"Telefonunu kimliğini aldın mı?"
"Aldım aldım."
"Şarj makinen?"
"O da tamam."
"Peki kitap-"
"Aldım Kardelen. Hepsi tamam. Artık Ankara'ya gidebiliriz."
"Tamam ya, birazcık heyecanlıyım yoksa ben de şey yapmam yani."
Kıraç başını iki yana sallayıp güldü. Valizleri otobüse yerleştirmiştü bile ama pek sevgili eşi hâlâ yerinde duramıyordu. Ankara'daki evlerini ilk defa görecekti. Ve artık yalnız kalacaklardı.
Kardelen'in bacağını sallandığını görünce eliyle durdurdu. "Her şey tamam, bir aksilik yok. Neden bu kadar streslisin?"
"Stresli değilim."
"Neyin var o zaman?"
"Nikaha az kaldı. Ondan sonra sen..."
"Yine mi aynı konu? Yapma Kardelen, bir buçuk aydır hep aynı yere dönüyorsun. Altı ay sadece. Su gibi geçip gider. Bulduğum her fırsatta sana yazarım zaten."
"Söz mü?"
"Söz hatunum söz."
Kardelen başını Kıraç'a yaslandığı vakit bir ses duydu. Tanımadığı bir kadın hatta teyze denilecek bir kadın "Edep adap kalmamış ki, bir de kapalı olacak. Adamın içine düşmediği kaldı bi'tek." demişti. Kıraç o kadına dönüp "Nikahlı karımla nasıl olacağım sizi hiç ilgilendirmez teyzecim." dedi sinirle.
"Ben nereden bileyim yavrum. Kız daha küçük."
"Madem küçük neden bilip bilmeden konuşuyorsun?"
"Kıraç tamam, sakin ol." dedi Kardelen. Fısıltıyla çıkan sesi duyan Kıraç derin bir nefes alıp ayağa kalktı. "Hadi bir su alalım. Sonra otobüse."
Kardelen başını sallayıp ayağa kalktı. Düşük olan morali daha da düştü. Kıraç bunun farkındaydı, kadının sözleri kendisini de sinirlendirmişti. Bir an önce Ankara'ya gitmek istiyordu.
Saatler sonunda Ankara'daki tuttuğu eve geldiklerinde önden gidip valizi içeriye koydu. Kardelen'in yavaş yavaş geldiğini gördüğünde yanına gitti. Birden kucağına aldığında minik bir çığlık attı Kardelen.
"Napıyorsun Kıraç?"
"Yeni evlenenler evlerine girecek zaman adam kadını kucağında taşıyor."
"O düğünden sonra."
"Olabilir."
"İndirsene beni."
Kıraç yere indirmeden salona geçti. Kardelen baygın bir bakış atıp salona göz gezdirdi. Evi her ne kadar küçük olsa da güzeldi. Özeldi de. Kıraç'la tek kalacakları ilk ev olacaktı burası.
"Beğendin mi?"
"Beni indirsen de ben kendim gezsem?"
"Bak başka zaman istersin, almam ona göre."
"İstemem."
"Sen bilirsin." diyip indirdi. Kardelen 'Hıh.' diye ses çıkarıp arkasını döndü. Salona bakarken evin temel ihtiyaçlarının olduğunu gördü. Fazladan eşya yoktu. Zaten gerek de yoktu. Koridora çıkıp yan odaya girdiğinde mutfak olduğunu gördü. Mutfaktaki dolaplar siyah beyazdı. Küçük bir masa, iki sandalye konulmuştu.
"Acaba çeyizimi alsa mıydım?"
"Çeyiz?"
"Annem bize çeyiz hazırlıyordu."
"Sen ciddi misin?"
"Evet. Neyse hadi diğer odaya geçelim."
Kardelen diğer odaya geçtiği zaman yatak odasını gördü. Pencerenin önüne yatak konulmuş sağ tarafına da dolap konulmuştu.
Arkasından dolanan ellerle başını çevirdi. Kıraç başını omzuna koymuştu. Kardelen tekrar önüne döndüğünde Kıraç "Beğendin mi?" dedi.
"Hımm."
Kıraç gülümseyip "Ben çok yorgunum. Uyuyalım, alışverişi yarın sabah yapalım." dedi.
"Şimdi yapalım Kıraç. Sabah uğraşmayız."
"Uyuyalım."
Kıraç'ın gözünden uyku akıyordu, sesine de yansımıştı. Kardelen "Peki." deyip valizini almak için odadan çıktı. Geri döndüğünde ise Kıraç'ın uzandığını gördü. Ne kadar da uykucu bir kocası vardı.
"Oof of. Kalksana Kıraç. Değiştir üstünü."
"Oof of. Çok konuşma hatun."
"Ne dedin sen?"
"Hatun."
"KIRAÇ!"
Kıraç gözlerini açıp eşine baktı. Kendisi de değiştirmemişti.
"Sen değiştir ondan sonra değiştiririm."
"Kıraç kalk, ben banyoda değiştiririm."
"Off, istersen burda değiştir." deyip göz kırptı Kardelen'e. Kardelen şaşkınca bakıp valizinin üstünteki bel çantasını Kıraç'a fırlattı. Kıyafetlerini alıp çıktığında ise Kıraç arkasından kahkaha attı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tahta Cezası *Texting* #F#
Short Story*Kitap Kapağı*-*@Rahimemine *Kafa dağıtmak için yazıyorum..! * Wattpadde 'Tahta Cezası' adlı ilk kurgudur. #FİNAL# Öhöm öhöm! Öhöm öhöm mü? Cidden mi? * Yayımlanma Tarihi: 2 Mart...