/Bölüm-4/

386 31 19
                                    

Taehyung'dan.
Yaklaşık 2 yıldır Jisoo'yla arkadaşız. Ve son zamanlar ondan hoşlandığımı farkettim.
Bi erkek ve kız arkadaşa göre çok yakınız.
Bunun bana zarar vereceğini bilmiyordum...
O çok güzel bi kız. Ve hayatını bi tek ben biliyorum. Bana çok yakın, her ona baktığımda onu istemek düşüncesi beni öldürüyor. En acısı da beni sadece arkadaş gibi görmesi... Seni sevdiğim için özür dilerim Jisoo...

Gülüşü, bakışı, öpüşü...öyle sıcak bi kız ki yaklaşsam yanacak gibi oluyorum. Hep arkadaş olarak davrandığındaysa kalbimi yerden yere vurduğunun farkında olmuyor.
Suç onda değil ki. Suç bende.
Arkadaşını sevecek kadar pislik biriyim ben! Jisoo. Sensiz yaşamam imkansız...

Ona açılmak istiyorum. Içimde ne varsa hepsini bi anda püskürmek istiyorum. Artık rahatlamak.
Ama olmuyor. Ona söylersem vereceği tepkiden korkuyorum.
Ya beni tamamen terkederse?...
Ya benden nefret ederse?...
Ya onu bir daha göremezsem...
Korkuyorum. Çok korkuyorum.
Onu kaybetmekten korkuyorum.
Ona daha çok bağlanmaktan korkuyorum. Onu seviyorum, sevmekten korkuyorum. Beni reddetmesinden korkuyorum.
...

Bu korkuyu yenmeliyim, biliyorum.
Ona artık açılmalıyım. Ne olur olsun. Hissettiklerimi bilmesini istiyorum.
...

Jisoo'dan.
Taehyung beni aradı ve buluşmak istediğini söyledi. Beni yemeye çıkaracakmış.
Yatağımdan kalkıp sabah rutinlerimi hallettim.
Yemeye gideceğim için de kahvaltı yapmadım.
Su ısıtıcısını çalıştırıp üzerimi giymek için odama çıktım.
Hmm. Yemeye gidiyorum ve şık giymeliyim.
Renkli giyinmediğim için siyahlara büründüm.
Ipli,düz, siyah, kısa bi elbise giydim. Üzerine de kısa boylu siyah deri bi ceket.
Siyah göz makyajı, koyu kırmızı ruj...siyah hafif dalgalı saçlar.
Herzamanki gibi Siyahlar Kraliçesi oldum. Bu kombinle çok güzel gözüküyordum. Bi badgirl gibi...

Aşağıya inip su ısıtıcısını kapatıp kendime güzel bi kahve yaptım.
Kahvemi yudumlarken Taehyung'u aradım.
-Alo. Nerdesin Tae?
Tae: Yoldayım canım. Seni almaya geliyorum.
-Tamam.
Arama sonlandırıldı...

Jisoo'dan.
Taehyung gelene kadar kahvemi içip bitireyim o zaman.
...
Kahvemi bitirdikten sonra parfümümü sıkıp ayakkabılarımı giydim.
Taehyung kişisinden mesajınız var...
-Kapının önündeyim.
Js: Tamam. Geliyorum.

Taehyung'dan.
Jisoo'yu beklerken neredeyse kalbim yerinden çıkacak gibiydi.
Elimi kalbimin üzerine koyup sakinleşmeye çalıştım.
Ve o an Jisoo evden çıkmıştı...
Ahahahah... bu ne güzellik...
Sana şimdiye kadar nasıl dayanabildim Jisooya...

Arabaya bindi ve yanağıma öpücük kondurdu. Bende ona.
-Merhaba yakışıklı.
Tae:Merhaba güzellik. Bugün her zamankinden daha güzelsin.
-Sen de daha yakışıklı.
Tae:Hadi yola koyulalım. Zaten sabah da birşey yemedim.
-Evet ya bende. Bi fincan kahveyle idare ettim.
Tae: Güzelimi hiç aç bırakır mıyım?
Seni en âlâ restorana götüreceğim prensesim.
-Ah çok naziksiniz prensim.
Hehehe. Gören de sevgiliyiz sanar Taehyung.
Tae buruk bi gülüşle:
Hm hm. Dimi...

Araba sonunda güzel bi restoranın önünde durmuştu.
Arabadan inip içeri geçtiler.
Tae: Ah bu kadar mini giyinmene ne gerek vardı?
Js: Neden? Kıskandın mı çapkın çocuk?
Tae: Elimde değil ki...
Hadi masaya geçelim. Önceden ayırtmıştım.
Js: Tamam geçelim.

Taehyung ve Jisoo masaya geçtiklerinde masa çeşit çeşit yemek ve içeceklerle donatılmıştı.
Tae: Buyurun bayan Jisoo. Dilediğiniz kadar yiyebilirsiniz.
Aç kalma artık. Hadi birşeyler ye.
Js: Sende açsın amaa. Aç ağzını bakeem.
Tae: Ömrüm boyunca senin elinden yemek yemeği diledim...
Tamam. Bak ben yedim. Şimdide sen aç ağzını.
Afferin biricik prensesimee.
...
Js: Aaah. Karnım bayağı doydu.
Ya sen benimle birşey konuşacaktın hani?
Tae: E-evet.
Şeyyy. Terasa çıkalım mı? Hem temiz hava alır hem konuşuruz.
Js: Tamam.
Taehyung Jisoo'nun elinden tutarak onu terasa çıkarır.

Js: Ee e? Konuşsana.
Tae: Jisoo-ah. Lütfen beni sonuna kadar dinle.
Js: Haadi amaa.
Tae: Yaklaşık 2 senedir arkadaşız.
Ve... son zamanlarda...
Ahh Jisoo. Seni sevdiğimi anladım.
Js: ... NE?!
Tae: Evet Jisoo. Seni seviyorum.
Senin önünde duran, arkadaş dediğin insan seni seviyor...
Gözyaşları istemsizce yanaklarından süzülürken hâlâ konuşuyordu...
Senden özür diliyorum...ama seni seviyorum.
Bana her yakın olduğunda kalbim deli gibi atıyor Jisoo. Sana arkadaştan öte bi gözle baktığım için kendimden nefret ediyorum.
Nasıl bi pislikle arkadaş olduğunu görüyor musun?
Şimdi terastayız.
Karşında duran bu alçak arkadaşından kurtul Jisoo.
Hem de ben bu acıdan kurtulayım.
Seni sevmek bana acı veriyor.
Kalp dediğin şu bi parçacık şey bana o kadar acı veriyor ki...

Js: A-ama Taehyung. Sen neler söylüyorsun? B-ben de diyeceğimi bilmiyorum...
Tae: Jisoo. Seni sevmeme izin ver.
Aksi halde beni şuracıkta gebert.
Bu vicdan azabıyla ben yaşayamam.
Beni kurtar lütfen...Jisoo.
Js: Bana zaman ver Taehyung...
Sadece zaman...

Who Are You...? [W.A.Y]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin