Merhaba,
Dün bölüm atamadım çünkü hiç vaktim yoktu. En azından bugün bayram hediyesi olarak bir bölüm atmak istedim sizler için, umarım seversiniz bölümü.
Hepinizin bayramını kutluyorum, musmutlu ve çokça çok tatlı bir bayram geçirim.
Sizi seviyorummm <333
"Jungkook başkan geliyoooor! Jungkook başkan geliyoooor!" Yaktığımız ateşin etrafında bizimkilerle otururken yanımıza doğru gelen gürültülü kalabalığa baktım. Jungkook ile gelen erkekler Jungkook'u omuzlarına almış tezahüratlar saçıyordu. Kızlar onlarla birlikte gitmediği için çoktandır bizimle birlikte oturuyordu.
"İndirin." Jungkook'un verdiği emirle onu omuzlarından indirdiler. Kendileri ateş yakmak yerine bizim ateşin etrafına oturduklarında gözlerimi devirdim. Jungkook her zaman olduğu gibi yanımda oturan Bogum'u kaldırıp onun yerine oturmuştu.
"Görgüsüz." Ağzımın içinden söylenirken elimle parçaladığım kağıdın parçalarını ortada yanan ateşe doğru fırlattım. Gece fırtına olacağı söyleniyordu ve biz kara kara ne yapacağımızı düşünüyorduk. Bogum hepimiz için birer oda kiralayabileceğini söylemişti. Başta kabul etmesem bile buna mecbur kalmıştım. Sonuç, boş odası olan bir gündelik ev bulamamıştık. En kötü ihtimal geri dönecektik.
"Neden kendi ateşinizi kendiniz yakmıyorsunuz?" Sesimi yükselttiğimde herkes bana bakmıştı. Ama ne yapayım yani, biraz çirkeflik yapacaktım. Yok öyle boşa beleşe ateş. "Bizi hizmetçiniz mi sandınız?"
Jimin ve Bogum'da beni onayladığında diğer kimseden ses çıkmamıştı. Tabi Jungkook hariç.
"Bizim ateş yakmamıza gerek yok." Dedi ve bacağını arkama doğru uzattı. "Ben ateşin ta kendisiyim."
Herkes onun söylediğine havalıymış gibi sesler çıkartırken ben sadece yüzümü buruşturdum. Havalı falan değildi, ateşli de- tamam belki biraz. Çok azıcık.
"Jungkook koluna ne oldu?!" Ortama durduk yere atlayan kıza baktık. Resmen ciyaklayarak sorduğu soru karşısında bütün bakışlar Jungkook'un koluna yönelmişti. ısırdığım yerin morardığını gördüğümde şaşırdığımı belli etmemek için hemen önüme döndüm. Gerçekten biraz daha zorlasam çocuğun etini koparacakmışım.
"Buralarda dolaşan başı boş bir köpek var." dedi Jungkook bakışları benim üzerimdeyken. Onu duymuyormuş gibi yapıyordum. "Dikkat edin demek isterdim ama sadece beni ısırıyor."
Ben olduğumu anladıkları için kalabalıktan bir kahkaha dalgası yükselirken sinirle Jungkook'a döndüm. Ne diye insanların aklına fesat şeyler sokuyordu sürekli?
"Bağla da ısırmasın o zaman." dedim yüzüne doğru eğilirken. Jungkook bir şey demeden sevimlice gülmüş ve yanağımdan makas almıştı.
"İsterse bağlarım." Bu kez o bana doğru yaklaştı. Durumu daha da kötüye çektiğimi fark ettiğimde Jungkook'u omuzlarından itip kendimden uzaklaştırdım.
"Kolaysa ba-"
"Taehyung didişmeyi bırak da eşyalarımızı toplayalım artık." Bogum'un konuşmasıyla lafım yarıda kesilirken ona başımı salladım. Bu gece fırtına varken burada kalmamız imkansızdı. Hiç kalmadan buradan gideceğimiz için üzgündüm biraz. Ayağa kalkacağım sırada Jungkook kolumdan tutup beni geri oturttu.
"Neden eşyalarınızı topluyorsunuz?" dedi kolumu hala tutarken. Bizimkiler çoktan çadırları toplamaya başlamıştı. Jungkook ise meraklı gözlerle benden bir cevap bekliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
High School | Taekook
Fanfiction"Eğer başkanlıkta kazanamıyorsanız, yatakta kazanın."