Merhabalar 👋👋
That That yayınlandı ve ben çıldırıyorum. Çok çılgın bir ikili olmuşlar sjsjsjjsjs
Keyifli okumalar
Sizi seviyorum 😘❤❤"Bakın arkadaşlar!" Jungkook okul bahçesindeki kürsüye çıkmış, elinde mikrofon olmasına rağmen bağırıyordu. Okul bahçesini iki dakikada miting alanına çevirmişti resmen. "Matematikten beş alan birisi mi sizi ve okulumuzu daha iyi yerlere götürür yoksa doksan beş alan birisi mi?!"
Kalabalıktan gelen uğultular arttı. Ben sadece en arkada bir banka oturmuş onu dinliyordum. Nasıl olsa bir yerde cevabını verirdim.
"Jungkook okulu yönetemez diyorlar!" Sesi gittikçe yükselirken kulaklarımı tıkamamak için kendimle mücadele ediyordum. Yanımda kulaklıkla müzik dinleyen Jimin'in bile onu duyduğuna emindim. "Biz Taehyung ve onun arkasındakilere sandıkta cevabımızı vereceğiz. Öyle bir vereceğiz ki, herkes görecek!"
Bahçede tezahürat sesleri yükselirken arkada oturmuş gülerek onları izliyordum. Kalabalık olmaları beni asla korkutamazdı. Biz daha güçlüydük. Yanımda duran su şişesini alıp içmeye başladım. Aynı zamanda da Jungkook'u dinlemeye devam ediyordum.
"Başkanlığı kazandığımda yapacağımız muhteşem tatili ayarladım bile!"
İçtiğim su boğazıma takılırken şişeyi bir kenara bırakıp ardı ardına öksürmeye başladım. Jimin benim öksürmekten öleceğimi nihayet fark ettiğinde birkaç kez sırtıma vurdu. Kendime gelmeyi bile beklemeden kızarmış suratımla önümdeki mikrofonu aldım. Az önce konuşmam bittikten sonra kapattıkları için nereden açılacağını aradım hızlıca. Yandaki kaydırmalı yeri hızla kaydırıp bankın üstüne çıktım.
"Sen kimsin ya?!" Benim sesim ile Jungkook sustu ve kalabalığın uğultusu kesildi. "Paran var diye onların gözünü boyamayı kes!"
Jungkook güldü. Elindeki mikrofona parmaklarıyla birkaç kez vurup nefesini üfledi.
"Beş yıldızlı otel tatilimize gelemeyeceğin için üzülüyor musun yoksa?" Dedi ve kalabalık beş yıldızı duyunca iyice coştu. Hatta az önce beni dinleyenler bile şimdi Jungkook'a alkış tutmaya başlamıştı. "Merak etme biraz yalvarırsan odamın rezervasyonunu çift kişilik olarak değiştiririm."
"Boşuna hayal kuruyorsun Jungkook." Dedim. Güçlü durmaya çalışıyordum. Bu zengin velet beni parasıyla eziyor olabilirdi ama seçim günü ben onu galibiyetimle ezecektim. "Ben kazanacağım."
Mikrofonumu kapatıp yerime oturdum. Onunla daha fazla bu kalabalıkta uğraşmayacaktım.
"Benim bir sözüm vardır." Jungkook istifini bozmadan konuşmaya devam etti. "Nâdânı terk etmeden yârânı arzularsın."
"O Niyazi Mısri'nin sözü değil miydi ya?" Dedi Jimin sessizce. O da herkes gibi Jungkook'u dinlemeye başlamıştı.
"Salak işte." Dedim ve az önce kenara koyduğum şişeyi sinirle sıktım. Jungkook konuştukça iyice sinirleniyordum.
"Evet biz nâdânı terk ettik, işte yârânı bulduk. Farkımız bu." Dedi ve eliyle onu dinleyen öğrencileri gösterdi. "Yârân burada."
"Bunun konuyla ne ilgisi var Tanrı aşkına?" Söylenirken elimde sıktığım şişeye eziyet etmeyi bıraktım. Kendisini iyice siyasetçi havasına sokmuştu.
Jungkook nihayet anlamsız ve bir o kadar saçma olan konuşmasını sonlandırıp herkesi selamlayarak aşağıya indi. Kalabalık yavaş yavaş dağılırken bana doğru yaklaşıyordu. Sinirlerimi gittikçe bozuyordu ve şu an tek bir kelime ederse onu boğabilirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
High School | Taekook
Fanfiction"Eğer başkanlıkta kazanamıyorsanız, yatakta kazanın."