6.Bölüm

122 25 5
                                    

Mingi ve ekibinin gitmesi üzerinden bir kaç gün geçmişti. Henüz onlardan bir haber alamamış olmak tüm askeriye için gergin bir ortam oluşturmuştu. Herkes saraydan gelecek olan haberi bekliyordu. O sırada herkes kraliyet salonunda toplanmıştı.

Hazır olan planın üzerinden geçe geçe Seonghwa birkaç yedek plan daha hazırlamıştı. San tarafından durdurulmasa birkaç plan daha oluşturabilirdi. San bazı askeriye işleriyle uğraşmak için ayrıldıktan sonra saatler ve günler birbirini kovalamıştı.

Bir süre sonra saray salonunda Seonghwa kendi işleriyle uğraşırken Hongjoong pencerenin önünde dışarıya bakıyordu. Mingi'nin bulması gereken kişiden bir haber beklediği için bir kaç gündür düzgünce uyuyamamıştı. Seonghwa da aynı şekilde uykusuz günler geçirmeye devam ediyordu. Zihnindeki mühür ise gittikçe zayıflamaya başlamıştı. Bazen uykuya dalacak gibi olduğunda annesinin sesini duyuyordu.

Taeyeon her seferinde Seonghwa'ya bir şeyler söylüyordu fakat mühür sayesinde Seonghwa dediklerini pek fazla anlamıyordu. Zaten annesinin sesini duymak bile Seonghwa'ya o günü hatırlattığı için dalmak üzere olduğu uykusundan hemen ayılıyordu. Normalde bunu Hongjoong'a söylemesi ve mührü yenilemeleri gerekiyordu fakat biraz beklemek istedi Seonghwa. En azından Mingi'den haber alana kadar. Hongjoong'un biraz dinlenmesini bekleyebilirdi.

Şimdi ise uykuya dalmamak için bazı kraliyet anlaşmalarını gözden geçiriyordu. Son zamanlarda savaş planı için çok fazla uğraşıp kraliyet işlerini biraz geri plana atmıştı. Toparlaması gereken tonla iş vardı.

Bu sırada salonun kapısı açıldı. Seonghwa bakışlarını kağıttan kaldırarak şövalyesine baktı.

"Majesteleri Komutan Donghae ve Yüzbaşı San geldi. Sizinle görüşmek istiyorlar."

Seonghwa bakışlarını yeniden elindeki kağıtlara indirken cevapladı.

"Gelsinler."

Şövalye yeniden kapıyı açtığında San ve Donghae içeri girdi. Şövalye dışarı çıkarak kapıyı arkasından kapattı. Seonghwa kral olduğu günden beri kendi odasında ya da salonun içerisinde kimsenin olmasını istememişti. Tüm şövalyeler koridorlarda nöbetteydi. Bu yüzden kapalı kapıların arkasında her zaman Kral Seonghwa olmak zorunda değildi.

Seonghwa elindeki kağıtları kenara bıraktıktan sonra camdan ayrılarak yanlarına doğru yürüyen Hongjoong'a baktı. Uykusuzluğu yüzünden belli oluyordu. Kendini boş bulduğu ilk yere atıp oturdu. Elleriyle yüzünü ovuşturduktan sonra sessizce başını geriye yasladı.

Bu sessizlik hepsi için gereken cevabı vermişti. Hala bir ses yoktu.

Donghae derin bir nefes alıp Seonghwa'ya baktı.

"Bir sonraki ay gidecek olan ekibin eğitimi tamamlandı. Hatta sonraki ay sizinle gidecek olan ekipte hazır. Küçük birlikler de tamamlandı. Gelen gemilerle bugünden itibaren gitmeye başlayacaklar."

Seonghwa başını sallayarak onayladı. Mingiden haber alamamaları dışında her şey plana uygun gidiyordu.

Bir sonraki ay San bir ekiple birlikte adadan ayrılacaktı. Bu büyük ekiplerin dışında neredeyse her gün uğrayan gemilerle daha fazla insan yavaşça İnferno'ya geçecekti. Üç ay sonra ise Hongjoong ve Seonghwa son ekiple birlikte gidecekti. Herkes İnferno'ya geçtiğinde ise ilk önce kralın yaşayıp yaşamadığını öğrenmeye çalışacaklardı. Eğer yaşıyorsa Changmin kurtarılacaktı. Eğer çoktan öldürülmüşse... Seonghwa kıtaları birleştirme büyüsünün nasıl yapıldığını öğrenmenin bir yolunu bulacaktı. Bir şekilde iki kıta birleştikten sonra ise Donghae orduyla birlikte saldırıyı başlatacaktı.

A'new / SeongSangHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin