Hello,
Yeni bölüm getirdim size. Özlemişsinizdir sjssjsks. Son iki bölümümüz kaldı.
Keyifli okumalar ^ <<<<<3
Güne Jungkook'un kollarında başlamak güzeldi.
Yastığın üstüne dağılan saç tutamları, aralık dudaklarından görünen öndeki iki koca dişi ve ara ara çattığı kaşları. Jungkook uyurken daha mükemmeldi. Çünkü uyumadığı ve konuştuğu zamanlarda sinir bozucu olabiliyordu. Sevgilim olması ona torpil geçeceğim anlamına gelmiyordu, sinir bozucuydu işte. Dün de dediği gibi yatakta kazanmıştı. Ama uyandığında ona yapacağım nazı bilse yenilmeyi kabul etmediğine pişman olacağına emindim. Bütün günü zehir edecektim ona. Üstelik şunu da söylemeden geçemeyeceğim, sevişmek mükemmeldi. Her ne kadar ikimizde bu konuda acemi olsak bile hissettirdikleri güzeldi. Jugkook acemi olmasına rağmen fazla hızlı ve sertti, bu türlü daha çok zevk vereceğini söyleyip durmuştu. Haksız da sayılmazdı tabi.
"Seni yaramaz küçük tavşan." Sessizce konuşup Jungkook'un burnunu sıktığımda huysuzca kıpırdandı ve beni itip yatakta arkasını döndü. Şaşkınlıkla onun çıplak sırtını izlerken sinirle üstümüzdeki çarşafı kendi üstüme çektim. "Soğuktan geber!" Ben de ona sırtımı döndüğümde uyandığında ne eziyetler yapabileceğimi düşünmeye başladım. Belki ön dişlerini sökebilirdim ya da bana döndüğü sırtını tırmalayabilirdim. En iyisi ısırmaktı. Kendi kendime sinsice gülerken çalan kapı bölmüştü.
"Bu saatte kim ge- KAPI!" Jungkook ile bir dağ evinde olduğumuz, çıplak olduğumuz ve dün gece sevişmiş olduğumuz bir bir aklıma gelirken panikledim. Yataktan hızla kalkıp odanın içinde turlayarak ne yapacağımı düşündüm. Jungkook, ısrarla çalan kapıya rağmen bir türlü uyanmıyordu ve tek başımaydım. Yapılabilecek en mantıklı şeyi yapıp odadaki dolabı açtım. İçinde bulduğum kıyafetleri alıp alelacele üstüme geçirdim. Koşarak odadan çıktığımda kapı ısrarla çalmaya devam ediyordu. Derin bir nefes verip kapıyı açtım ve gelenlerin içeri girmemesi için hızlıca kendimi kapının dışına attım.
"Taehyung?" Namjoon şaşkın bir şekilde bana bakarken ben de yanındaki yarım akıllı arkadaşım Jimin'in neden burada olduğunu düşünüyordum. "Senin ne işin var burada?" Namjoon beni sorguya çekmeye başladığında ne cevap vereceğimi düşündüm. 'Sevgilimin evi sana hesap mı vereceğim?' Bu olmaz çok kaba. 'Jungkook ile seviştik' Hayır, bu hiç olmaz.
"Her neyse." Namjoon benden bir cevap alamayınca geçiştirmiş ve içeriye girmeye çalışmıştı. Kapıyı açar açmaz yerlerde göreceği kıyafetler ve çıplak Jungkook'u düşününce hemen önüne geçtim.
"Bekle! Giremezsin!"
"Sebep?" Namjoon artık sinirlenmeye başlamıştı. Jimin ise bana zerre yardımcı olmuyordu. Bunca yıllık arkadaşım nasıl derdimi anlamazdı Tanrı aşkına?
"Çünkü içeride zikir var." İkili boş ve anlamsız bakışlarla yüzüme bakarken gerginlikten bayılacaktım. "Arkadaşlarla manevi yönümüzü geliştirmeye çalışıyoruz. Mümkünse birkaç gün hiç uğramayın, hatta hiç uğramayın. Sıkılırsınız."
Ben gittikçe saçmalarken kapı içeriden tutulup açıldı. Üzerini giyinmiş olan sevgilim hepimizde bakılarını gezdirdiğinde derin bir nefes bıraktı. Gözlerini devirerek içeri girdiğinde biz de onun arkasında ilerlemiştik. Yerdeki kıyafetleri bile toplamıştı. Beyefendi geç kalmıştı ama yine de imdadımıza yetişmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
High School | Taekook
Fanfiction"Eğer başkanlıkta kazanamıyorsanız, yatakta kazanın."