Eski kocam & yeni patronum (+18)

Bölüm 16

Bölümü medyadaki şarkıyla okumanızı öneririm.
Tate McRae - you broke me first
Now suddenly you're asking for it back
Could you tell me, where'd you get the nerve?
Yeah, you could say you miss all that we had
But I don't really care how bad it hurts
When you broke me first
You broke me first

Took a while, was in denial when I first heard
That you moved on quicker than I could've ever, you know that hurt
Swear for a while I would stare at my phone just to see your name
But now that it's there, I don't really know what to say
***
Ben de bunu istiyordum. Oyalanmak ve hissettiğim bu lanet hayal kırıklığını gidermek için.

Ama hayır.

Bunu yapamazdım. Bunu yaparken ben kaybederim ve o kazanır çünkü tüm bunlar onun için sadece bir oyundu.

Bu yüzden ondan uzaklaştım ve kendimi pahalı görünümlü deri koltuğa attım. Hareketlerime şaşırmış görünüyordu.

Gülümsedim. "Bunu gerçekten çok isterdim, patron, ama sorun şu ki lanet olası regl dönemimdeyim." Bryce'ın hayal kırıklığıyla karışık bir sıkıntılı ifadesini kazanarak konuştum. Kahretsin, regl bile değildim, sadece bana çok yakın olmasını istemiyordum.

Sırıtmam daha sonra gerçek bir memnuniyet gülümsemesine dönüştü.

"Her neyse, burası senin dairen mi?" diye sordum sakince konuyu değiştirerek.

Ellerini ceplerine soktu. "Eh, aslında artık senin."

Şaşırıp bir daha baktım. "Benim mi? Bu pahalı daire benim mi? Nasıl?"

"Sana yeni bir konut tahsis edeceğimi söylemiştim. İşte bu kadar."

Aniden onu kucaklamak ve sıkı sıkı sarılmak için bir dürtü duydum ama kayıtsız davranmaya çalışarak yerimde kalmaya devam ettim.

Acınası bir şekilde başarısız oldum.

Ayağa kalktım ve koşup onu sımsıkı kucakladım.

O güldü. "Yani beğendiğini varsayıyorum?" dedi eliyle sırtımı sıvazlayarak.

"Beğendim! Çok! Teşekkürler!" diye bağırdım, bir an için neredeyse bir dakika önce seks yapmak üzere olduğumuzu unutarak.

"Ama" dedim onu ​​kendimden uzaklaştırarak. "Logan'la randevumu sabote ettiğin için sana hâlâ çok kızgınım. Senden nefret ediyorum!" Neredeyse çığlık atacaktım, kabarcıklarım aniden yok oldu.

Sonra sırıttı ve lanet olsun o sırıtış
midemin kasılmasına neden oldu. "Neden bir akşam yemeğiyle telafi etmiyorum?" dedi elimi tutarak ve elini uzatıp beni yemek alanına yönlendirdi.

Cam masanın iki oturma yeri vardı. İçinde buz ve şampanya bulunan bir kova ile iki şarap kadehi vardı.

"Ne tür bir akşam yemeği sadece aptal şampanyadan oluşur?" Yemeğin nerede olduğunu merak ederek söyledim.

Bana boş bir bakış attı. "Fırında, Aubrey. Bilirsin, onu sıcak tutmak için." Küçük bir çocukla konuşuyormuş gibi yavaşça söyledi.

Mutfağın/yemek odasının yanındaki büyük pencereden utanarak baktım. Belki de bu hiç de parlak bir soru değildi.

Belimden tuttu ve yerlerden birine oturmamı sağladı. "Neden oturmuyorsun, ben sana servis edeyim."

Bryce smokin ceketini çıkardı ve boş bir sandalyeye koydu. Sonra siyah boyun kravatını çıkardı, sonra kollarını çözdü ve şişkin pazılarına kadar kıvırdı.