/Bölüm-41/

66 8 4
                                    


Jungkook banyo yaptıktan sonra Jisoo'yu kontrol için odaya geçer.
Jisoo mışıl mışıl "uyuyordu".
Yanına yaklaşıp alnına öpücük kondurdu...
"Herşey senin, benim, bizim için Sooyam.
Seni çok seviyorum."

Odadan çıktıktan sonra Jimin'i arar:
-Alo Jimin. Geliyor musun?
+Jisoo uyudu mu?
-Evet uyudu. Pot kıracaktım neredeyse. Zar zor toparladım.
+Başımızı belaya sokacaksın Jungkook. Dikkat et ve Jisoo'nun da bir ajan olduğunu unutma. Sezmiştir olayı.
-Ben de bundan korkuyorum kuzen. Onun için adam öldürdüğümü duyarsa bu hiç iyi olmaz.
+Yoldayım ben. Geliyorum. Birşeye ihtiyacın varsa söyle.
-Yok teşekkürler. Gel sen.
+Tamam.
Arama sonlandırıldı...

Jisoo Jungkook'un telefon konuşması yaptığını duymuştu. Lakin kapıya yaklaşıp dinleyemediği için kiminle konuştuğunu bilmiyordu. Tahmin ettiği kişi ise Jimindi.

Ve evet. Jisoo farkettirmeden Jiminle Kook'u gözetlemek fikrindeydi.
Şüphelerden kurtulmak istiyordu artık.
Kafasındaki taşları yerine oturtması lazımdı...
>>>

Kook: Hoş geldin Kuzen.
Jm: Hoş bulduk.
Kook: Gel odama geçelim.
Jm: Öncelikle şu kadını öldürmek düşüncesinden vazgeç.
Bir kaç adam tutup esaslı sebeplerle kadını suçlamayı düşünüyorum.
Kanıtlarla kadının iyi biri olmadığını ortaya çıkarırsak gerisini polisler halleder.
İçlerinden bir adam yakalayıp onu da suçlayanlar arasına alalım. Böylece kadın bizden şüphe etmez ne de adamları.

Kook: İyi fikir.
(Jisoo yavaşca aşağıya iner. Ve dinlemeye başlar gizlice)

Kook: Bir işimiz de kan dökmeden olur böylece.
Yoksa bana kalsa hepsinin kafasını gövdesinden ayırırdım.
Jm: Buna gerek yok.
Kook: Tamam. Bu kez avlanmak yok.
Jm: Her işini kan dökerek halledemezsin ne de olsa.
Kook: Doğru söylüyorsun.

Soo: K-kimden bahsediyorlar bunlar?? Ne kan dökmesi?
"Bu kez avlanmak yok" diyor. Bundan önce gerekli gereksiz kan dökmüş müdür ki?
Allahım delirmek üzereyim...

Jisoo daha fazla durmayıp odaya çıkar ve yatağa uzanır.
Hâlâ düşünüyordu. İnanamıyordu. Duyduklarına inanası gelmiyordu.
Çünkü onun tanıdığı Jungkook bu değildi.
Gereksiz yere kan dökmezdi...

Düşüncelerden kurtulup kafasını yastığa gömdü.
-Ben bu işi böyle bırakmam.

Jm: Evet. Plan yapıldığına göre artık gidebilirim sanırım.
Yorgunluktan bayılmak üzereyim çünkü.
Kook: Tamam Kuzen. Yarın görüşürüz şirkette.
Jm: Görüşürüz.

Jimin ayrıldıktan sonra Jungkook yukarı çıkar.
Üzerini değişip yatağa girer ve Jisoo'ya arkadan sarılıp uzanır.
>>>

Sabah uyandığında Kook'u yanında göremeyen Jisoo telaşla aşağıya indi. Habersiz gitmesini istemiyordu...

-Jungkook? Nerdesin?
Mutfaktan gelen sesle Jisoo oraya doğru yönlenir.
+Günaydın dünyalar güzelim.
-Gittin diye korkmuştum.
+Neden korkasın ki?
-Şey.. Hiç hiç. Sabah öpücüğüm olmadan gidemezsin ki.
+Bak işte o doğru.

-O zaman üzerimi değişip geleyim ben
+Tamam bebeğim. Çabuk ol. Kurt gibi acıktım. Ama sevgilimle kahvaltı etmeden gitmek istemedim.
-Tamamm hemen geliyorum.
Jisoo üzerini değişmek için yukarıya çıkar.
Bakalım hangi işin peşindesin biricik Sevgilim...

-Ohoo misler gibi kokuyor.
+Elbette. Çünkü ben hazırladım.
-Belli belli. Hadi oturalım artık.
+Buyurun hanımım.
-Teşekkür ederim, çok naziksiniz bayım.
Eee e? Şirkete mi gideceksin?
+Evet.
-Ben bi yere gidicem. Evde olmicam. Haberin olsun.
+O zaman birlikte çıkarız. Ve nereye?
-Eski sınıf arkadaşlarımla buluşcam.
+Soo. Tehlikeli olmaz mı bu? İçime sinmez seni bensiz bi yere bırakmak.
-Canım kalabalık olucaz zaten. Merak etme. Hem senin bildiğin bi kulüp var ya. Oraya gideceğiz.
Sehun falan da ordadır. Tanıdığımız kişiler olacak yani. Endişelenmene gerek yok.
+Ah tamam. Geç kalma. Telefonunu sessize alma. Aradığımda ulaşmam için.
-Tamam. Hazırlanayım çıkarız.
+Olur.
>>>

Kook: Oh. Sooya. Bu kadar mükemmel giymene gerek yoktu.
Sen zaten sade halinle de güzelsin.
Soo: Ne o? Kıskanıyor musun?
Kook: Sorduğun soruya bak. Ben seni canlı cansız herşeyden kıskanıyorum güzelim.
Soo: Hadi hadi. Sen de giyin gidelim artık.
Kook: Gözlerimi senden ayırabilsem gideceğim de...
Soo: İşe geç kalacaksın bu gidişle.
Kook: Tamam. Ama akşam görüşücez
Soo: İtirazım yok...

Jisoo, Jungkook yukarı çıkınca Sehun'u arar.
-Alo Sehun.
+Ooo Jisoo. Naber?
-İyidir ya senden?
+İyilik ne olsun. Ee e? Bişey mi oldu?
-Yardımına ihtiyacım var.
+Elbette. Nasıl yardımcı olabilirim?
-Ben Kook'la sizin kulübe gelecem. Bizim arkadaşlarla randevumuz varmış gibi davranacaksın tamam mı?
Ne zaman Jungkook seni arasa uydur birşey. Merak etmemesini söyle.
Çünkü Jungkook beni kulübe bırakıp gidecek. Ve ben de Jungkook gittikten sonra arkasından kulüpten çıkıcam.
Tamam?
+Tamam da bir sorun mu var?
-Herşey yolunda. Söylediğimi yap yeter.
+Tamamdır. İş bende. Bana güven güzellik.
-Teşekkür ederim oppa.
+Ricalar canım.
Arama sonlandırıldı...

Kook: Ben hazırım. Çıkalım.
Soo: Çıkalım canım.
Sookook kulübe doğru yol aldı.
...
Ulaştıklarında Jungkook Jisoo'yu içeri geçirip Sehun'u çağırdı.
-Merhaba kanka. Nasılsın?
+İyiyim kanka. Sen nasılsın? Hangi rüzgar attı bakalım sizi buraya?
-İyiliktir abicim ne olsun.
Jisoo arkadaşlarıyla buluşacak. Benim şirkete gitmem gerek. Göz kulak ol Jisoo'ya. O benim sana emanetim. Gözün gibi bak olur mu?
+Sen hiç merak etme Jungkook.
-Teşekkürler. İyi eğlenceler.

Jungkook çıktıktan sonra Jisoo çaktırmadan kulüpten çıkar.

Yaptığım doğru mu bilmiyorum...
Ama başka çarem yok. Üzgünüm...

>>>>




Who Are You...? [W.A.Y]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin