49

1.2K 108 8
                                    

Biz evliliğimizin ikinci gününde neden ayrıyız?

Ayrı değiliz hatunum
Senin yaramaz kardeşin ortalığı karıştıracak vakti çok iyi ayarlamış sadece

Evet :(
Ben bir çanta hazırladım senin ve benim için
Sen de işlerini bitir gel gidelim

Ben de mi?
Emin misin?

Kıraç biz neyiz?

Evliyiz

Ee o zaman?
Ne zamana gelirsin

Bekle az daha
Sürprizim de ertelendi

Of evet yaaa
Merih tam arayacak vakti buldu
Acaba ailen
Nasıl birine bulaştı bu çocuk
Diyor mudur?

Demezler merak etme
Kader de gizli saklı bir sürü şey yapıyor hem
Sen çantaları al da in

Tamam
Annemle babam gibi olduk biz

Hayır olmadık
Biz daha farklıyız

Evet ve özeliz
İndim seni bekliyorum

Tamamdır
Babamın arabasını da aldım inşallah biz yokken lazım olmaz

Amin

***

Kardelen, Kıraç'ı beklerken Merih aramış ve Mısra'nın ortalarda olmadığını söylemişti. İkizler başlarına bela almadan duramıyorlardı.

Kardelen hızla Kıraç'ı aramış ve durumu söylemişti. İkisi birlikte Mersin'e gidiyorlardı şimdi. Kardelen dışarıya bakarken Kıraç'ın yorulup yorulmadığını merak etti. Sabahtan beri araba kullanıyordu.

"Kıraç, arabayı ben kullanayım mı?"

"Araba sürmeyi biliyor musun?"

"Evet, istersen ben kullanırım. Yorulmuşsundur zaten."

Kıraç, arabayı sağa çektiğinde indi. Kardelen de inip şoför koltuğuna geçti. İki saatlik yolları kalmıştı. Bu iki saatte de Kardelen kullandı. Sohbet ede ede Erdemli'deki eve geldiklerinde Kıraç "Bu kadarını beklemiyordum." dedi.

Arabadan indiklerinde Kıraç, Kardelen'in bileğinden tutup "Bekle." dedi. Kardelen merakla Kıraç'a bakarken elinde hissettiği metalle başını eğdi. Kıraç, yüzük parmağına bir tektaş takmıştı.

Kardelen, Kıraç'a sarılıp yanağından öptü. "Teşekkür ederim Kıraç'ım. Ama şimdi hızlı olalım."

"Rica ederim hatunum." dedi Kıraç gülümseyerek.

Apartmana girip birinci kata çıktıklarında Kardelen hızla kapıya vurdu. Eli Kıraç'ın elinin içindeydi. Onlar gelirken Mısra bulunmuştu.

Merih kapıyı açtığında ablasının yanında bir adamla gelmesini beklemiyordu. Parmağındaki yüzük dikkatini çektiğinde çoktan salona geçmişlerdi.

Kardelen salona göz attığında durumun hiç iyi olmadığını gördü. Babası koltuğun birine oturmuştu. Yanında annesi vardı. Tam karşı koltukta Mısra vardı tek başına. Merih de Mısra'nın oturduğu koltuğun yanında ayaktaydı. Kıraç'ın elini biraz çekip sandalyeyi gösterdi. Kıraç sandalyeye oturduğunda kendisi Mısra'nın yanına oturdu.

Mısra'nın gözleri ağlamaktan kıpkırmızı olmuştu. Babası ve annesi ise sinirli gözüküyordu. Annesi bir kendisine bir Kıraç'a baktıktan sonra "Sen neredesin kaç gündür?" diye sordu.

"Abimin yanındaydım. Dün Antalya'ya gittim."

"Antalya nereden çıktı? Ne yaptım da bu çocuklar bu hale geldi. Anlamıyorum ki."

"Evlendim."

Kardelen'in dediği ile kısa bir sessizlik oldu. Kardelen'in annesi Valide bayıldığında endişelenen bir tek Kıraç oldu. Kimse yerinden kalkmazken Kardelen'in babası Vahit "Otur otur." dedi. Kıraç sandalyeye geri otururken Kardelen'e baktı. Koltuğa yaslanmış, kollarını bağlamıştı ve yere bakıyordu. Vahit Bey, Merih ve Mısra da aynı şekilde dalmıştı bir yerlere.

Valide Hanım doğrulduğunda "Yazıklar olsun." diyerek kalktı ayağa. "Size verdiğim emeklere-"

"Ben doğduğumda sen on yedi yaşındaydın anne. Ben yakında on dokuz olacağım, daha dün evlendim. Ayrıca ne emeğinden bahsediyorsun sen ya?" dedi Kardelen. Son cümlesiyle sinirle ayağa kalktı. Kıraç da kalktı nedenini bilmeden.

"Ben daha altı yaşındayken sizin boşanmanız yüzünden köyde kaldım. On yaşıma geldiğimde, sen büyüdün okula tek gidebilirsin, dedin. On iki yaşıma geldiğimde ne okulumla ilgilendiniz ne benimle. Ben her gün hevesle gelirken evde kavga sesleri duyardım. Evin önünde oturur beklerdim seslerin kesilmesini. Kavganın bitmeyeceğini anladığımda kitap açar okurdum, ödevimi yapardım. Ne zaman ödevime yardım ettin? Ne zaman bana kitap aldın? Ne zaman beni gerçekten severek kucakladın!?"

Kardelen'in sözleriyle Kıraç dondu. Ailesiyle arasının açık olduğunu biliyordu ama bu kadarını beklemiyordu. Kardelen kendini sıkıyordu ağlamamak için. Ağlamamalıydı. Hem kendi hem de kardeşleri için.

"On beş yaşıma geldiğimde, abimle konuşmaya başladım diye elimden her şeyi aldınız. Abimi öldü sandığınız için beni katil ilan ettiniz. Boşandınız benden bildiniz. Beni istemediniz! Ben dayımlarla kalırken neler yaşadım ondan haberiniz var mı? Ya da Merih amcamlarda kalırken ne yaşadı, siz boşandıktan sonra ne oldu haberiniz var mı? Ya da prensesler gibi büyüttüğünüz Mısra'dan haberiniz var mı!? Şimdi karşımıza geçip bizi azarlayamazsınız. Verdiğim emeklere yazıklar olsun, diyemezsiniz."

Merih ve Mısra, ailelerine bakıp başlarını çevirdiler. Herkes biliyordu Kardelen'in ablasının ne kadar haklı olduğunu. Merih başını eğdi, Mısra gözlerini kapatıp akıttı gözyaşlarını. Belki ilk değildi ama aile bağları bir kez daha koptu.

Tahta Cezası *Texting* #F#Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin