Bölümler kısa olduğu için bir bölüm daha atıyorum. Umarım etkileşimi bol olur.
Öpüldünüz 😘😘😘
"Taehyung." Dedi Jimin. Cafenin kiraladığımız bölümünde gezdiriyordu gözlerini. "Partiden çok fakir işi bir doğum günü kutlamasına benzedi."
Elimdeki balonu şişirmeyi bıraktım ve oradan oraya savrularak sesli bir şekilde sönmesini izledim. Jimin'e kötü bakışlar atarken üstüne yürümeye başladım. "Eğer tek bir kelime daha edersen..." Dedim işaret parmağımı kaldırıp ona doğru sallarken. "Bu balon gibi söndürürüm seni anladın mı?"
Jimin'i susturmayı başardığımda okul grubuna konumu atmasını söyledim. Son balonu da şişirip yere fırlattığımda küçük, yüksek masaların üstünde duran pastalara ve çerezlere baktım. Tamam, belki gerçekten fakir işi bir doğum günü kutlamasına benziyor olabilirdi ama en azından sözümü tutuyordum. Havuzlu villanın tek gecelik kirasını öğrenene kadar kendime olan güvenim tamdı. Şimdi ise dalga konusu olacağımı bildiğim için diken üstündeydim.
"Mesaj attın mı?" Dedim kuru pastalardan yürütmeye çalışan Jimin'e bakarak. Yemek yediği her ortamda mutlu olabiliyordu, beni düşünen yoktu tabi.
"Evet." Ağzı dolu olduğu için zor konuşuyordu. "Birazdan herkes gelir."
*****
Jimin'in dediği gibi kısa sürede cafenin içi dolmaya başladığında memnuniyetsiz bir şekilde çerez yiyen arkadaşlarımıza baktım. Sanki annelerinin karnında havuz başı parti yapıyorlarmış gibi bir hayal kırıklığıyla öylece duruyorlardı. Onların bu halleri sinirimi bozarken açtığım müziğin sesini sağır edecek şekilde yükselttim ve önümdeki sudan içmeye başladım. Bunlar bile moralimi bozmaya yeterken Jungkook geldiğinde neler olacağını tahmin etmek istemiyordum.
"Bozma moralini." Dedi Jimin nihayet yanıma gelebildiğinde. "Bunlara uzayda parti versen yine de memnun olmazlar zaten." Söylediği şey beni gülümsetirken tabaktaki çerezlerden alıp ona uzattım. Her zaman olduğu gibi reddetmeden ağzını açmıştı.
"Haklısın." Dedim moralimi bozmamak için ondan güç almaya çalışırken. "Ben onları eğlendirmesini bilirim." Masamdan uzaklaşıp müziğin sesini kıstığımda herkesin bana bakması için elimle bulduğum ilk yere vurmaya başladım.
"Herkes bana baksın!" Dikkatleri üzerime çekmeyi başarmıştım. "Birincisi, surat asacaklar şimdiden dışarı çıksın. İkincisi, herkes içtiğini kendisi ödeyecek. Bedava diye her istediğinizi sipariş etmemenizi öneririm." Kalabalıktan mırıltılar yükselmeye başladığında Jimin ile göz göze geldim. Gülmemek için dudaklarını ısırıyordu, ona göz kırptım.
"İçecekleriniz benden!" Nefret ettiğim ses cafenin içini doldurdu. Gözlerim anında kapıdan içeri giren Jungkook'u bulurken güneş gözlüğünü havalı bir şekilde kafasına takışını izledim. Okuldaki ezikler, onun konuşmasıyla alkış tutmaya başladığında gözlerimi devirdim. Hangi taraftan daha fazla yararlanabiliyorlarsa onu tutuyorlardı. Tabi bu yüzden her zaman Jungkook göz önündeydi.
Jungkook yanıma yaklaşmaya başladığında elindeki flaşı gösterdi ve bana göz kırparak yanımdan geçti. Müzik çalara takılı olan flaşımı çıkarıp attıktan sonra kendi getirdiğini taktı. "Eğlenmenize bakın çocuklar." Bir tuşa basıp açtığı saçma sapan disko müziğinin mekana yayılmasını sağladı. Herkes hoşuna giden müzikle yavaştan dans etmeye başladığında nerede hata yaptığımı düşünüyordum. Aslına bakarsak, hata yaptığım bir şey yoktu. Benim partimde bile Jungkook göz önündeydi. Jungkook aptalın teki olduğuna göre ona ayak uyduran bu insanlarda aptalın tekiydi ve ben zeki birisi olduğum için onlara ayak uyduramıyordum. Olan şey buydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
High School | Taekook
Fanfiction"Eğer başkanlıkta kazanamıyorsanız, yatakta kazanın."