11|"Zaten Çok Uzak Sayılmaz..."

4.9K 354 139
                                    

Merhabalar efendim,

Umarım güzel bir hafta sonu geçiriyorsunuzdur.

İyi okumalar 💜






Öğle arası aramızın iyi olduğu kişilerle okul bahçesindeki büyük masalı banka oturmuştuk. Dedikodusunu yapmadığımız neredeyse kimse kalmazken önümüzdeki çekirdeği senkronize bir şekilde çitliyorduk.

"A şubesindeki Yugyeom, birinci sınıflardan Hoseok'a vermiş diyorlar." Taeil, merdivenlerde oturan Hoseok'u göstererek konuşmuştu. Hepimiz şaşırdığımızı belli eden bir ses çıkardık. Herkesin yediği haltlardan haberimiz vardı ve bu bazen eğlenceli oluyordu.

"Bu imkansız, onlar hiç anlaşamıyordu ki." Kai ortaya atılan dedikoduyu tartışmamız için bir fırsat yarattı. Eh, Kim Taehyung tayfası bu fırsatı asla kaçırmazdı.

"Birbirinden nefret edenlerin sonunu biliyoruz." Jimin bana bakarak konuşmuştu. Yine Jungkook'u ima ediyordu. Benimle uğraşmak için bütün fırsatları değerlendirebilen tek kişiydi kendisi.

"Katılıyorum." Seokjin hemen Jimin'e hak verdiğinde bütün masadan onaylayan mırıltılar çıktı. Ben ise durumu sadece Jimin bilmesine rağmen utancımdan kızarmıştım.

"Seçime bir hafta kaldı." Seokjin konuşmasına devam etti. Sesinden bile laf sokacağı anlaşılıyordu. "Taehyung sen oyunu Jungkook'a vereceksin galiba?"

Çekirdek boğazıma takıldı ve ben öksürük krizine girdim. Aniden söylenecek şeyler miydi bunlar? Jimin hemen elindeki suyu bana uzattı. Birkaç yudum içtikten sonra kendime gelebilmiştim. Herkesin dikkati benim vereceğim cevaptaydı.

"Ben ona oy falan vermem." Seokjin'e yaklaşıp yüzüne bakarak kelimelerimi vurguladım. "Ayrıca kendi adaylığım varken neden ona oy verecekmişim?"

"Ah evet, çünkü Taehyung bana başka şeyler vermeyi tercih ediyor." Aniden aramıza girerek masanın üstüne oturan Jungkook'a baktım. Kaç saattir bizi dinliyordu bu çocuk?

"Ne diye geldin yine?" Yanımdaki kimseden ses çıkmayınca Jungkook'u tersleme görevi haliyle yine bana düşmüştü. Jungkook dirseğinden destek alıp bana doğru dönerek masaya uzandı. Arkasında oturanların kıçını süzeceğini tahmin etmiyor gibi görünüyordu.

"Bebeğimiz iyi mi diye sormaya geldim." İşaret parmağını çeneme dokundurup göz kırptı. "Nihayetinde babasıyım."

Masadaki herkes onun söylediğine güldüğünde iyice sinirlendim. Benim tarafımdakiler şu an beni sırtımdan vuruyordu resmen. Yok, bu devirde kimseye güven olmuyor arkadaş.

"Ben bebeğimizi aldırdım." Dedim ve Jungkook'un boynundaki fuların ucundan tuttum. İnsanların üstündeki kıyafetlerle oynamaya bayılırdım. "Sana benzeme ihtimalini göze alamazdım."

Bu kez arkadaşlarım benim söylediğime güldüklerinde Jungkook'a dil çıkardım. O da aynı şekilde bana dil çıkardığında tuttuğum fuların ucunu aşağı yukarı sallamaya başladım.

"Havlasana." Dedim dili dışarıdayken. Fuları tasma gibi sallayarak gülüyordum. Büyük ve parlak gözleriyle yavru köpek gibi görünüyordu şu an.

"Hav hav." Kahkahamı tutamadım. Ben onun bu haline gülerken masadakiler yüzlerini buruşturarak birer birer kalkmışlardı. Zakkum, "Birer birer masadan eksiliyor dostlar." Derken bunu kastediyordu kesin.

Ben fularıyla oynamaya devam ederken Jungkook'un eli yüzüme çıktı. Burnumun üstündeki morluğu hafifçe okşadı. "Hâlâ acıyor mu?" O okşamaya devam ederken gözlerim kısa süreliğine kapandı ama hemen kendime geldim. Elini yüzümden itip boğazımı temizledim.

High School | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin