Biraz geç attım kusura bakmayın. Bugünün son bölümü olsun bu da.Bir günde birkaç bölüm birden atıyorum. Önceki bölümleri atlamayın lütfen.
Keyifli okumalar 💜💜
Sabahın erken saatlerinde uyanıp okula gelmiştim. Utanıyordum. Lanet olsun o kadar utanıyordum ki kafama kese kağıdı geçirip gelmeyi bile düşünmüştüm. Ama Jimin o şekilde daha çok dikkat çekeceğimi söyleyerek beni durdurmuştu.
Yapmamalıydım. Jungkook'u öpmemeliydim. Nasıl bir şey olmamış gibi davranabilirdim ki? Biz öpüşmüştük işte, unutamazdım.
"Taehyung, apaçi dansı yapıyor gibi görünüyorsun." Jimin'in uyarısıyla etrafı kolaçan etmeyi bıraktım. Jungkook bir yerlerden çıkacak diye önüm, arkam, sağım, solum her yere bakıyordum. Sonuç kaçınılmazdı. Burası onun sınıfıydı ve elbet gelecekti.
"Jimin ne yapacağım ben?" Stresten tırnaklarımı yemeye başladım. Bacaklarım benden habersiz oturduğum yerde sallanırken karnıma ağrılar giriyordu.
"Taehyung abartma, bir öpüşmeden hamile kalmayacaksın." Jimin dün gece ona olanları anlattığımdan beri benimle dalga geçiyordu. Onun için hava hoştu tabi. Hiçbir gerekçesi yokken öpüştüğü kişinin yüzüne bakacak olan kendisi değildi. Gözlerimi kapattım, ya dediği gibi olsaydı? Ben bir öpüşmeden hamile kalsaydım, o zaman neler olurdu?
"Jungkook." dedim elimle karnımı tutarken. Bacaklarımda bol bir pantolon, üstümde bol bir gömlek ve kafamda Jungkook'un taktığı pembe bandana vardı. "Ben hamileyim..."
Jungkook gözlerimin içine baktı. Ağzında döndürdüğü sakız, üstündeki beyaz atlet ve boynundaki zincir kolye ile iğrenç görünüyordu.
"Üzgünüm." dedi ağzındaki sakızı tükürerek odanın camına fırlatırken. "Ben bir çocuğun sorumluluğunu alamam, Taehyung."
Karnımdaki bebeğimi severken sadece ağladım.
"O yüzden kendi başınızın çaresine bakın."
Oturduğum sırada sıçrayarak gözlerimi açtım. Lanet hayal dünyam yine aklımı karıştırıyordu. Ellerim korkuyla karnıma gitti.
"Ya hamile kalırsam?" Gözlerimin önüne gelen görüntüleri unutamazken korkuyla Jimin'in yakasına yapıştım. "Eğer hamileysem Jungkook beni karnımdaki daha doğmamış çocuğumla ortada bırakır Jimin!"
"Ne içtin sen? Erkekler hamile bile kalamaz Taehyung!" Jimin şaşkınlıkla yüzüme bakarken sesimin yükseldiğinin bile farkında değildim. Jimin'i her gün düşündüğüm şeyleri gerçekmiş gibi algılayarak dövüyordum. Bu duruma fazlasıyla alışıktı.
"Taehyung." dedi ve yakasındaki ellerimi tutup sakince aşağıya indirdi. "Jungkook arkanda."
Bu kadardı. Saçma hayal dünyam beni yavaş yavaş yalnız başıma bıraktı. Oturan öğrencilerin bakışları üzerimdeyken arkamı dönmedim. Dönemedim. Rezil olmuştum. Çok fena rezil olmuştum. Bu kez kurtuluşum yoktu. Öyle ya da böyle yüzleşecektim onunla.
Yavaşça arkamı döndüm. Jungkook sıramın dibinde durmuş bana bakıyordu. Gülmemek için yanağının içini ısırdığını biliyordum.
"Dışarıda konuşalım." dedi sessizce. Beni beklemeden sınıftan çıktı. Ben de sınıftaki öğrencilere kaçamak bakışlar atarak çıktım sınıftan. Bu rezil halime şahit olanlar büyük ihtimal artık bana oy vermeyeceklerdi. Eğer verirlerse gerçekten akıl sağlıklarından şüphe ederdim. Dolapların önünde beni bekleyen Jungkook'un yanına utana sıkıla gittim. Yüzüne bakmamaya çalışırken karşısında öylece durmuş söyleyeceklerini bekliyordum. Çünkü benim bu saatten sonra konuşmaya yüzüm yoktu. Öpüştüğümüz için demiyordum bunu, az önceki rezilliğim için söylüyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
High School | Taekook
Fanfiction"Eğer başkanlıkta kazanamıyorsanız, yatakta kazanın."