Merhaba, napıyorsunuz?
Sevgili Taekook görmeye hazır mısınız?
İyi okumalar,
Sizi seviyorum <3 <3
Her şey çok garipti. Jungkook ile el ele oturduğumuz sırada matematik öğretmenini dinliyorduk. Ya da sadece ben dinliyordum çünkü Jungkook bakışlarını bir saniye olsun üstümden ayırmıyordu. Haklıydı tabi. Yanıma oturmak için Jimin'le etmediği kavga kalmamıştı. Zaferinin tadını çıkartıyordu.
"Bu soruyu çözen ilk kişinin performans notuna yüz vereceğim." Matemetik öğretmenimiz Bay Min sesini yükselterek konuşmuştu. Ben heyecanla elimi sevgilimin -evet garip geliyor- elinden kurtarırken soruyu çözmeye çalıştım. Sınavdan beş aldığımı biliyorsunuz notumu kurtarmam için tek şansım buydu. Elimdeki kalemle heyecanlı heyecanlı işlemin basamaklarını yazıyordum ama sonuca ulaşamadım. Bir yerlerde hata vardı.
"Olmuyor işte olmuyor!" Elimdeki kalemi sıraya atıp arkama yaslandım. Son şansımı da kaybediyordum işte. Şimdi birisi ortaya atılıp doğru cevabı söyleyecekti.
"Bir de ben bakayım." Jungkook attığım kalemi alıp kağıda bir şeyler yazmaya başladı. Kısa süre sonra kolumu tutup havaya kaldırdığında Bay Min'in bakışları beni buldu.
"Söyle Taehyung." Panikle önümdeki kağıttan sonucu görmeye çalıştım. Jungkook eliyle sonucun yazdığı yeri gösterdi.
"Sonuç altı hocam." Bay Min doğru olduğunu gösteren birkaç şey söylediğinde önündeki not kağıdına tahminime göre ismimi yazdı. Zaten hemen ardından zil çalmıştı.
"Ne yaptın sen Jungkook?" Bay Min sınıftan çıkar çıkmaz Jungkook'un koluna bir tane patlattım.
"Teşekkür edip beni öpmen gerekiyordu ama!" Jungkook gülerek beni belimden kavradı ve aramızdaki boşluğu sıfıra indirdi. Jungkook'la sevgili olduğumuz gerçeğine hala alışamıyordum.
"O puan senin hakkındı, soruyu sen çözdün." Dudaklarımı büzerek konuştuğumda Jungkook'un bakışları hemen dudaklarıma kaymıştı. Sınıfta kimsenin olmadığına emin olduktan sonra yaklaşıp masum bir öpücük bıraktı ve gülümsememe sebep oldu.
"Sorun değil sevgilim." Jungkook yüzünü biraz daha yüzüme yaklaştırıp burnunu hafifçe boynuma sürttü. Onun bu hareketine karşılık ellerimizi birbirine kenetlediğimde içimden sınıfa birisinin girmemesi için dua ediyordum. "Hem benim ilk sınavım doksan beş ama senin ilk sınavın beş."
"Şunu hatırlatıp durma." Başka zaman söylese sinirleneceğim şey bu kez kahkaha atmama sebep olmuştu. Nasıl olsa performans notu ile kurtaracaktım, o yüzden sinirlenemiyordum galiba.
"Jungkook." İsmini seslenir seslenmez başını kaldırdı ve sahibinden komut bekleyen köpekler gibi parlak gözleriyle bakmaya başladı.
"Efendim bebeğim?" Kocaman ve sevimli gözleri onu ısırma isteğimi körüklerken kendimi tuttum. En son ısırdığımda hiç hoş şeyler olmamıştı ve şimdi de Bay Jung'a yakalanmak istemiyordum çünkü bu kez arkadaşça bir ısırma olmayacaktı.
"Sen beyci mi oldun bakayım?" Burnunu sıkarak konuştuğumda gözlerini devirdi.
"Sadece seni mutlu etmek ve mutlu görmek beni de mutlu ediyor." Ayağa kalktığında ellerimizi ayırmadı ve kalkmam için beni de çekiştirdi. Ona eşlik etmeye başladığımda sınıftan el ele çıkmıştık. "O yüzden her isteğini yerine getirmek istiyorum. Hep mutlu ol ve tatlı tatlı gül istiyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
High School | Taekook
Fanfiction"Eğer başkanlıkta kazanamıyorsanız, yatakta kazanın."