5.Bölüm

122 31 18
                                    

— 20 yıl sonra —


Seonghwa tahtında rahatça oturmuş dinleniyordu. Bugünlerde diğer ülkelerin kral ve kraliçeleriyle görüşmeler yapıp durmuştu. Tek bir kişi hariç. Kendine İnferno Kralı diyen o iblisle görüşmemişti. Orası farklı bir krallık değildi. Seonghwa'nın ülkesinin bir parçasıydı. Orası Elysium'a aitti.

Seonghwa iblis kralla görüşmese bile İnferno'yu kontrolü altına almak için yıllardır uğraşıyordu. 15 yaşına girdiğinde tahtın tek varisi olarak taç giymişti. Kral olduğu ilk gün çalışmaya başlamış ve orduyu düzene sokmuştu. Yıllar sonrasında şimdi son derece güçlü ve gerçekten her türlü duruma hazır bir ordusu olmuştu.

Ordu tamamlandığında ise İnferno'yu geri almak için hazırlıklara başlamıştı. Aralarında olan deniz büyük bir dezavantajdı. Öncesinde test için birkaç boş gemi göndermeye çalışmıştı. Sonuçları ise tam tahmin ettiği gibi olmuştu. Gemi yaklaşır yaklaşmaz toplarla yakılıp yıkılmıştı.

Su üzerinden İnfernoya ulaşmak imkamsızdı.

Seonghwa bu yüzden yeni bir plan yapmıştı. Elysium da İnferno da diğer ülkelerle iletişim halindeydi. Ticaret yapıyorlardı. Bir ülkenin desteğini alarak  İnferno'nun içine sızmayı planlamıştı.

İnferno'nun içine zamanla yavaş yavaş gireceklerdi. İnferno içten başlayan bu savaşı durduramayacaklardı. Seonghwa kaybettiği her şeyi geri alacağına yemin etmişti.

Küçük bir çocukken bu intikam hırsı gözünü kaplamıştı. Düşündüğü tek şey İnferno'yu yok etmek haline gelmişti. Neyseki Donghae ve San sayesinde bu öfkesini doğru yerlerde kullanmayı öğrenmişti. Tabikide intikam alacaktı fakat aceleye getirmeden.

Şeytan kral o zamanlar acele ettiği için ülkenin sadece yarısını alabilmişti. Eğer sabırlı olsaydı belkide tüm Elysium elden gidebilirdi. Seonghwa bunu bildiği için artık daha sabırlı hamleler yapıyordu.

Yıllar beklemesi bile bunun kanıtıydı.

Geçen günlerde Seonghwa yakın ilişkileri olan bir ülkenin Kraliçesiyle görüşmeye gitmişti. Kraliçe Elysium'a olanlara karşı bir düşünce yapısına sahip biriydi. Seonghwa ile Kraliçenin çıkarları birbirine uyduğu için Kraliçe Seonghwa'ya yardım etmeyi kabul etmişti.

Ülkesinden çıkan ticaret gemileri önce Elysium'a uğrayacaktı. Her ay gelecek olan bu gemiler her seferinde bir grup kılık değiştirmiş askeri İnferno Krallığına taşıyacaktı. Orada sayı yeterince arttığında ise saldırı başlayacaktı.

Bir şekilde İnferno Krallığında olanları öğrenmeleri gerekiyordu bu yüzden yarın gelecek olan gemiyle ilk grubu göndereceklerdi. Seonghwa'nın şu an son hazırlıklarla ilgilenmesi gerekiyordu fakat San ile birlikte planın üzerinden geçerken dikkatini toplayamadığı için saraya geri dönmüştü. Doğrusu dönmek zorunda kalmıştı.

San bütün planları ve haritaları önünden alarak onu zorlamıştı. Günlerdir çalıştığı için uykusuzluktan böyle olduğunu ve dinlenmeden hiçbir işe yaramayacağını açıkça söyleyerek Seonghwa'yı kovmuştu.

Kral olmasına rağmen Seonghwa'ya hala normal biri gibi davranabilen sayılı kişilerden biri San'dı. Donghae bile Seonghwa'ya saygılı davranıyordu fakat San bunu hiçbir zaman yapmamıştı. Seonghwa da yapmasını istememişti.

Seonghwa yeterince dinlendiğini hissettiğini kendini düşüncelerinden çekip çıkardı ve ayağa kalkı. Üzerinde sade renklerden oluşan ama işçiliği ve kumaşları sayesinde kusursuz denilebilecek kadar güzel bir giysi vardı.

Dinlenirken çıkarttığı tacını alıp yeniden başına koyduktan sonra tavana kadar uzanan kapıya doğru ilerledi.

Burası aslında tam olarak bir saray değildi. Elysium büyük bir kıtada olduğu için babası Seonghwa küçükken belirli aralıklarla ülkenin bu kısmına gelirdi. Burasıda kraliyet ailesi için geldiklerinde kalmaları için yapılmıştı. Seonghwa'nın doğduğu saray kadar büyük olmasa bile burası yinede bir saraydı.

A'new / SeongSangHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin