20.Bölüm

117 29 13
                                    


Wooyoung

"Orospu çocukları."

Şeytanlardan zaten ölesiye nefret eden Wooyoung saatlerdir onlara sövmekten geri durmamıştı. Şimdi bile gözünü açtığı  gibi o şerefsizlere hakaret ediyordu.

Seonghwa'nın öldürdüğü şeytanların peşine düşülmüştü. Wooyoung Seonghwa'nın yakalanmasına izin vermezdi. Hatta diğer evlerin gezilmesine bile izin veremezdi. İnsanlar silahlıydı. Şeytanlar bunu fark etseydi onlarca kişi öldürebilirdi. Bu yüzden Wooyoung tüm dikkatini üzerine toplamayı seçmişti.

Önceki gece San'ın ona söylediklerini geçersiz kılmak istemişti. Yıllardır Wooyoung kendi halinde çalışmaya devam ediyordu. Evet San gibi askeri bir eğitim alamamıştı ama çocukluğundan beri kendini geliştirmeye devam etmişti. San'ın Wooyoung'a işe yaramaz demesi ise... Wooyoung tüm gece uyuyamamıştı bile. Sabahına ise şeytan olayı patlamıştı.

Wooyoung yakalanmadan önce o piçlerden birkaçını öldürdüğü için mutluydu.

Buraya geldiğinden beri ne kadar dayak yediğini hatırlamıyordu Wooyoung. Ellerinden duvara kelepçelenmiş bir halde karanlık zindanın içinde duruyordu. Wooyoung ağzındaki kanı yere tükürdü.

"Orospu çocukları. Ellerimi bağlamadan gelin sıkıyorsa."

Wooyoung başını kaldırıp karanlığın içine baktı.  Bulanık görüyordu. Bunun sebebi belkide başına aldığı darbelerdi. Buraya geldiği andan itibaren 3-4 şeytan tarafından dövülmüştü. En sonunda ise dayanamayıp bayılmıştı. Yinede uslu durmak gibi bir planı yoktu. Bu şeytanlar... Seonghwa Wooyoung'un başına gelenleri öğrendiğinde şeytanların hepsini kılıçtan geçirirdi. Wooyoung'un görüşü netleştiğinde şeytanların burada olmadığını fark etti.

Kendi kanıyla kaplı bir şekilde oturuyordu. İğrenç kokan bu mekan Wooyoung'un midesini bulandırıyordu. Kusma hissini dindirmek için dudaklarını birbirine bastırdı. Fakat dudaklarından yayılan acıyla yüsünü buruşturup bunu yapmayı kesti. Dilini dudaklarının üzerinde gezdirdiğinde ağzına gelen acı bir ayağını yere vurdu.

"Şerefsizler. Şu zincirlerden bir kurtulayım hepinizi sikeceğim. Buraya geldiğinize pişman olacaksınız piçler. Hele bir kurtulayım. Hepinizi tek tek sikeceğim. Sadece bekleyin orospu çocukları. Seonghwa gelip beni şu zincirlerden kurtarsın bu demirleri sokacağım sizi!"

Wooyoung nefesi tükenene kadar hızlı hızlı hakaret etmeye devam etmişti. En sonunda ise derin bir nefes alarak arkasına yaslandı. Bu sırada karanlığın içinde bir şey gözüne ilişti. Wooyoung hızla o yöne dönerken kulaklarına zincirlerin birbirine çarpma sesi ilişti.

Gözlerini kısarak karanlığın içine dikkatle baktığında orada başka birinin daha olduğunu fark etti. Wooyoung'un bir şey demesine fırsat kalmadan karanlıktan bir ses geldi.

"Seonghwa mı?"

"Sen de kimsin?"

Sessizlik. Karanlık bir süre daha cevap vermediğinde Wooyoung sesini yükselterek yeniden sordu.

"Sen de kims-"

"Bağırma. Sessizliğe alışkınım. Fazla gürültülüsün."

"Ne? Sen kimsin diyorum. İstediğim kadar gürültü yapabilirim."

Karanlığın içinden bir nefes sesi geldi.

"Kabasın. Soruma cevap vermeden başka bir soru soramazsın."

Wooyoung sinirle kaşlarını çattı. Bu adam kendi gibi bir tutsak gibi duruyordu. O halde nasıl böyle konuşabilirdi.

"Eğer kim olduğunu söylersen bende cevap veririm."

A'new / SeongSangHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin