/Bölüm-43/

50 2 15
                                    

Soo: İşin uzun sürdü sanırım?
Kook: Şey evet biraz öyle oldu. Ee e? Eğlendiniz mi arkadaşlarınla?
Kook ceketini çıkararak Jisooya bi soru yöneltti. Konuyu değiştirmek için olduğu kesindi.
Soo: Evet. Güzeldi.
Kook: Güzel. Hemen uyumak istiyorum. Çok yorgunum. Hadi yatalım.
Soo: Olur.
Kook: Bir sorun yok ya? İyi gözükmüyorsun.
Soo: Ciddi bir şey yok. Yorgunluktandır.
Kook: Olabilir. Sen odaya çık üzerini değiştir. Ben ikimize de meyve suyu alıp hemen geliyorum.
Soo: Peki.

Jisoo merdivenlere yönelirken Jungkook hızla mutfağa geçti.
Telefonunu cebinden çıkarıp Sehun'u aradı.

-Alo. Sehun.
+Efendim
-Jisooya bir şey mi oldu kulüpte? Sordum yorgunum dedi ama inanmadım. Üzerine de çok gitmek istemedim.
+Hayır hiç bişey olmadı. Sadece fazla eğlendik belki bu yüzden yorgun düşmüştür endişelenme sen.
-Ah, tamam teşekkür ederim. İyi geceler.
+İyi geceler.

Arama sonlandırıldı...

Jungkook biraz daha bu konuyu düşünüp buz dolabına yöneldi.
Meyve sularını alıp yukarı çıktı. Jisoo'da bir şey vardı ama onu çözemiyordu. Jimin acaba plandan Jisooya söz etti mi? Yoksa sözleştiklerinden daha fazla mı bilgi verdi?
Ama Jimine sorduğunda fazla bir şey anlatmadığını söylemişti. Yalan söylüyor olamazdı. Çünkü Jimin de Jungkook'un her şeyi Jisoo için yaptığını biliyordu.
Kafası karışmıştı. Ama Jisoo'nun üzerine gidemezdi. Bu aralar ek sorun istemiyordu. Bir an önce çözmesi gereken, yeterince büyük sorunu vardı zaten.

İçeri girdiğinde Jisoo dışarıdan gelen temiz havayı içine çekerek manzarayı seyrediyordu. Rahatlamak istiyor gibi.

Sooya kapının kapanma sesini duyar duymaz irkilip arkasını döndü.
Soo: Ah geldin demek. Duymamışım.
Kook: Sooyam. Dalgınsın ve iyi gözükmüyorsun. Bu durum hiç hoşuma gitmiyor. Hasta mısın yoksa? Hastaneye gidelim istersen?
Soo: Yok, hayır canım hasta değilim. İyiyim ben merak etme. Sadece düşünüyordum. Öyle dalmışım.
Başka sorun yok inan bana.
Kook: Umarım öyledir küçük hanım.

Meyve sularını kenara bırakıp Jisooya sarılır.

Kook: Prensesimin o güzel gülüşünün hiç bir zaman solmamasını istiyorum. Hep mutlu olmasını. Bunun için her şeyi yaparım. Her şeyi. Yeter ki sen iyi ol.
Soo: Aşkım. Ben iyiyim. Sen yanımda olduğun sürece hep mutluyum. Sadece mutlu ve huzurlu, ikimizden ibaret bir hayat istiyorum. Sorunsuz bir hayat. Endişesiz bir hayat. Kuşkusuz bir hayat...
Kook: Seni seviyorum. Bu iki kelime, hayatımın en büyük gerçeği. Ve seni hep mutlu edeceğime söz veriyorum Jisoo. Hiç bir şey için endişelenmeni , kuşkulanmanı istemiyorum. Aklındaki tüm endişeleri siliyorsun bu geceden itibaren. Ve şunu unutma. Her şey senin için.
Büyük bir sarılmadan sonra ikisi de meyve sularına doğru yönelir ve yudumlamaya başlar.

07:45

Soo: Hayatım. Uyan artık. Şirkete gideceksin kalk da kahvaltımızı yapalım.
Kook: ımmhh şu güzel sesin sahibi hanım. Ne güzelsiniz öyle.
Soo: Hadi kalkın bakalım bayım. Yoksa o güzel sesin sahibi sizi gıdıklamak zorunda kalacaktır.
Kook: Gıdıklamak mı? Aşkım ne oldu senin romantizmine? Öpmek, koklamak, sarılmak varken gıdıklamak niye???
Soo: Bak sen çok konuşuyorsun amaa.
Kook: Peki gıdıkla razıyım.
Sooya, Jungkook sözünü bitirir bitirmez onu gıdıklamaya başlar. Sonunun nereye gideceğini tahmin ettiği halde...

Kook: aah uff yapma tamam. Ahahah tamam yeter yeteeer. Kalkıcam tamam.
Demek durmuyorsun öyle mi?
Gel bakalım sen buraya
Kookie Jisooyu belinden kavrayıp altına alır. Ve bu kez o gıdıklamaya başlar.
Kook: Nasıl? Güzel mi? Hı güzel mi?
Soo: ahahaha tamam ödeştik işte. Kalkabilirsin üzerimdeen.
Jungkook gözlerini Jisoonun gözlerine diker ve elini tişörtünün altına geçirir. Hafifce karnına daireler çizmeye başlar. Ve sonrasında yaptığı hareket okşamayla yer değiştirir.
Kook: hmm kalkmazsam nolur?
Soo: Fırsatçı tavşan seni. Hadi kalkk
Kook: Kalkmıyom işteee. Merak etme aç kalmam. Seni yerim. Sen bana yetersinn
Soo: Hı hı tabi.
Eli yavaşça yukarı kayar.
Kook: Aşkım.
Seni, şuan, istiyorum?
Soo: Tekme?
Kook: Dudak?
Soo: Tokatt
Kook: ım ımm boyun?
Soo: dövülmekkk
Kook: öpüşmek?
Soo: day-...

Kook: Öpüşmek...
....

Sookook sofra başındayken:
Kook: Her seferinde seni zorla mı öpmem gerek hanımcım?
Soo: Sana bıraksam, dudak bırakmazsın. Bir sınırı var değil mii?
Kook: Ama ben sana sınırsız aşığım? Her zerrene
Soo: Ben de sana aşığım. Ama benim direniş gücüm seninkinden daha çok.
Kook: Kaslarımı gören gözlerin öyle söylemiyordu ama. Sen de beni istiyorsun. Belli etmemeye çalışsan bile. Eheheh.
Soo: Çok konuşma yemeğini ye hadi. Haylaz sevgilim benim. Akşam görüşücez senle.
Kook: Hangi konuda. Yoksa....?
Soo: Bilmen gereken bir şey değil. Görürsün.
Kook: Umm heyecanlandım bak...

Jungkook kahvaltısını bitirir bitirmez üzerini değiştirip şirkete doğru yol alır.
Arabadayken Jimini arar ve son gelişmeleri haber alır.
Bugün o köstebeğin getirdiği bilgilerle harekete geçmeleri gerekiyordu.

Kook: Sen nerdeysen şirkete gel hemen Jimin. Şu konuyu bi konuşalım. Telefon konusu değil.
Jm: Tamam Jungkook.
Arama sonlandırıldı...

...

Kook: Evet? Bugün bitiyor mu iş?
Jm: Bizim bülbül öter ötmez hemen işe koyulabiliriz. Plan yapar polislerin onları yakalamasını sağlayabiliriz. Tek çare bu.
Kook: Ben polisle falan iş yapan birisi değildim ya, neyse. Öyle olsun.
Jm: Hepsi güvenlik için Jungkook. Hem senin, hem benim hem de Jisoo'nun.
Kook: Doğru. Peki akşam saat 6'da her zamanki yerde buluşalım. Öttürelim şu bülbülü. Bakalım ne ötecek...

Saat yavaş-yavaş 6'ya geliyordu.
Jungkook şirketten çıkıp Jiminle konuştuğu mekana gitmek için arabasına biner.

X: Bayan Jisoo. Bay Jungkook an itibarile şirketten ayrıldı.
Soo: Tamam. Onu farkettirmeden takip et. Ve gittiği yerden bana konum at.
X: Emredersiniz.

Soo: Bakalım ne işler çeviriyorsun bay Jungkook...

_____

(Evettt. Yb geldi sevgili okuyucularım❤.
Gelecek bölümün son kısımları biraz özellik içerebilir...belki de daha fazla😁 bunun ölçüsünü size bırakıyorum...
Nasıl bir gece istiyorsunuzzz?
Hadi koşun yorumlara👇🏻🔥)

Seviliyorsunuz😚❤

Who Are You...? [W.A.Y]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin