13.Bölüm

133 28 39
                                    

Seonghwa ve Yeosang bir süre yalnız başlarına oturdular. Yeosang'ın ricasından sonra herkes dışarı çıkmıştı. Kapı arkalarından kapanır kapanmaz Seonghwa'nın korumaya çalıştığı tüm duvarları kırılmıştı adeta. Daha fazla kendini tutamamış ve sessiz gözyaşları akmaya devam ederken titremeye başlamıştı.

Yeosang ise her saniye ona daha sıkı sarıldı ve tek kelime etmedi. Sadece bu adamın yanında olmak istemişti. Seonghwa da yanında olması için Yeosang'ı seçmişti.

Seonghwa sonunda sakinleştiğinde ise Yeosang'ın kollarının arasından çıkmadan konuşmuştu.

"Ne rezil bir kralım değil mi? Ayılıp bayılıyor sürekli ağlıyorum. Bunun için gelmemiştim buraya."

Yeosang Seonghwa'nın dediklerine gülümsedi ve sakin ses tonuyla cevap verdi.

"Hayır şu an kral değilsiniz. Kendiniz istemediniz mi burada kral değil de 'Hwa' olarak anılmayı. Ailesini kaybetmiş kırgın bir insansınız sadece."

Seonghwa da Yeosang'ın bu dediklerine hak vermişti. Buraya gelmeden bunları tahmin ettiği içinde kendini sadece Hwa olarak göstermek istemişti. Kral Seonghwa ağlamamalıydı. Sürekli güçlü durması gerekiyordu ve alması gereken bir intikam vardı. Hwa ise acısını yaşayabiliyordu. Hwa olmak daha rahattı. Seonghwa bir süre daha Hwa olarak kalmak istese bile emin olduğunu tek bir şey vardı. Kral Seonghwa da Hwa da bu ülkeyi bir an önce kurtarmak istiyordu. Bu yüzden artık toparlanmaya başlamalıydı.

Seonghwa tüm bu acıları içine nasıl gömeceğini düşünürken mırıldanmaya başladı.

"Kral Seonghwa... Daha güçlü. O geldiğince sizi kurtaracak."

"Söz verir mi? Bu bölünmüş ülkeyi yeniden kuracak mı?"

"Söz veriyor. Elysium'u yeniden kuracak."

YN:Wa... Kitabın adını normalde söz vermekle alakalı bir şeyler koyacaktım ama sonradan Anew koydum. İngilizce yeniden demek. Bu yüzden bu konuşmayı yazmak çok hoş hissettirdi.

Yeosang hafifçe güldü ve Seonghwa'nın gözlerini kapatan elini geri çekti. Seonghwa bakışlarını anında Yeosang'a çevirerek direkt gözlerinin içine baktı. Aklından neler geçtiğini öğrenmek ister gibi gözlerini inceledi. Bu bir çift göz Seonghwa için çok fazla anlam barındırıyor gibiydi. Yeosang ise Seonghwa kendisine baktığı için gözlerinde beliren mutlulukla gülümsedi

"Madem söz verdi... Hwa biraz daha bizimle kalabilir. Seonghwa elinde sonunda gelecektir. Değil mi?"

Seonghwa Yeosang'ın gülümsemesine odaklanmamaya çalışmasına rağmen dudaklarına yayılan minik gülümsemeyle başını iki yana salladı.

"Seonghwa yeterince tatil yaptı. Hwa ise artık daha iyi hissediyor."

Konuşmasını yarıda keserek Yeosang'ın kollarından ayrıldı ve çevik bir hareketle ayağa kalktı. Yeosang'ın serinliğini saniyesinde özlese bile kendisini tuhaf tuhaf düşünmemesi konusunda uyararak bedenini döndürdü. Elini yerde oturan Yeosang'a uzattı ve devam etti.

"Bu yüzden artık Seonghwa vakti."

Yeosang heyecanla elini uzatarak Seonghwa'nın elini tuttu ve kendisini ayağa kaldırmasına izin verdi. Sonunda daha güçlü gözükmesi Yeosang'ın içini rahatlatıyordu. Bu adama yardımcı olması gerekiyordu ve bunu yavaş yavaş başarmaya başlamıştı.

Seonghwa bir süre bakışlarını aşağıya indirip Yeosang'ın eline baktı. Parmakları arasındaki bu serin ve narin gözüken el Seonghwa'nın zihnini toparlamasına yardımıcı olmuştu.

A'new / SeongSangHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin