/Bölüm-10/

292 27 18
                                    

Jungkook'tan
Uyandığımda başım çok kötü ağrıyordu. Anlaşılan dün içkiyi fazla kaçırmıştım.
Yatağımdan kalkıp banyoya gittim.
Elimi yüzümü yıkayıp kendime geldikten sonra üzerimi giydim.
Ve koşu için hazırdım.
Telefonumu alıp kapıdan çıkıyordum ki karşımda hiç görmeyi beklemediğim birini gördüm.

JK : Jisoo?!
Senin burda ne işin var?
Js: İçeride birisi mi var?
JK : Yoo neden ki?
Ve ben eve kız atmam
Js: Geçebilir miyim?
JK : Tamam geç

Js : Evime hırsız girdi
JK : Ne?!
Js: Aslında hiçbirşey çalmadı.
Ve bence bi hırsız değildi
Hırsız olsa kesin birşeyler çalardı.
Bu gelen herkimse evimi karman çorman edip gitmiş.
Ve bi iz bırakmış.
Duvara kanla "SEE YOU SOON!"
yazmıştı.

Taehyung'a gidecektim hiç kuşkusuz. Ama o annesini ziyarete gitti.
Bende mecbur sana geldim.
Hem belki o kişiyi bulabiliriz.

JK : Tamam. Anladım.
Bugün şirkete gitmeyeceğim zaten.
Sen evde otur. Benim koşum var.
Sonrasında gelip kahvaltımı evde yaparım.
Sonra da birlikte evine gider araştırma yaparız.
Js: Tamam.

Jisoo'dan
Ondan bi kez daha yardım istemiştim.
Beni geri çevirmedi.
Bu kadar iyi kalpli biriyse nasıl mafya babası ki bu? Tuhaf.

Ev değil villa.
Bende bu villayı keşfe çıktım.
En üst kattaki odalardan başladım.
Gezip gezip sonuncu odaya girdim. Galiba burası onun yatak odası.
Evet. Odayı biliyorum ama sonuçta odaya baygın halde getirilmiştim. Yatak odasını görmüştüm sadece.
Bi de koridorları felan.

Odasını gezmeye başladım.
Siyah beyaz dekore edilmiş sade bi odası vardı.
Bi erkek odası olarak çok güzel odaydı.
Alt kata indiğimde o kadar da fazla oda yoktu. Ama kiler gibi bi yer vardı.
Evet. Orası sanırım kilitli bi odaydı.
Gizli oda. Çok merak etmiştim ama oraya giremiyor olmam üzücü.

En son bi dolabın üzerinde yüzü üste düşmüş bi çerçeve gördüm.
Yaklaşıp kaldırdığımda bi kadınla bi çocuğun fotoğrafıydı.
Kadın annesi olabilir.
Ya ama yanındaki çocuk çok tanıdık geliyor...
Yo yok hayır bu o olamaz...
Bu mümkün değil olamaz!
...

Fotoğrafı düzeltmeden öylece bıraktım ve koltuğa oturarak Jungkook 'u beklemeye başladım.
Ama duvarlar üstüme üstüme gelince yerimden kalkıp mutfağa gittim.
O gelene kadar kahvaltılıkları dolaptan çıkardım ve sofrayı düzeltmeye başladım.
...
Kapının sesini duyduğumda geldiğini anladım ve mutfaktan salona geçtim.
İçeri gelip kulaklıklarını çıkardı.
Koşudan geldiği için normal olarak ter içindeydi.
Çok fazla terleyen biri olmalıydı.
Saçlarından su damlıyordu çünkü.
Ben koşsam onun kadar terlemem.

Nefes nefese konuşmaya başladı
JK : se mutfağa geç. Ben duş alp geliyorm.
Js: Tamam tamam. Zorla çıkan nefesini tüketme. Kahvaltı hazır.
Duş al gel.
JK : Tmm.

Jungkook duşa girdiğinde telefonumu alıp Tae'yi aradım.
-Taehyungii. Napiyon?
Tae: Ahh Jisoo-ah. Sesini özlemişim.
Js: Hadi be gittiğin sadece 1 gün
Tae: Özledim ama.
Sen neler yapıyorsun ?
Js: Yah sorma eve hır-
Hiiiç. Evde oturuyorum...
Annen nasıl? Benden selam söyle kendisine.
Tae: İyi iyi. Şu an yanımda. O da sana selam söylüyor.
Bi kaç güne dönerim.
Js: Rahatına bak. Beni merak etme. İyiyim...
Hoşçakal datlumm.
Tae: Hoşçakal Jisooyam.
Arama sonlandırıldı...

Who Are You...? [W.A.Y]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin