Korkak Aşık- 3

100 5 0
                                    

3.BÖLÜM


Sokağa kendimi zor atarak gözlerimi devirdim. Başımı geriye çevirmeye bile korkuyordum, derince nefes alarak motosikletimden arta kalan bisikletime bindim.


Bu yağ bağ ilişkiler beni kasmakla kalmıyor, vücudumdan bir titreme geçmesine de sebep oluyordu. Şimdi ki bu titremede herhalde ılık rüzgârdan olmalıydı.

Aklıma gelen düşünceyle sertçe fren yaparak ayağımı yere koydum ve bisikleti durdurdum.


"bir dakika ya, bu-bu kız neden ki?" kaşlarımı çatarak başımı geriye çevirdim. Sokağın sonuna ne de çabuk gelmiştim.

Başımı öne çevirerek tek kaşımı kaldırdım. Kolumu gidona, çenemi de parmaklarıma dayadım. Şu an düşünür modumdayım rahatsız edilmemek istemiyorum-un, bencesi!


"ah hayır! olabilir mi?" tekrar başımı geriye çevirerek gözlerimi kıstım.

"bu kız, Lee Chan den mi hoşlanıyor?" deyiverdim fısıltıyla...


"ahhh neden bütün saçmalıklar beni bulur ki!" karışıklıklardan hoşlanmam da birazcık...

Ağzıma doldurduğum havayı üfleyerek pedalı çevirmeye başladım tekrardan.



ahh rüzgarı hissetmek ne kadar güzel şey, gitar çalarken de bunu hissediyorum desem inanır mısın?

Gözlerimi kapatıp ellerimi tellerin üzerine koyduğumda daha çalmaya başlamasam bile kendimi ışınlanmış gibi farklı alanda hissediyorum.


Bunu aşık olmayan anlayamaz, ama öyle bildiğiniz aşk değil! Gitara olan aşktan bahsediyorum.

Sırtımdan indirip elime aldığımda havadaki pilot, denizdeki kaptan, ameliyattaki doktor, öğrencileri karşısındaki öğretmen, çizim yapan bir mimar, tablo yapan ressam ne hissediyorsa bende aynını hissediyorum.

Gençlik hevesi deyip geçmeyin bu aşkı ileride işim yapmak için bu bölümdeyim basit bir hissiyat olsa hobi olarak yapıp odamın bir köşesinde bırakırdım elimdeki pahalı bebeği...

Ama işte ben bebeğim olduğu için onu bestelerimle büyütüp notalarımla güldürmek ağlatmak istiyorum. Titresin istiyorum aşkımdan her bir teli... böyle bir aşk varsa dünyada şayet o da benim gitarıma müziğime olan aşktır. Diğer türlüsü benim için Darwin teorisinden bile daha saçma.



"hey Aşık ? buradayız!" Lee Chan mi o ne çabuk geldim ben okula öyle? Ah bu düşüncelerim, birgün kendi kendime konuşurken umarım logarlardan birine düşmem.

Ne kötü düşüncelerim var benim be, kendime küfretmeme izin verin. Hay ben kendimin...


"Ya Lee JONGHYUN!" küfrümü kesen hangi canım(!) arkadaşım bakayım. Başımı kaldırıp gözlerimi kısarak etrafı taradım. Ama bu üç arkadaşımın hepsi de bana baktığından hangisinin bana seslendiğini seçmem zor oldu.


"efendim?" bu soruyu ortaya atmıştım bakalım kim tutacak.


Ji woo bir adım öne çıkarak elini bana doğru uzattı, ah hayır uzattığı ben değil yeri işaret ediyor bu saf.

Başımı yavaşça aşağı eğince, onun yerde duran gitar kutusuna bastığımı fark ettim.

KORKAK AŞIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin