Hello,Bu bölümü de atıyor ve kaçıyorum.
Umarım beğenirsiniz
Sizi çooookk seviyorum ❤😘Bekliyordum. Cumartesi ünü sabahın erken saatlerinde, okulun önünde öylece bekliyordum. Gelen herkes Jungkook'un getirdiği büyük servislere binerken ben öylece onlara bakıyordum. Yine de alt komşumuz servis şoförü olduğu için şanslıydım. Çünkü bugün şoförlüğümüzü yapmak için bizden hiç para almamıştı. Biraz küçük bir servisti ama biz zaten beş kişiydik. Jimin, Bogum, Taeil, Seokjin ve ben. Başka kimsenin geleceğini de düşünmüyordum zaten.
"Gidelim mi artık?" dedi yanımda bekleyen Bogum. Gelen gelmişti ve bu saatten sonra o da kimsenin geleceğini düşünmüyordu. Benim listemde bu beş kişiden başka kimsenin ismi bile yazılı değildi zaten. Beklemek anlamsızdı.
"Bogum." dedim ve ona doğru döndüm. İki elimle tek elini kavradım. Beni sevdiğini bildiğim için yakın davranmak istemiyordum ama bir teşekkürü hak ediyordu. "Teşekkür ederim."
Tuttuğum eline bakıp gülümsedi. Birkaç saniye hiçbir şey söylememişti.
"Neden teşekkür ediyorsun?" Eli ellerimin arasında soğuk soğuk terlerken sesi titremişti. Gerçekten beni sevmesini isteyeceğim son insan bile değildi. Çünkü onunla arkadaş olmak daha cazip gibi görünüyordu.
"Yanımda olduğun için." Bir şey söylemek yerine başını salladı. Bogum ile her seferinde ters düşerdik ama o iyi birisiydi. Yalnızca ben biraz asabiydim.
"Yolun ortasında romantik film mi çekiyorsunuz?" Yine her zaman, her yerden fırlayan ses sinirlerimi alt üst etmeye yetti. Jungkook lambadan çıkan cin gibiydi.
"Sana ne." Bogum benden önce cevap verdiğinde Jungkook ona yalnızca küçümseyici bakışlar attı. Birleşik ellerimizi ayırmak için kolumdan tutup beni kendi tarafına çekti.
"Taehyung nasılsın?" Jungkook, Bogum'u görmemi engellemek için karşıma geçti. Sadece ikimiz varmışız gibi davranacaktı aklınca.
"Sen kendi işine baksana." Dedi ve ikisinin arasına girdim. Bogum bu hareketimle Jungkook'a bakıp gülmüştü. Jungkook ise sabrının son demlerini yaşıyor, sıktığı yumruğunu tutmaya çalışıyordu.
"Benimle gelsene." Dedi sıktığı dişlerinin arasından. Biraz daha onu dışlarsak delirecekmiş gibi duruyordu. Ah, ama o zaten deliydi.
"Arkadaşlarımla gideceğim." Bogum daha fazla yanımızda durmak istemediği için servise bindi. Ben de daha fazla zaman kaybetmemek için Jungkook'a el sallayarak Bogum'un peşinden gittim.
"Yanıma gel." Bogum yanındaki boş yeri gösterdiğinde oraya doğru ilerledim. Tam yanına oturacağım sırada kolumdan başka bir güç beni tuttu ve arka koltuğa çekti. Kafamı kaldırıp kim olduğuna baktığımda Jungkook otuz iki diş sırıtıyordu.
"Ben de sizinle geleceğim." Dedi ve oturduğu yere iyice kuruldu. Ona boş bakışlar atmaya başladığımda bir süre anlamsızca bakıştık.
Hiç öyle bakma." Beni bileğimden yakalayıp göğsüne doğru çekti ve gözlerini kapattı. "Benzinin fiyatı uçmuş resmen, özel arabamı kullanıp masraf yapamazdım."
Yalancıydı. Jungkook zengin ve yakışıklı bir yalancıydı.
******
Uzun bir yolculuğun ardından konaklama yerine gelmiştik. Yol boyunca Jungkook çocuk gibi mızmızlanarak omzumda uyumuştu. Onu defalarca itsem de yine koala gibi bana yapışmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
High School | Taekook
Fanfiction"Eğer başkanlıkta kazanamıyorsanız, yatakta kazanın."