A'new / SeongSang

14.Bölüm

Jongho'nun koşarak kaçmasının ardından Hongjoong hiçbir şey yapamamıştı. Jongho ile konuşmaya çalıştığı her an Jongho ondan daha da uzaklaşıyormuş gibi hissetmeye başladı. Bu yüzden sonunda pes etti ve ikisi sessizce alışverişi tamamladılar. Eve geri döndüklerinde Seonghwa ve diğerleri henüz gelmemişti.

Yiyecekleri Yeosang'ın mutfağına bıraktıktan sonra Hongjoong içeriye geçti. Mingi'nin burada olduğunu düşünüyordu aslında fakat salonda hiçkimse yoktu. Mingi ve Yunho'nun nereye kaybolduğu hakkında hiçbir fikri olmayan Hongjoong burada kalırken kullandığı odasına geçti.

Jongho ile olan olaylar yüzünden canı sıkkındı. Bu yüzden kendini kitaplarının içine gömerek çeşitli çalışmalar yapma kararı aldı. Jongho bir gün kendisine söyleyeceğini söylese bile Hongjoong şimdi öğrenmek istiyordu. Her ne kadar kitaplarını önüne açmış olsa bile dikkati orada değildi. Aklından Jongho ile olan konuşmalarını geçirerek ona karşı bir hata yapıp yapmadığını düşündü. İlk karşılaşmalarından öncesini ve sonrasını... Aralarında geçen her konuşmayı en ince detayına kadar zihnimde tekrarlardı. Jongho'nun onunla ne kadar sıcakkanlı olduğunu hatırladıkça Hongjoong hüzünden oluşan bir denizde batmaya başladı.

Jongho da sürekli Hongjoong'dan kaçtığı için pişman hissediyordu. O kadar panikliyordu ki nasıl davranması gerektiğini düşünemeden harekete geçerek saçma sapan şeyler yapıyordu. Hongjoong'a ruh eşi olduklarını söyleyemese bile Hongjoong'u üzmeyecek bir şeyler bulmalıydı. Yanından kaçtıktan sonra Hongjoong'un kırgınlığını yabancı biri bile görse anlayabilirdi. Jongho Yeosang'a yardım etmek için mutfakta dursa bile aklında onlarca düşünce dolanıyordu. Yeosang da bunu fark ettiği için ona yeni görevler vermek yerine kendi haline bıraktı. Jongho'nun karıştırdığı yemeğin artık sadece pişmesi gerekse bile Jongho onu dakikalarca karıştırmaya devam etti.

O sırada evin arka bahçesinde sohbet ederek dolanan Mingi ve Yunho ise gayet güzel dakikalar geçiriyorlardı. Yunho içeride olanlar yüzünden hala biraz utangaç hissetse bile Mingi'nin oldukça sakin davranması Yunho'nun heyecanını biraz bastırmıştı. Yunho bu ufak olayın Mingi için hiçbir anlamı olmadığını anladıktan sonra utanmayı kesmesini kendine defalarca kez söylemişti. Yinede pek başarılı olamamıştı. Yunho için bu minik temas ilkti. Mingi bir şeyler hakkında konuşurken Yunho aralarındaki temasın ilk öpücüğü sayılıp sayılmadığını düşünmekle meşguldu.

Eğer bu ilk öpücüğü değilse Yunho bunu daha rahat atlatalirdi. Yinede dudakları birbirine değmişti sonuçta. Bu sayılmaz mıydı? İlk öpücüğü Mingi'ye mi gitmişti. Tabikide buna üzülüyordu fakat tuhaf hissetmesine de engel olamıyordu. Evet Mingi'den hoşlanmıştı. Sorun da tam buydu. İlk öpücüğünü hoşlandığı kişiye mi vermişti yoksa bu bir öpücük sayılmasa bile hoşlandığı kişinin dudaklarına mı dokunmuştu? Yunho kafa karışıklığı ile derin bir iç çekti.

Mingi bir süre önce konuşmayı kesmiş ve Yunho'yu izlemeye başlamıştı. Yüzünden ne düşündüğünü pek anlayamasa bile arada kaşlarını çatıyor sonrasında şaşırmış bir yüz ifadesine bürünüyordu. Yüzü hafifçe kızarıp eski haline dönüyordu. Her ne düşünüyorsa Mingi bunu izlemekten oldukça keyif almıştı. İçeride olan olayları ise Yunho konuyu açmadan açmak istememişti. Yunho'nun da pek açmak istemediğini düşünmeye başlamıştı. O konu kapansa bile Yunho'nun şu anda ne düşündüğünü gerçekten merak ediyordu. Bu yüzden dudaklarını Yunho'nun kulağına yaklaştırarak fısıldadı.

"Ne düşünüyorsun Yunho?"

Yunho ise öyle dalmıştı ki Mingi'yi neredeyse duymadı bile. Buna rağmen nasıl olduğunu dahi anlayamadan cümleler dudaklarından dökülmeye başlamıştı.

"Biz şimdi öpüşmüş sayılıyor muyuz? İlk kez öpüşmüş oluyorum o zaman. İlk öpücüğüm gitti mi şimdi..?"

Yunho'nun hafif hüzünle söylediği cümleler Mingi'nin zihninde bir şimşek etkisi yaratmıştı. Bedenini geri çekerek Yunho'nun dalgın yüzüne baktı. Dakikalardır bunu mu düşünüyordu? Mingi'nin dudaklarında titrek bir gülümseme yayılırken biraz rahatlamış hissetti. Yunho'nun zerre kadar umursamadığını sanmıştı. Meğerse tüm aklı bununla doluymuş. Mingi'nin gülümsemesi gittikçe büyürken yeniden Yunho'ya yaklaştı.