Ben hızımı alamadım, bir bölüm daha fırlatıyorum size sjsjskskksksGüzel yorumlarınız için çok teşekkürler.
Veee iyi okumalar 💜💜
"Siktir!"
Yabancı odanın içinde, bir o kadar yabancı olan yataktan küfürler savurarak hızla kalktım. Yerde gördüğüm ceketimi elime alırken büyük odadan hızla çıktım. İçinde bulunduğum evin kime ait olduğunu bile bilmiyordum. Uzun koridorda korka korka yürürken burnuma dolan yemek kokularıyla durdum. Kokuyu takip etmeye başladığımda duyduğum şarkı mırıltılarını daha net işitmeye başladım. Sonunda güzel kokuların ve şarkı mırıltılarının geldiği mutfağa girdiğimde arkası dönük şekilde tezgahta bir şeylerle uğraşan kişiye baktım. Üstüne geçirdiği kısa kollu beyaz bir tişört ve giydiği gri eşofmanla kesinlikle tanıdık değildi. Ona görünmeden çıkıp gitmek en iyisi olacaktı. Sabah sabah başıma iş almak istemiyordum.
"Uyanmışsın." Arkamı dönmüş gidecekken tanıdık ses beni durdurdu. Eh, ama bu sefer gerçekten siktir!
"Jungkook?" Diyerek tekrar arkamı döndüğümde masaya hazırladıklarını koyan Jungkook'a baktım. "Burada ne arıyorsun sen?"
Jungkook başını geriye atarak bir kahkaha atarken masanın kenarında duran sandalyelerden birini çekti ve oturdu. Bacak bacak üstüne attığında kollarını iki yana açtı. "Burası benim evim." Dedi kollarını tekrar indirirken. "Bu soruyu benim sana sormam gerekiyordu."
Sabah bilmediğiniz bir evde uyanmaktan daha kötü bir şey varsa o da Jungkook'un evinde uyanmaktı. Biliyordum ki, bütün gün beni bununla tehdit edip duracaktı.
"Bak." Sesimin sert çıkmasına özen gösterdim ve işaret parmağımı Jungkook'a doğrulttum. "Okulda bundan kimseye bahsetmeyeceksin, yoksa o tavşan dişlerini sökerim anlıyor musun?!"
Jungkook bu kez inadına dişlerini daha çok göstererek güldü. Beni nasıl sinir edeceğini gerçekten çok iyi biliyordu.
"Ah!" Kollarını kendine sardı. "Acayip korktum şimdi!" Onunla bir anlaşma yapmadan bu evden çıkamayacağımı anladığımda yaklaştım ve karşısındaki sandalyeye oturdum. Jungkook'un önünde duran çatalı aldım ve kızarttığı patateslerden yemeye başladım. Ne yapayım acıkmıştım.
"Bence anlaşabiliriz." Dedim ağzımın dolu olmasını umursamadan. "Eğer gece senin evinde uyuduğumu okuldakilere söylemezsen, istediğin herhangi bir şeyi yaparım."
Jungkook çattığı kaşlarıyla beni dinlerken son söylediğim şeyden sonra sırıttı. içeceğinden yudumladıktan sonra dudaklarını yalayıp vereceği cevabı bekleyen bana baktı.
"Peki." Başını ağır bir şekilde aşağı yukarı salladı. "Ama ne isteyeceğime daha sonra karar veririm." Onu o an için basitçe onayladım. Nasıl olsa kafası çalışmıyordu ve egosunu tatmin edecek bir şeyler isteyeceğine emindim.
"Ben buraya nasıl geldim?" Dedim. Bu kez elime aldığım elma dilimini yemeye başlamıştım. Jungkook benim yemek yiyişime garip bakışlar atarken onu umursamadım.
"Kendin istedin." diyerek kestirip attı. Devam etmesi için yüzüne bakmaya başladığımda sadece omuz silkti. Sinirlenip çatalıma bir sürü patates kızartması taktığımda ağzıma götürecekken Jungkook'un yaklaşıp benden önce patateslerimi ağzına atışını izledim. Dolu ağzıyla geri çekilip sandalyesinde geriye yaslandığında çatalı sesli bir şekilde sertçe masaya bıraktım.
"Onlar benim patatesimdi!" Sinirle bağırdığımda eliyle masaya bıraktığım çatalı işaret etti.
"O da benim çatalımdı." Jungkook'a gözlerimi devirerek dilimlenmiş ekmeğe çilek reçeli sürmeye başladım. Hazır kahvaltı bulmuşken bırakıp gitmezdim elbette. Kim Taehyung bunu asla yapmazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
High School | Taekook
Fanfiction"Eğer başkanlıkta kazanamıyorsanız, yatakta kazanın."