum, yoksa korktun mu?" Ona gözlerimi devirirken çıktığım masadan indim ve kalabalıktan sıyrılıp Jungkook'un olduğu masaya çıktım. Yüzlerimizi yaklaştırıp gözlerimi kısarak ona meydan okurcasına baktım. 

"Sorun oy toplaman değil." dedim. İşaret parmağımla omzundan ittirip hafifçe sendelemesine sebep oldum. "Sorun onlara rüşvet vermen." Samimiyetten uzak bir gülümseme yüzüne yayıldığında bana doğru bir adım attı. Artık aramızda hiç mesafe kalmamıştı. Yoğun bakışlarını gözlerime kenetlenmişti. 

"Ne yapabilirim? Fazla zenginim ve bunu avantaja çeviriyorum." dedi ve öğrenciler onu alkışlamaya başladı. Yumruğumu sinirle sıkarken derin bir nefes verdim. Hızla Jungkook'un kravatını kavrayıp onu tek hamlede kendime çekerken kulağını dudak hizama getirdim. Dudaklarımın kulağına değmesine özen göstererek tane tane konuştum. 

"Eğer sen paranı kullanıyorsan ben de kendi avantajlarımı kullanmaktan çekinmem Jungkook." Elimi tuttuğum kravatından nazikçe geri çektim ve tekrardan yüz yüze gelmemizi sağladım. Yapmacık bir gülümsemeyle gömleğinin üzerindeki olmayan tozları silkeledim. 

"Hrr!" diye garip bir ses çıkardı ve parmaklarını bükerek elini kedi patisine benzetti. "Rakibim fazla haşin." 

*****

Öğle arası Jungkook ile aramızda geçen ufak tartışmanın ardından ne yapacağımı düşünüyordum. Eğer o sınırlarını aşıyorsa ben de aşmalıydım. "Parti!" diye bağırdım kafamda ampüller tek tek yanarken. Jimin irkilerek oturduğu bankta sıçrarken bana anlamsız bakışlar attı. 

"Öğrenciler eğlenceye bayılır Jimin, sürekli partiler düzenlemeliyim." Jimin bu fikirden benim kadar hoşlanmasa da sesini çıkarmadı. "Güzel olmaz mı?" dedim omzumla omzuna vururken. 

"Parti yapabileceğin bir havuzlu villan var da benim mi haberim yok Taehyung?" Jimin'in acı gerçekleri yüzüme vurmasıyla oturduğum yerde küçülürken elimi çeneme koyup tekrar düşünmeye başladım. O sırada okul kapısında çıkıp bahçeye doğru gelen iki silüeti görmemle gözlerimi devirdim. Jungkook ve onun yandaşı Namjoon, bahçeye çıkar çıkmaz okulun ergen kızlarını etraflarına toplamışlardı. Gerçi, bu okuldaki herkes ergendi. 

"Taehyung, şuna baksana." dedi Jimin, çoktan görmüş olduğum ikiliyi gösterirken. "Hiç şansımız yok." 

Yenilgiyi asla kabul etmek istemediğim için anında oturduğum yerden fırladığımda, ikilinin olduğu yere doğru emin adımlarla yürümeye başladım. Jimin bir boklar yiyeceğimi bildiği için arkamdan geliyordu. Jungkook ve Namjoon'a iyice yaklaştığımda etraflarındaki kızlarda dahil oradaki herkesin dikkatini çekebilmiştim. İkilinin karşısında durduğumda özellikle Jungkook'a bakarak kollarımı önümde bağladım. 

"Ne o?" dedi Jungkook. Okul formasıyla kombinlediği anlamsız güneş gözlüğünü düzeltti. "Yoksa sen de mi imza istiyorsun?" Sorusuyla beraber gözleriyle hiç masum olmayan bir şekilde bedenimi baştan aşağı süzdü. İşaret parmağımı çenesine koyup kafasını kaldırdığımda tekrardan yüzüme bakmasını sağlayabilmiştim. 

"İmza isteyen kişilere yarın gece partimde atarsın." dedim aniden gelen cesaretle. Jimin kolumdan tutarak lafımı geri çekmemi istediğini açıkça belli ederken onu umursamadım. Elbet bir çaresini bulurdum. 

"Vay canına!" Yüksek sesi yüzünden etrafımızdaki kalabalık çoğaldı. Jungkook memnun olmuşçasına alkış tutmaya başlamıştı. "Taehyung bizim için parti düzenledin demek!" Amacına ulaşıp bütün okula duyurduğunda biraz gerilsem bile belli etmemeye çalıştım. Tam bir şerefsizdi! Pislik işte! 

"Aynen öyle!" dedim onun gibi bağırarak. "Yarın hepinize adresi atarım." Arkami dönmüş gidecekken Jungkook'un keyifli sesi beni tekrar durdurmuştu. 

"Bakarsın sana da bir imza atarım, Taehyung?" Söylediği şeye arkamı dönmeden güldüm. Sinirimi bozuyordu. Yürümeye devam ederken duyabileceği şekilde yüksekçe bağırmıştım. 

"Dikkat et, imza atacağın kalemi sana yedirmeyeyim Jungkook!" 

******

******

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
High School | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin