5

275 40 12
                                    

Zambak ertesi gün okula yüzüğü çıkarıp gitmek zorunda kaldı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Zambak ertesi gün okula yüzüğü çıkarıp gitmek zorunda kaldı. Özgür onu bir kez daha aynı kıyafetle görürse, hele ki kimsenin Zambak'tan yana bakmadığını fark ederse bir terslik olduğunu anlardı. Başına bela istemiyordu. Üstelik ona kim olarak göründüğünü de bilmiyordu. Sahi... Bunca zaman bunu hiç düşünmemişti. Bir peri, bir insana görünürse o insanın ihtiyacı olan bir yüze büründüğü söylenirdi. Tabii bu da efsanelerden biriydi, Zambak doğruluğundan pek emin değildi. Annesinin narin yüzü aklına geldi. Ona benzediğini ummuştu hep. Acaba Derin'e nasıl görünüyordu?

Okulda öyle sıkılmıştı ki evin kapısından girer girmez yüzüğü taktı. Derin, onun bir adım ötesinde aniden belirmesiyle irkilip elini yüreğine götürünce Zambak buna güldü ve tüm enerjisiyle zıplamaya başladı. Derin odasına yürürken Zambak da onun etrafında dönüyor, bir yandan onunla birlikte ilerliyordu.

"Tüm gün patladım! Hadi bir şeyler yapalım! Yazalım şu şiiri artık, bak bana geliyorlar. Önce bir yemek ye, karnını doyur. Sonra birlikte bir şeyler mi izlesek? Ya da uzanıp müzik dinleyebiliriz? Birlikte bir yerlere de gidebiliriz? Bana her şey uyar."

Derin, çantasını sandalyeye bıraktı, yorgun görünüyordu, bıkkın gözlerle kıza baktı.

"Başım döndü, izin ver de önce bir kendime geleyim." Zambak'ın rengârenk elbisesinin yanında Derin'in okul üniforması soluk duruyordu, bu durum Zambak'ın neşesi ve Derin'in yorgunluğuyla uyumlu bir görüntü ortaya çıkarıyordu.

"Tamam, tamam."

Derin'i rahat bırakıp salona geçti. Aklı çok doluydu, bu yüzden oflayarak kendini koltuğa attı. Annesi, Derin, şiir... İçini basan sıkıntıya karşı gözlerini yumdu. Derin'e yardım etme güdüsü her gün artıyor, içinde bir boşluğa dönüşüyordu.

Derin salona gelince aklına gelen ilk fikri söyledi. "Acaba eski resimlerinize falan mı baksak?"

Derin, "Ben 'ilhamın' öyle bir şeyler yaparak geldiğini pek sanmıyorum." dedi, koltuğa, Zambak'ın hemen yanına oturdu. "Sıradan şeyler yapalım. Yazabilirsem yazarım. Olmazsa dışarı çıkıp anneme başka bir hediye bakarım."

Onun bu şiiri yazmama ihtimali perinin yüreğini hoplatsa da bununla ilgili bir şey demedi. Annesi ve olabilecek tüm kötü ihtimaller bir yana, bu kıza yardım etmek istiyordu. Çaresizce ona iyi gelmeyi umuyordu.

"Zaten günün yarısını okulda geçiriyorsun." derken suratını asıp kollarını bağladı. "Bana biraz yardımcı olsan ya."

"Senin annen baban yok mu? Biraz onlardan bahsetsen nasıl olur? Konuşursak da aynı şeyleri hissedebiliriz."

Derin'in böyle bir soru sorabileceği hiç aklına gelmemişti. Zambak bile, annesini nadiren düşünürdü; zamanın bir lütfuydu bu. Hâlâ annesinin yası içinde buram buram yanıyor olsaydı hiçbir insana yardım edemezdi.

Böyle GüzelsinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin