A'new / SeongSang

11.Bölüm

Ahahahha yeni bölüm geldi. Sınavlar bittiğine göre dört günde bir bölüm sistemine dönme vakti. Bu bölüm farklı bir şey yapacağım. Normalde yazarken takıldığımda bazı saçmalıklar yazıp siliyorum. Bu bölüm onları "yazar notu" olarak yazacağım. Benim kitap yazarkenki mental sağlığıma şahit olun. Bence eğlenceli olur. Olur yani..

Seonghwa'nın limanda bayılmasının üzerinden birkaç gün geçmişti. O gün Seonghwa bayıldığında herkesi ele geçiren bir panik tüm limana yayılmıştı. Gemi limana yanaştığında Wooyoung Seonghwa'yı çoktan arabaya taşımıştı. Mingi ve Hongjoong ne kadar onlarla gelmek istese bile gelen askerlerle ilgilenmeleri gerekiyordu. Ayrıca Seonghwa ile birlikte bir miktar silah daha gelmişti. Onları diğer at arabasına yerleştirip getirmeleride gerekiyordu. Seonghwa uyandığında bu işlerin aksadığını duyarsa sinirden delirebilirdi bile. Bu yüzden Mingi ve Hongjoong limanda kalarak tüm bu işlerle ilgilenmişlerdi.

YN: Seventeen dinleyip geri geldim yazmaya devam! Da ne yazıcam. Heh buldum.

Askerler dağıldıktan ve tüm silahlar arabaya yüklendikten sonra onlarda Yeosang'ın evine gitmişlerdi. Yeosang Seonghwa'yı eve getirdiklerinde önce başını sarmış ardından ise üzerindeki ıslak kıyafetlerden kurtulmuşlardı. Açıkçası ıslak giysileri üzerine yapışsa bile Yeosang Seonghwa'nın fiziğinin bu kadar güzel olmasına şaşırmıştı. Onu dikkatli dikkatli izlediğini fark ettiğinde kendini toparlayarak Seonghwa'nın yarasıyla ilgilenmişti. Başını güzelce sardıktan sonra hızla odadan kaçmıştı. Yeni gelen Hongjoong ve Mingi de Mingi'nin kendi kıyafetlerinden giymişlerdi.

San ve Wooyoung Seonghwa'nın başında beklerken Mingi Yeosang'ın söylediklerinden Seonghwa'nın iyi olduğunu düşünmüş ve dışarıdaki karışıklığın sonu olan silahları da bodruma indirmişlerdi.

Herkes kuruduktan ve silahları hallettikten sonra Hongjoong ve Mingi de bir süre Seonghwa'nın yanında durmuşlardı. Yinede başında beklemenin hiçbir şeyi değiştirmeyeceğini bildikleri için yeniden içeriye dönmüşlerdi. Yunho üçüne ısınmaları için sıcak içecekler hazırlamıştı. San'ın içeceğini içeriye bıraktıktan sonra salona geri dönerek Mingi ile Hongjoong'un içeceklerini de vererek Mingi'nin yanına oturmuştu.

Jongho hala gizliden gizliye Hongjoong ile kendi arasındaki kırmızı ipe bakıyordu. Arada bakışlarını kaçırsa bile tüm akşam neredeyse Mingi ve Yunho ile konuşan Hongjoong'a bakmıştı. Onun kendisiyle de konuşmasını istiyordu fakat Hongjoong biraz konuşmayı denediğinde Jongho heyecanlanıp düzgün cevaplar yerine kısa ve soğuk cevaplar vermişti. Bunun sonucunda ise Hongjoong daha sıcak duran arkadaşıyla konuşmaya başlamıştı. Jongho somurtarak arkasına yaslanıp kollarını göğsünde bağladı. Yunho'dan acilen sakin kalmayı öğrenmesi gerekiyordu. O Mingi'nin yanında gayet rahat durabiliyordu. İpleri görmediği için,diye düşündü Jongho. Eğer ipleri görseydi gelecek hakkında düşünüp durur ve Yunho da tıpkı Jongho gibi gerilebilirdi.

YN:hızınız 277382 yavaş ulan. Odaklana odaklana yaz şu paragrafları manyak

YN: bu notu yazdıktan 2 gün sonra sonunda bölümü bitirdim ve konrtol etmeye başladım. Yeniden okurken kendi kendime hak verdim. O kadar karışık yazmışım ki toparlayamıyorum bile. >:(

İçeride Jongho'nun ruh hali hariç herşey gayet sıcakken Seonghwa'nın odasında biraz daha tuhaf bir hava vardı. Wooyoung yol boyunca kendini tutamayarak ağladığı için kısa zaman öncesine kadar burnunu çekip duruyordu. Şimdi ise burnu akmayı bıraktığı için odada nefes alma sesinden başka bir şey yoktu. Bu sessizlik San'ı bile germeye yetmişti bu yüzden sessizliği bozan taraf olmayı seçti.

"Seonghwa ile tam olarak nasıl bir tanışıklığınız var?"

Wooyoung bir anda San'ın sesini duyduğunda bakışlarını Seonghwa'nın yüzünden çevirerek yakışıklısına çevirdi. Saçlarının hala hafif ıslak olması San'ın zaten aşırı yakışıklı olan yüzüne daha da ateşli bir hava katmıştı. Wooyoung San'a baktıkça yandığını hissediyordu resmen. Buna rağmen içindeki yangını gizlemeyi başardı. Seonghwa ile olan çocukluk anılarını düşündükçe daha fazlasını hatırlamaya başlıyordu. Bu masum halleri de içindeki yükselmeye çalışan alevi kontrol altında tutmayı  başarıyordu.