Bugün attığım üçüncü bölüm oldu bu galiba, sahura doğru bir bölüm daha atabilirim belki ama belli değil.
Atamazsam da yarın görüşürüz bebeklerim, dikkat edin kendinize.
Hepinizi öpüyorum bal porsuklarımm ❤❤❤😘
Okul koridorunda yürüyordum. Yanımdan geçip giden kimseye selam bile vermiyordum ve hakkımda ne düşündükleri umurumda falan değildi. Çünkü az önce matematik notları açıklanmıştı. Jungkook sınıftaki en yüksek notu alırken ben yalnızca beş alabilmiştim. Evet, bildiğiniz beş! Resmen sınıftaki bütün itibarım sarsılmıştı. Üstelik bunu sadece not zamanı beni arayan aileme nasıl söyleyecektim onu bile bilmiyordum.
Yine geri zekalı olduğuma dair birkaç şey zırvalayacaklardı. Bir güzel de azar yiyecektim. Kendime iyice sinirlenirken ne kadar hızlı yürüdüğümün farkına ancak birisine çarpıp durduğumda vardım.
"Yavvvaş Taehyung ciğerimi söktün." Jungkook'a gözlerimi devirdim. Okul gömleğinin uçları pantolonunun içinden çıkmış, kravatı bağımsızlığını ilan etmişti. Böyle birisi nasıl matematik sınavından doksan beş alabilirdi, Tanrı aşkına?!
"Kopya çektin değil mi?" Dedim şüpheli bakışlarımla. Aslında bu çok zordu ama Jungkook'dan her şeyi beklerdim.
"Sadece zeki olamaz mıyım?" Koridordakiler çoktan bizi izlemeye başlamıştı. Kaostan besleniyorlardı resmen.
"Sen önceki senelerde hiç bu kadar yüksek not almazdın!" Sesimi yükselttim. Kendime olan sinirimi ondan çıkartıyordum aklımca. Çünkü biliyorsunuz ben beş aldım. Yalnızca BEŞ!
"Önceki senelerden benim hakkımda başka neleri biliyorsun bebeğim?" Dedi ukala tavırlarla. Cevap vermedim. Biliyordum ki ne söylesem kendince anlayacaktı.
"Baksana Taehyung." Dedi ve ben ne olduğunu anlamadan kolları belime sarıldı. Beni hızlı ve sert bir şekilde kendi vücuduna çekti. Bedenlerimiz mesafe olmadan tamamen birleşmişti. "İstersen seni son sınav için çalıştırabilirim."
Etrafımızdaki kalabalık çoğalırken onu itmek yerine daha çok yaklaştım. Ellerimi onun omuzlarına çıkartıp ensesinde birleştirdim. Bunu beklemediği için ağzı şaşkınlıkla açıldı.
"Beni elde etmeye çalışmaktan ne zaman vaz geçeceksin?" Dedim ensesindeki saçlarla oynamaya başlarken. Birkaç flaşın patladığını fark etmiştim. Büyük ihtimal fotoğrafımızı çekiyorlardı ve görmeyen öğrenciler için okul grubuna atacaklardı. Dedikodu onların işiydi.
Jungkook'un ufak ağzı hâlâ açıktı ve aval aval suratıma bakıyordu. Gözleri yüzümde gezinip duruyordu. Normalde saniyesinde bana geri dönüş yapan çocuk öylece kalakalmıştı. Onun sessizliği diğer herkesin susmasını sağladı. Artık dalıp gittiğini düşünmeye başladığımda elimi saçlarında çekip ensesine acıtmayacak şekilde bir tane vurdum. Kendine gelmesi gerekiyordu.
"Alık gibi bakacağına karşılık versene!"
Vuruşum onu kendine getirirken yarım saattir açık olan ağzı kapandı. Ellerini hızla belimden çekti ve beni kendinden uzaklaştırdı. Bütün ağırlığımı ona verdiğimi o beni ittiğinde ve ben dengemi kaybettiğimde fark edebilmiştim. Düşmekten son anda kurtulduğumda Jungkook tepkisiz kalmaya devam etti.
"Matematikten beş alan insanları etkilemeye çalışmam." Dedi nihayet kendisine gelirken. Birbirimizi terslemeye o kadar çok alışmıştık ki yapmayınca garip geliyordu işte.
"Hah!" Elimi gevşek duran kravatına götürdüm. Zaten açılmaya yüz tutmuştu ve çektiğim gibi çözüldü. Kravatı bağlamayı bile becerememiş olmasına daha sonra gülebilirdim. "Daha gömlek giyip kravat bağlamasını bilmeyen birisi nasıl matematikten doksan beş alıyorsa artık?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
High School | Taekook
Fanfiction"Eğer başkanlıkta kazanamıyorsanız, yatakta kazanın."