Eski kocam & yeni patronum (+18)

Bölüm 20

Haftamın geri kalanı tam bir kabustu. Bu muhtemelen yetersiz bir ifadedir.

Birincisi, Tatiana'yla ofisinde yaşanan olaydan sonra o zamandan beri oraya adım atmadım. Birbirlerini yediklerini görmek beni derinden rahatsız etmişti. Ona bazı dosyalar vermem gerekirse, onları kapının altından kaydırır ya da ona e-postayla gönderirdim.

Bryce ve ben de saygılı selamlamalar ve son derece önemli konular olduğu zamanlar dışında pek konuşmamıştık. Ona kızgındım ve bilinmeyen bir nedenle bana kızgındı. Yani başladığımız yere geri dönmüştük.

Neredeyse akşam altıydı ve şu anda günü tamamlıyordum. Cuma günüydü, Tanrıya şükür ve çok yorgundum. Kişisel asistanlık muhtemelen var olan en çileden çıkarıcı işlerden biridir.

Bryce hâlâ ofisindeydi, ben de gittiğimi haber vermeye gittim. Ofisinin kapısını hafifçe tıklattım ve içeri girmemi söyledi.

"Ben çıkmak üzereyim, bir şeye ihtiyacınız var mı efendim?" Kibarca sordum.

Lanet olası bilgisayarından başını kaldırma zahmetine bile girmedi. "Hayır, gidebilirsin." ifadesizce cevap verdi.

"İyi geceler," diye mırıldandım alçak sesle, sonra kapıyı kapattım ve asansöre doğru ilerledim.

Dışarı çıktığımda Edwin'in siyah Escalade imzasının yanında sabırla beni beklediğini görmeyi bekliyordum ama bugün durum böyle değildi. Kesinlikle oradaydı, ama yanında gri bir Lamborghini Veneno vardı ve biri hemen yanında duruyordu.

Yanındaki Logan'dı.

Telefonuna bakıyordu ama ayak seslerimi duyunca başını kaldırıp bana sırıttı.

"Aubrey, görüşmeyeli uzun zaman oldu," diye neşeyle cıvıldadı ve benim durduğum yere doğru bir adım attı.

"Logan," dedim tereddütle. Onu görmeyi hiç beklemiyordum.

Gülümsemesi soldu. "Beni gördüğüne sevinmemiş gibisin." dedi keyifsiz bir şekilde.

"Hayır," diye başladım, "Sadece bu-"

"Burada ne halt ediyorsun, Hunter?" biri arkamızdan homurdandı.

O Bryce'dı, buna hiç şüphe yok. Başka kim sadece beş kelimeyle bu kadar nefret sergileyebilir?

Logan bana değil, Bryce'a sırıttı. "Bay Roberts, nasılsınız?" o derin, çekici İngiliz aksanıyla telaffuz etti.

"Defolup gitsen iyi olur -"

"Hiçbir yere gitmiyor," diyerek sözünü kestim.

Bryce'ın bana şaşkın bir bakış atan buz gibi soğuk gri hareleriyle karşılaşmak için arkamı döndüm. Gözlerimi kaçırmadım, sadece ona baktım.

"Şey, son randevumuzda beni ektiğinden beri, seni gerçekten kaçırmak için buradayım, Aubrey."

O geceyi hatırlayarak başkasının yerine utandım. Bakışlarımı Logan'a çevirdim. "Seni ekmedim. Diyelim ki, o kadar da çekici olmayan bir kişi tarafından kaçırıldım." Hafifçe şaka yaptım, çevresel yandan gördüğüm kadarıyla Bryce'ın gergindı.

Logan tekrar gülümsedi. "Ah, ama o kişinin ne kadar çekici olmadığını biliyorum . O genellikle bir pislik." Güldü.

Buna homurdandım ama Bryce doğrudan Logan'la yüzleşmek için önüme çıktı. "Bir, benim hakkımda burada değilmişim gibi konuşma. İki, buradaki tek pislik sensin." diye tısladı.

Logan tam onun yüzüne güldü. "Sana durdurulamayacağımı söylemiştim, Bryce."

Bryce onu görmezden geldi. "Edwin, Aubrey'i hemen evine götür."

Edwin beni arabaya götürmek için öne çıkacaktı ama onu durdurmak için elimi kaldırdım. "Edwin, yapma. Sanırım Logan ve benim planlarımız olduğunu zaten duydun."

Logan'ın sırıtışı bir kez daha inanılmaz yakışıklı yüzünü kapladı ve diğer yandan Bryce çok hoşnutsuz görünüyordu.

Logan elini bana uzattı, ben de tuttum. Bryce teklifsizce beni dirseğimden tuttuğunda Logan'ın arabasına binmek üzereydik. Ona dönüp baktım, daha doğrusu dirseğimin üzerindeki ele.

"Bırak," diye tükürürcesine konuştum ona bakarak. Tanıdığım hemen hemen herkesin benden uzun olmasından nefret ediyorum. Kısalığıma lanet ediyorum.

"Seni onun hakkında uyarmıştım Aubrey. Şeytanla dans ediyorsun." Sadece benim duyabileceğim şekilde alçak sesle mırıldandı.

Omuz silktim. "Buradaki tek şeytan sensin. Aşk hayatımdan uzak dur Bryce. Sen benim patronumsun, ama sadece ofiste."

Bununla kafamı bana tatlı ama bir şekilde muzip bir gülümseme atan Logan'a çevirdim ve o beni havalı arabasına götürdü. Arabayla uzaklaşırken, öfkeli ve bana kalırsa, kıskanç görünen Bryce'a bakmadan edemedim ?

"Nerede yemek istersin?" diye sordu Logan, gözlerini yoldan ayırmadan.

"Dürüst olmak gerekirse, şu anda herşeye okeyim." dedim zayıf bir şekilde. Neden şimdi pişman olmaya başlamıştım?

"Hayhay," dedi, sonra, "Bryce neden sana karşı bu kadar aşırı korumacı?" diye sordu.

Bilmiyorum, senden fazlasını bilmiyorum, Logan.

"Eskiden evliydik," diye ağzımdan kaçırdım ama zaten söyledikten bir saniye sonra pişman oldum.

"Ne," dedi tamamen şok içinde. "Bir zamanlar Bryce ile evli miydin? Bu nasıl oldu?"

Az önce işleei daha da karmaşık hale getirdim. "İlk başta aşk gibiydi. O zamanlar ikimiz de 22 yaşındaydık ve birkaç yıl sonra ayrıldık. Ondan sonra yollarımızı ayırdık ama sanırım kaderlerimiz bir kez daha kesişti."

Bir an sessiz kaldı, sonra sanki bir şeyi yeni fark etmiş gibi kendini beğenmiş bir ifade yüzünü kapladı. "Yani o hâlâ sana aşık." diye sormadı, söyledi.

Şaşırdım. "Hayır, değil."

"Ah, ama öyle. Neden orada kıskançlıktan öfkelendiğini düşünmüyorsun? O piç kurusunun kesinlikle sana karşı hisleri var."

Başımı salladım. Bunun doğru olmasına imkan yoktu. Madem öyleydi, o zaman neden Pazartesi günü Tatiana'yı ofisinde becermek üzereydi?

"Biliyor musun," nefes aldım, "bu konuyu bırakalım. Sanırım beni daireme bırakmalısın çünkü kendimi pek iyi hissetmiyorum."

"Aubrey,  canını sıktıysam özür dilerim ama-"

"Sadece beni eve götür lütfen. Uzanmam gerekiyor." Ona yeni dairemin adresini söyledim ve geldiğimiz yere geri dönmek üzere bir U dönüşü yaptı.

Dakikalar sonra arabasından indim. Özür dilemeye çalıştı ama ona özür dileyecek bir şey olmadığını söyledim. Hızla uzaklaştı ve ben apartmana doğru ilerledim. Kapımı açıp içeri girdim ve içeri girdiğimde kapıya yaslandım.

"Eve bu kadar çabuk mu döndün?" dedi karanlık apartmandan bir ses.

Dondum. Bu kim olabilir?
_______________________________________

Kim olabilir sizce? Benim bir tahminim
var ama... 🙊

Bruce'ın soğuk davranmaya çalışan tavırlarına ne diyorsunuz?

Ya sonrasındaki kıskançlığı? 🙄(nefes alışı bile itici geliyor artık)

Peki ya Logan? Sizce o iyi biri mi? Ben pek öyle olduğunu sanmıyorum, ama bakalım🤷🏻‍♀️

Son olarak Aubrey'in Bryce'la evli olduğunu Logan'a söylemesi doğru muydu sizce?

Oy vermeyi ve yorum yapmayı lütfen unutmayın. Onlar benim motivasyon kaynağım. Yeni bölümü en geç iki gün içerisinde paylaşmış olacağım. Duyurulardan haberdar olmak için panoma bakabilirsiniz (takip de etseniz harika olur <3 )