ÖZEL BÖLÜM 1

499 18 7
                                    

Korhan'dan

Çalan telefonumun sesi ile gözlerimi araladığımda ister istemez karanlıkta zor görünen duvar saatine kaydı gözlerim. Saat 02.12 ydi. Bu saatte beni kim arar ki? Telefonu kimin aradığına bakmadan açıp kulağıma götürdüm.

"Korhan dediğin adamın yaşadığını söylemiştim. Adamı buldum ama evinde bir saat kadar önce patlama olmuş sizinle ilgisi var mı?" bu Mutlu'ydu. Bu kız gecenin bir saati ne saçmalıyordu yine?

"Mutlu iyi misin sen? Ne adamı ne patlaması?" derken yataktan doğrulup üzerimdeki eşofmanı çıkararak kenara bıraktım bu saatte aradıysa yine bir iş var demekti. Kot pantolonumu giyerken mutlu konuşmaya başladı.

"Demir Farit. Mezarını açıp baktığımız adam işte Korhan ya! Adamın evini bulduk adı da şanı da değişmiş ama evinde bir saat ya var ya yok patlama olmuş. Haberiniz yok mu?" dediğinde görmese de gözlerimi devirirken penyemi çıkartma gereği duymadan konuşmaya başladım.

"Nereden bileyim kızım ya bu saatte? Hem sen şu adamın adresini yeni adını soy adını bana yolla!" dediğimde "Tamam" deyip kapatmıştı. Odadan dışarı çıktığımda hemen yan odanın kapısına tıklayıp içeri girdim. Bu işlerde Merve'de çok iyiydi ve birlikte çalışmak düşünerek kafayı yemekten daha iyiydi.

Işığı açıp kapının sesini bile duymayan Merve'nin yanına yürümeye başladım. Aslı'da Merve'de benim kız kardeşimdi. Hiç sahip olamadığım ama hep yanımda olan kız kardeşlerim. Yanına oturup kolunu dürtmeye başladım. Birkaç uyku mırıltısı çıkarırken konuşmaya başladı.

"Korhan ya! Yine ne var?" gözlerini açmadan benim olduğumu anlaması komik gelirken gülerek konuşmaya başladım. "Demir Farit'i bulduk sanırım. Hadi gel bir bakalım!" demem ile yatakta doğrulurken gözlerini açmıştı. Bu kızı anlamıyorum arkadaş ben ya!

"Sen ciddi misin?" dediğinde gözlerimi devirip ayağa kalkarken konuşmaya başladım. "Şaka yapıyorum ya! Bu saatte seninle biraz uğraşayım dedim. Nasıl ama?" diye sırıtarak sorduğumda saçlarını karıştırarak kalkarken gözlerini devirmeyi ihmal etmemişti.

Elini uzatıp komodinin üzerindeki saç lastiğini alıp benimle birlikte yürümeye başlamıştı. "E hayat nasıl yengeciğim?" diye dalga geçtiğimde kaşlarını çatıp gözlerini kısarak bakınca gülmeden edememiştim. Onların bu hali cidden komikti. Tam kapıdan çıktığımızda karşı odanın kapısı aynı anda açılmış ve Berfin çıkmıştı.

Birden nefesim kesilmişti sanki. bu kızı gördüğümde zaten ne yatığımı unutuyordum bir de pat diye karşıma çıkmaz mı? Kendimi o an kalp krizi geçirecekmiş gibi hissediyordum. Gözleri Merve ile benim üzerimde gezerken istemeden de olsa merakla konuşmaya başladım.

"İyi misin? Başının ağrısı geçmediyse ağrı kesici iğne de yapabiliriz?" diye sorarcasına bakarken istemeden de olsa meraklanmıştım. En son başı ağrıdığı için ilaç götürmüştüm. Zaten bu gece Aslı'nın birden sarılması da garipti ya her neyse.

"İyiyim sadece uyku tutmadı." Dediğinde ben gülümserken Merve önden yürüyüp Berfin'in kolunu tutarken konuşmaya başladı. "Tamam o zaman sen de bize yardım edersin... Yengeciğim." Son kelimeyi bastırarak söylediğinde dişlerimi dudaklarıma geçirirken onların yüz ifadesini göremiyordum. Ah! Merve ah!

Sonunda aşağı indiğimizde Merve Berfin ile kahve yapacağım diye mutfağa geçerken ben önce salonun ışıklarını açmıştım. Toplantı odasına doğru yürüdüğümde ışığın açık olması kaşlarımı çatmama neden olmuştu?

Ben bir saat kadar önce geldiğimde ışıklar kapalıydı ve sadece Aslı ayaktaydı. Uyumamış mıydı yine? Çok fazla çalıştığının ne zaman farkına varacaktı sanki? Kendini yormasa olmaz! Ne ara durduğumu anlamazken tekrar yürümeye başladım. Toplantı salonuna girdiğimde kimsenin olmadığını görünce mümkünmüş gibi kaşlarımı daha fazla çatmıştım.

BÜYÜK SIR SON HAMLE (şefkat tepe hikayesi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin