Bölüm 23

758 43 0
                                    

Belki de yanlış kişiden yardım bekliyorum. Allah’ım sen bana yardım et. Çocukların yanına gittim. Hepsi ağlamaktan harap olmuş. Birazdan üstlerine bağlanan şeyin bomba bile olduğunu anlamadan ölecekler. Hayır! Hayır ölmeyecekler! Canım pahasına da olsa buna izin vermem inşallah Kordon yetişir. Çocuklara biraz su verdim. Hepsi içmeye başladı sırayla. Ne kadar kötü bir çocuğun burada olması. Acaba ben de mi buradaydım? Hiç bilmiyorum ‘hatırlayana kadar bekleyeceksin!’dediler. Ne vardı da söylemediler? Ben böyle kendi kendime düşünürken çocuklardan biri beni dürttü.

Çocuk: “Aslı abla bizi buradan çıkartmayacak mısın?”

Aslı: “Söz size sizi buradan çıkartacağım ve ailelerinize geri göndereceğim!”

Çocuk: “Ama bizim ailemiz yok ki!” Allah’ım ben ne dedim? Acaba çok mu üzdüm onları.

Aslı: “Özür dilerim canım o zaman sizi güzel bir yurda yerleştiririz?” onlara baktım tebessüm ederek.

Çocuk: “Biz hepimiz zaten yurttan kaçtık Aslı abla bizi orada dövüyorlardı!” ne? Bunu hangi vicdansız yapabilir? Bir çocuğu nasıl döver? Şimdi burada olsa o kimse onun şurada bademciklerini sökerdim gözümü bile kırpmadan!

Aslı: “Ben ayarlayacağım çok iyi bir yer biliyorum kimse size bir daha vuramaz ama lafımı dinleyeceksiniz bana güveneceksiniz.”

Çocuk: “Biz sana güveniyoruz Aslı abla sen ne dersen o olsun.” Şu çocuk bile güveniyor Kordon güvenmiyor.

Aslı: “Şimdi siz burada sessizce bekleyin tamam mı?” dedim. Onlar tamam dercesine başını salladı. Ah canlarım benim bu yaşta neler çekmişler. En büyüğü on yaşında daha. Tekrar Kordon’u aradım.

Kordon: “Alo”

Aslı: “Kordon neredesiniz daha gelmediniz mi?”

Kordon: “Biz geliyoruz sen bizi bekle bir şey yapmaya kalkma”

Aslı: “Söz vermiyorum ama son ana kadar bekleyeceğim.” Arkamdan biri silah mı doğrulttu? Yoksa ben mi öyle hissediyorum?!

Doktor: “Ne oldu bir sorun mu var?” arkamda biri var. Yandım bu sefer ama bu çocukları kurtarmam lazım. Kordon dinlesin diye telefonu açık şekilde ayakkabımı bağlar gibi yapıp ayakkabımın içine attım. Yaklaşıyor sanırım.

Adam: “Başkan kız buradaymış!” arkamı döndüm olamaz bu it nereden buldu beni.

Botan: “Vay, vay bak sen şuna sen ne yapıyon gız burada?”

Aslı: “Başkan çocukların yanındaydım ya beni de onlarla birlikte getirdiler.” İnşallah yutar.

Botan: “Yapma ya ajan gız oyun oynama bana!”

Aslı: “Ne diyorsun başkan ben ajan falan değilim.” Gerekirse bu çocukları kurtarmak için yalvaracağım bu ite. Bana tokat attı it. Yere düştüm sert değildi ve o tokatı geri atmak vardı ya…

Botan: “Yalan söyleme gız Kordon’a çalıştığını biliyoruz!”

Aslı: “Yalan başkan vallaha kimseye çalışmıyorum ben. Size ihanet etmedim. Anamın babamın intikamını almaya geldim. Ben ajanlık yapmadım. Kim ne söylediyse yalan söylemiş sana!” Of bu salak her şeye inanıyor buna niye inanmıyor acaba? Nasıl öğrendi lan bu benim ajan olduğumu?! Hayatımda ilk kez bu kadar çabuk yakalandım! Hiç bir şey yapamadan!

Botan: “Öyle mi gel benimle ispat edeceksin o zaman!” ne diyor lan bu it? Takip etmeye başladım. Ulan it senin boynunu şuracıkta kırmak vardı ya… Dışarı çıktık. Peşimizden çocuklardan birini getirdiler. Bu Eren konuştuğum çocuk! Ne yapacak lan bu it? Elime silahı verdi.

BÜYÜK SIR SON HAMLE (şefkat tepe hikayesi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin