BOLUM 41

726 35 5
                                    

Multimedya= Şahin

Şahin'den

Bir haftayı geçecek. Aslı'mı özledim. Yine bir dağa yaslanmış oturuyorum. Ve yine Aslı'm var aklımda. İçimde kötü bir his var. Sanki Aslı'mı kaybedecekmişim gibi. Allah'ım sen onu bana bağışla. Bir defter çıktı bašıma. Siyah yanmaz yırtılmaz bir kabı ve anahtar olsa da üç kişiden başkasının açamayacağı bir kilidi varmış. Ne saçma ama... İçini sorduğumda sadece o defteri ezbere bilen bir kişi olduğunu yazanın dahi ezbere bilmediğini zaten ezbere bilen kişinin de hafızasını kaybettiğini ve bu defterin onun eline geçerse büyük şeyler yapabileceğini söylediler. Ne olabilir ki?

Bir defter yüzünden Aslı'mdan ayrı kalıyorum. İçim daralıyor. Acaba iyi olduğumu biliyorlar mı? Bu görev de hayırlısıyla bitecek. Bekle Aslı'm...

Naza'dan

Hepimiz yine toplantı odasındaydık. Bir tek Aslı yoktu. Hala Şahin'in öldüğünü... Şehit düşüp gelincik olduğunu hazmedememiştik. Onu belkide en az ben tanıyorum ama ben bile hazmedemiyorum. Ya Aslı o ne yapacak? Gerçekten umursamaz mı olacak? Eğer öyle olursa korktuğum şey Salih'in bu durumdan yararlanıp Aslı'ya yaklaşması. En önemlisi de Aslı umursamayacağım dediyse Salih'in ona yaklaşmasıma izin verirdi.

"Aslı kızım iyi misin?" Celil'in sesiyle kendime geldim. Aslı ne ara gelmişti? Celil'in bu söylediğine tepki vermeden Serdar'a döndü. İşte başlıyoruz ilk şeye tepki vermedi.

"Abi boş boş oturacak mıyız?" deyince ben bile şaşırmıştım. Serdar Doktor hatta Buse ile Salih bile şaşırmıştı. Ama Celil normal bir şeymiş gibi bakmaya başladı. Kordon beni her geçen gün şaşırtıyordu.

"Aslı sen iyi misin?" diyerek dikkatleri üzerine çekti Doktor. Aslı sadece sinirli bir bakış attı. Aslı güvendiği biri tarafından terk edilirse onu tamamen siler. Misal beni affeden Aslı değil. Aslı Aydın'dı. Aslı gerçekte kimsenin baş edemediği bir düşman aslında. Uzun zamandır bilinen hatta aranan biri ama o o kadar güçlü ki bu kadar diplerindeyken bile kendini saklıyor. Türkiye için çalışsada askerlerle is yapmaz mesela. Kısaca belanın ta kendisi.

Hepimiz Aslı'nın bu halini şaşkınlıkla izliyorduk. Sanki Şahin hiç burada olmamış onu sevmemiş gibiydi. Gerçekleri hatırlamasa da sevdiği birini kaybettiğinde aynı tepkiyi veriyor. Düşüncelerimi bölen telsiz sesi oldu.

"Anka bir yuva"

"Anka bir dinlemede yuva"

"Serdar evladım biliyorum hepiniz için çok zor ama göreviniz var."

"Emredin komutanım." dedi. Aslı ile göz göze gelince yine kaçırdı gözlerini.

"Serdar evladım Sarıcalı köyünün üs olarak kullanıldığı istihbaratını aldık. Oraya sızmanızı ve bu üssü yerle bir etmenizi istiyorum."

"Emredersiniz komutanım." deyip telsizi kapatıp bize döndü.

"Duydunuz. Köye uygun kıyafetler giyinin yarım saariniz var." deyince hemen çıkıp lojmana doğru gitmeye başladım. Aslı önümden çıkmıştı. Kesin lojmana gitmiştir.

Lojmana gelince kapıyı açıp içeri girdim. Etrafa baktığımda Aslı yoktu.

"Aslı!" diye bağırına merdivenlerden ses gelmesiyle oraya döndüm. Aslı hazırlanmıştı bile. Ama ne ara?

"Senin kıyafetlerini ben ayarladım. Yatağının üstündekiler olur sanırım." derken şalını başına doluyordu aşağı inerken. Tam yanımdan geçerken aklına bir şey gelmiş gibi durunca ona döndüm.

BÜYÜK SIR SON HAMLE (şefkat tepe hikayesi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin