/Bölüm-27/

186 14 25
                                    

Jm: Yaşıyor mu??

Soo: Evet. Yaşıyor.
Jm: H-hemen geliyorum.
Soo: Tamam.
Arama sonlandırıldı...

Jungkook'tan.
Silah...
Demek ben ölseydim o da kendini öldürecekti.
Bi insan hem de sevdiğim kız canına kıyacaktı. Benim yüzümden...
Bunu düşünmekte haksız mıyım?

Neden olaylar hep böyle gelişiyor???
Yaşamam sorun, ölmem sorun.
Hayatı sorunla dolu bi insanım , hiç çözülmeyeceğim sanki.

Bu durumdan nasıl kurtulacağımı bilmiyorum.
Cidden ne yapsam da kimseye zarar vermesem...

Sevdiğinden uzak kalmak dünyanın en acı işkencesi. Bu bariz bi durum.

Keşke biri şu odanın kapısını açsa ve tüm dertlerimin devası olacak bişey söylese...

Tam o anda Jisoo elinde iki sıcak kahveyle içeri gelir.

Soo: gelmemin bi sakıncası yoktur umarım.
Kook: İşte o kişi...
O sensin Jisoo. Aradığım insan. Kendi kendime beni iyileştirebilecek, bana iyi gelecek kişi diye sorup duruyordum. SEN KİMSİN?...
Cevabını buldum...
Yıllar önce hayatımı kurtaran, bugün tekrardan beni hayata döndüren meleğim...

Kook: Sen benim kurtarıcı meleğimsin.
Soo: Az önce odadan kovulan meleğim demek istedin galiba😒🙄

Kook: Elinde silah görünce kendimi suçlu hissettim Sooya.
Soo: Sana bişey olsaydı o duyguyu ben yaşayacaktım Kookie.
Kook: Kookie? Yavaş yavaş hoşuma gidiyor..hmmm
Soo: Jungkook derken hoşuna gitmiyor muydu?
Kook: Her türlü hitap edebilirsin meleğim. Ne de olsa artık sadece sana aitim😌

Soo: Evet. Sadece bana. Bu yüzden sana bundan sonra "pis tavşan" diyeceğim. Ne de olsa bana aitsin😌

Kook: Abartsaydın?😒
Soo: Yok böyle iyi😁.
Doktor kahve içebileceğini söyledi.
Hadi soğutma.
Kook: Tamam Mrs. Angel🤍

Jimin nerde?
Soo: Geliyor yolda.
Haber vermiştim.
Kook: Allahım gine çenesi düşecek.
"Nodon ilaçlorono vaktondo almodon?!
Kendono dikkot etmoyorson!" Bla bla bla.
Konuşacak.
Soo: Doğru söylüyor işte.
Kook: Birken iki oldular iyi mi?😒
Soo: Sağlığın önemli. Bunu anlatmaya çalışıyoruz da anlayan kiim.
İyileşince Koreye dönücez ve dönene kadar seninle burada kalacağım.
Kook: Hay hay efendim. Kalabilirsiniz tabii.
Hatta şimdi gelip şu kapıyı kilitleseler ben seninle bu odada kalmakta bi sorun görmem. Ne de olsa sevgilimsin😏

Soo: Çapkınca konuşmaya başladın yine
Kook: Aaa bak kendin söylüyorsun. Yozuyorsun. Benim no suçum😁

Soo: Çok konuşma. Kahveyi soğuttun.
İç bitir şunu.
Kook:Temam içiyoroom.
Peki onun haberi var mı?🙄
Soo: Onun?
Kook: Hani senin yakın arkadaşın olan.
Soo: Haa Tae mi?
Hayır daha haberi yok. Bi tek buraya geldiğimden haberi var. Seni sevdiğimi bilmiyor.

Hem Tae'yle aranda bi sorun mu var senin?
Kook: Yiooo🙄
Sadece sevmiyorum onu.

Soo: Neden ki?
Kook: Hiiç. Neyse işte. Ara söyle ona.
Soo: Şimdi buna ne gerek var ki?
Kook: Nebileyim. Söyle işte.
Soo: Acelen neee?
Kook: Sen çok mu meraklısın? Söyle diyorsam demek ki gerekiyor.
Soo: Telefonda söyleyemem.
Kook: Neden?
Soo: Yüzyüze konuşmam lazım.
Telefonla olmaz.
Kook: sebep?
Soo: Çok mu meraklısınız bay Jeon?
Kook: Repliklerimi çal sen anca.hih😒
Neyse. Dönünce ilk işin bu olsun.
Soo: Tamam canım. Ne de meraklısın sevgili olduğumuzu yaymaya.

Who Are You...? [W.A.Y]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin