11

179 35 17
                                    

Derin'in hayali

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Derin'in hayali... Anıların bıraktığı izler...

Zambak bunların, peşini kolay kolay bırakmayacağını çok geçmeden anladı. İnsanların kalp kırıklıklarının ardından çok uzun zaman acı çektiklerine defalarca şahit olmuştu. Bunun hakkında bir sürü şiir ve roman yazılmasına aracılık etmiş, bir sürü insan bu acı sayesinde sahnede Zambak'ın gözlerinin önünde şarkılar söylemişti. Ama bunun kendi başına gelebileceğini bir kez bile düşünmemişti. Elbette bir arkadaşı olsa, onu görebilse neler olurdu hayal etmişti ancak olacakların sonucunda kalbinin kırılabileceğini hayal etmemişti. Şimdi insanların nasıl hissettiğini anlayabiliyordu.

Her sevgi gelirken ceplerine biraz da acı doldurup getiriyordu.

Yalnızca iki hafta. Yalnızca iki.

Ona çok erken güvenmiş ve çok çabuk ısınmış, onu çok fazla benimsemişti. Her şey aşırı ve aceleciydi. Peki, tüm bu bahaneler neden Zambak'ın gönlüne kök salan acının şiddetini biraz olsun azaltmıyordu?

Annesini, karşısında kendisine hitap eder gibi konuşurken görünce kendini sahiden iyi hissetmişti. Bir şeylerin gerçekten güzel olabileceğini sanmıştı; unutabileceğini, geçti diyip devam edebileceğini. Fakat birkaç gün içerisinde anlamıştı ki bu anlardan milyonlarca kez yaşayabilirdi. Belirli zaman aralıklarıyla neşelenecek, iyi hissettiğine inanacaktı; sonra yeniden çökecek, her şey siyah beyaz görünecekti.

Yalnızca iki hafta diyordu her seferinde. Özgür okuldayken, ev bomboş ve sessizken onun odasındaki duvarın önüne çöküp sessizliğin sonsuzluğunda iki hafta diyordu.

Bu kadar üzgün olmam çok saçma. Çok mantıksız. Kalbimin milyonlarca parçaya ayrılıyormuş gibi gelmesi çok saçma, iki haftadaki yaşanmışlıklar bunu başaramaz. Tek bir insanın kuvveti yetmez buna. Kalbimi alıp avuçlarında sıksa bile böyle olmaz.

İnsanlar da hisleri böyle yoğun mu yaşıyordu? Yoksa onlar için bu duygular daha mı kolaydı? İlham perilerinin işi hissetmekti ama bu hisler kendilerine ait olmadığında her şey daha kolaydı.

Günler geçerken garip bir rutine dönüşen hayatı boştu. Özgür okuldayken evde oturuyor, o gelince onun yanında oturup Özgür konuşmak istediğinde konuşuyor, istemediğindeyse kendi köşesine çekilip düşünceleriyle veya Özgür'ün ona oyalansın diye verdiği şeylerle meşgul oluyordu.

Derin'den nefret ediyordu. Derin'i çok seviyordu. Ettikleri kavgayı ve duyduklarını düşününce ondan nefret ediyor, ondan nefret ettiğini fark edince sevmesi gerektiğini fark edip güzel şeyleri düşünüyordu; örneğin akşamları ona getirdiği sütleri ve kekleri. Onu sevdiğini fark edinceyse kendine kızıp ondan nefret etmesi gerektiğini düşünüyordu, bu kez aklına kavgaları geliyordu. "Tek umurunda olan renginin değişip değişmeyeceği!"

Birçok kavga izlemişti. İnsanların kavga esnasında öfkeden deliye dönüp ağzından çıkanı kontrol edemediğini iyi bilirdi. Belki ikisi normal birer insan olsalar, Zambak gidip onunla bir kez olsun konuşmayı denerdi. Neden? Samimiyetimi bir kez olsun hissedemedin mi? Yaptığım hiçbir şey mi sana 'iyi ki var' dedirtmedi? Neden? Neden bana inanamadın ki?

Böyle GüzelsinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin