17

175 36 10
                                    

Yılbaşından yarışmadan bir önceki güne kadar geçen on altı gün çok daha sessiz geçti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yılbaşından yarışmadan bir önceki güne kadar geçen on altı gün çok daha sessiz geçti. İkisi de olabileceklerin ihtimali altında ezildiklerinden miydi bilinmez, birbirleriyle konuşmak için üstün bir çaba sarf etmeleri gerekiyor gibiydi.

Özgür yine de rutinlerini bırakmadı. O hâlâ burada olabiliyorken her gün, tek bir şey de olsa ona armağan etmesi gerektiğini düşünüyordu. Bu yüzden ocağın ilk haftaları aralığın son haftalarının acısını çıkarır gibi çok daha sessiz geçse de hiçbir şey değişmedi. Özgür, Zambak'ı mutlu etmeye çalışmaya devam etti; Zambak'sa Özgür'ü daha çok sevmeye.

Zambak, onu sevdikçe yüreğinde biten duygular sayesinde Özgür'ün sahnede şarkıyı mükemmel bir şekilde söyleyebileceğine inanıyor, bunu düşünmek bile ona yetiyordu. Sahneden sonraki kısmı düşünmeyi bile bırakmıştı artık. Umurunda değildi. Tek umursadığı Özgür'ün o sahnede Defne'ye bakarak şarkı söyleyebilmesiydi.

Zambak'sa o sırada Özgür'e bakıyor olacaktı.

Yarışmadan önceki günün akşamı hiç yoktan, her şey aniden eskisi gibi hissettirmeye başladı. İkisi de heyecandan belki de, garip bir şekilde enerjik ve mutluydu.

"Yarışma iki aşamadan oluşuyor. Yarın yarışmacıların yarısı elenecek. Final ise bir ay sonra yapılacak. Ama kazanmak umurumda bile değil."

"Biliyorum." Ve bu yüzden kazanacaksın.

Yarışmayı kazanmak ve yarışmanın sonunda alacağı beğeniler Özgür'ün umurunda bile değildi, onun tek istediği birine olan sevgisini şarkılar yoluyla gösterebilmekti. Özgür'ün bunu başarabileceğine Zambak inanıyordu. Zambak yanında olmasa bile Özgür bunu başarırdı. Kaldı ki Zambak da buradaydı.

Zambak "Bir ricam var." diye mırıldanırken dörde katlayıp kitaplarından birinin içine yerleştirdiği kâğıdı çıkardı ve ayağa kalktı, Özgür'ün karşısına geçti.

Özgür cevap vermek yerine kızın elindeki kâğıda ne olduğunu sorgularcasına baktı.

"Bunu Derin için yazmıştım. Yazarsam daha kolay affederim belki diye. Yarışmadan sonra hiçbir şey olmazsa bunu bana geri verirsin. O zaman mektubu vermek istemiyorum. Ama kaybolursam... Beni göremeyecek olursan bunu ona ver. Çantasına at, defterinin arasına koy. Bir şey yap."

Kâğıdı ellerinin arasında tutmak, ona, Derin ile annesine zambak hediye ettikleri günü hatırlatıyordu. Gülümsemeye çalışarak kâğıdı Özgür'e uzattı. "Ben iyi olayım diye yanımda sen vardın. O nasıl, bilmiyorum. Beni, hayatımda onu geri isteyemeyeceğim kadar çok kırdı. Ama benim için üzülerek yaşamasını istemeyeceğim kadar da çok seviyorum onu. Belki hiç üzülmüyordur, hiç aklına da gelmiyorumdur. Ama belki..."

Özgür başını aşağı yukarı ağır ağır sallayıp kâğıdı aldı, defterlerinden birinin arasına özenle yerleştirdi. "Okumayacağım."

"Biliyorum. Teşekkürler."

Böyle GüzelsinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin