Bölüm üçüncü şahısın bakış açısından anlatılmaktadır
Logan, Aubrey'i adını bile telaffuz edemediği gösterişli bir İtalyan restoranına götürmüştü. Oraya yolculuk oldukça sessiz geçmişti, Logan'ın ara sıra dinlemeye bile tahammül edemediği ama yine de yanıtladığı soruyla.
Logan hatta onun için sipariş vermeyi bile üstlenmişti çünkü bunu kendi başına bile yapamayacağını hissediyordu. Aubrey iyi eşlik etmiyordu. Yemek geldiğinde yaptığı tek şey çatalıyla yemeği karıştırmak ve boşluğa bakmaktı.
"Ne oldu?" diye sordu, onu gerçeğe döndürerek.
Aubrey gözlerini kırpıştırarak ona baktı. "Hmm? Ne dediğini duymadım?"
"Genelde çok konuşkansın ama bugün zar zor konuşuyorsun. Ve yemeğine bile dokunmadın mı?" dedi tabağını göstererek.
Aubrey, onun merakını gidermek için sonunda yemeğinden büyük bir ısırık aldı ve bunu yaparken özensiz görünmeyi başardı. Yemeğin ne kadar lezzetli olduğuna sahte bir şekilde inledi. Onu yanlış anlamayın, lezzetliydi ama iştahı şu anda tatildeydi.
"Uum, tadı çok, çok güzel," diye yanıtladı ona gülümseyerek ama tam olarak gözlerine ulaşmadı.
Logan bu yalana gözlerini devirerek baktı. "Kahretsin! O piç kurusu Bryce'ın senin anlık tavır değişikliğinle bir ilgisi var. Seni yemeğe davet etmemi oldukça rahatsız edici buluyorum ama yine de bu kadar sessizsin. Milyonlarca başka şey yapabilirdim ama burada olmayı seçiyorum, seninle."
O şikayet ederken, Aubrey, Logan çok haklı olduğu için son derece suçlu hissetti. Ama nasıl Bryce sadece bir saat önce onu öpmemiş gibi normal davranabilirdi? Kalp atışları henüz normale dönmemişti ve şişmiş dudaklarındaki karıncalanma hissi onunla alay ediyordu.
Ama neden beni öpmüştü ve daha sonra bu konuda kafası bu kadar karışık görünüyordu? Kafası karışan biri varsa o da bendim!
Logan sandalyesini geriye itti. "Biliyor musun, boşver şunu. Hesabı alabilir miyim lütfen." diye bağırdı ve bir garson hızla masaya geldi. Logan'a hesabı verdi ve o da ödedi. Logan oturduğu yerden kalktı, kucağındaki peçeteyi masaya fırlattı ve uzun, öfkeli adımlarla işletmeden çıkmaya başladı.
Aubrey de aynısını yaparak ve onu takip etmekte hiç vakit kaybetmedi. Neden öyle ya da böyle, her zaman bir erkeğin peşinde görünüyordu. Bunun bir an önce bitmesi gerekiyordu.
Aubrey Logan'ın arabasına ulaştığında Logan çoktan motoru çalıştırmıştı, o yüzden biner binmez, bir kez bile bakmadan hızla uzaklaştı. Arabayı sürerken sessizdi, soğuk bakışlarını yola dikti ama kız onun kızgın olduğunu ve de haklı olduğunu biliyordu. Onun apartman kompleksine, daha da iyisi Bryce'ın apartman kompleksine ulaşması yaklaşık 10 dakika sürdü.
"Geldik işte, şimdi inebilirsin," diye konuştu, sesinde herhangi bir duygu yoktu.
Yüksek sesle soluğunu dışarı verdi. "Logan, sana böyle boktan bir arkadaş olduğum için gerçekten üzgünüm. Sadece bugün değil, her seferinde bana çıkma teklif ettin. Seni incittim ve bunun için kendimden nefret ediyorum. Son zamanlarda yaptıklarımın hiçbir mazereti yok ama yapabileceğim tek şey özür dilemek. Hâlâ ilgileniyorsan, seninle bir şeye başlamak istiyorum...” bir nefeste konuşmayı başardı.
Logan yüzünde bir gülümseme belirtisi görünmeden önce birkaç saniye sessiz kaldı. " Tabii ki hâlâ ilgileniyorum, Aubrey. Sadece yürekten gelen bir özürden sonra nasıl olmayayım?" diye konuştu, gözlerinin içi gülüyordu, elini tutmak için uzandı ve parmak boğumlarına bir öpücük kondurdu.
Daha çok gönülsüzce özür dilemek gibiydi, demek istedi ama kendini tuttu. "Bana eşlik etmek ister misin?" diye masumca sordu, ona ceylan gözlerini kırpıştırarak.
Bu, Logan'ın asla reddetmeyeceği bir teklifti. Motoru durdurdu ve ikisi de el ele tutuşarak asansöre doğru yürüdüler. Kapısına vardıklarında, Aubrey anahtarı için çantasını karıştırdı ve kapıya soktu.
"İçmek için içeri gelmek ister misin?"
Kafasını salladı. "Hayır, ofise dönmem gerekiyor. Bazı şeyleri yarım bıraktım ama belki başka zaman."
Aubrey gevşek bir tutamını kulağının arkasına sıkıştırarak yere baktı. Logan bu anı yaklaşmak için bir fırsat olarak değerlendirdi ve yanağına yavaşça bir öpücük kondurdu ama dudaklarına yöneldiğinde Aubrey bir şeylerin ters gittiğini anladı. Bir saniye sonra dudakları onun dudaklarındaydı. Neredeyse başladığı kadar çabuk sona erdi.
Logan boğazını temizledi. "Özür dilerim, bunu yapmamalıydım." dedi mahcup bir şekilde, ensesini beceriksizce ovuşturarak.
Ama Aubrey eğilerek ona bir öpücük daha verdi. Tatlı ve yavaştı, Bryce'ın ona daha önce verdiği öpücüğe hiç benzemiyordu. Sanki Bryce bir tür 'ideal adam'mış gibi, hayatındaki her şeyin ölçüm çubuğuydu.
Bunu düşünen Aubrey arkasına yaslandı ve ona sahte bir gülümseme daha sundu. "İyi geceler o zaman." diye mırıldandı, kapısını açtı ve arkasından kayboldu.
Bir saniye daha kalsaydı, zeki herifin yüzünde anında beliren kendini beğenmiş ifadeyi görecekti. Kötüydü, neredeyse acımasızdı. "Bir gün sevgilim, seni yatağıma alacağım." sırıttı, sonra kendi kendine bir ıslık çalarak asansöre gitti. Ne kadar kendini beğenmiş bir pislikti, keşke Aubrey bilseydi.
Aubrey apartman dairesinde ayaklarını yerden kesmiş ve hiç de hanımefendi olmayan bir tavırla deri kanepeye çökmüştü. Çantasından telefonunu çıkardı, sonra Bryce'ın pilotunu arayıp yarın memleketi Minnesota'ya yaptığı gizemli uçuş hakkında bilgi verdi ve sonrasında kalp şeklindeki yüzüne bir yastık vurdu.
Bugün çok farklı iki adamı öptüm. Tanrım, neye dönüşüyorum?
Logan'ı öptüğünde kesinlikle hiçbir şey hissetmedi. Evet, oldukça iyi öpüşüyordu (Bryce'a kıyasla hiçbir şeydi), ama tutkusu yoktu. İçinde ateş yoktu ama ondan, daha da iyisi dış görünüşünden etkilendiğini kabul ediyordu. İtalyan usulü mantı ve viski gibi tadı vardı ama Bryce'ın tadı bal ve nane gibiydi. Ve işte iki adamı tekrar karşılaştırıyordu.
Anlaması gereken şey, bu iki adamın tamamen zıt olduğuydu. Bryce dürüst olmak gerekirse çok seksi, düşünceli ve otoriterdi. Ancak Logan delicesine yakışıklıydı (Bryce gibi çok seksi değil), gizemli ve karanlıktı.
"Seçimini yaptın Aubrey. Bryce açıkça kafanı karıştırıyor. Logan'a bir şans ver," diye kendi kendine mırıldandı, kanepesinden kalkıp odasına doğru yol alırken.
Logan'ın sadece tek bir şeyin peşinde olduğunu ve onu elde etmek için her şeyi yapacağın keşke bilseydi.
________________________________________
Logan şerefsizine küfür etmek serbest💁🏻♀️Sizce Aubrey Logan'a bir şans vermekte haklı mı? Bryce onu daha önce Logan'ın niyetiyle ilgili uyarmıştı🥲
Bir sonraki bölümde bir oğlu olduğunu öğrenen Bryce'ın Aubrey'le yüzleşmesini okuyacaksınız.
Finale son 10 bölüm kaldı. Bölümleri seri bir şekilde atmaya çalışacağım. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eski kocam & yeni patronum (+18)
RomanceBu hikaye wattpad'de yayınlanan "Ex-husband turned boss"un türkçe çevirisidir. Aubrey Whitlock boşandığında hayatı yüz seksen derece değişti. Şimdi yirmi dokuz yaşında, parasız ve işsiz. Birkaç yıl sonra eski kocasıyla karşılaşana ve kaderleri onla...