Saatlerdir aralarında sessizlikten başka bir şey yoktu; Derin annesiyle birlikte salonda televizyon izliyordu, Zambak da koltuklardan birine oturmuş öylece düşünüyordu. Derin'in gözlerine baktı, onun da aklı televizyondaymış gibi durmuyordu. Derin'in annesiyse ikisinin hissettiklerinden habersiz, televizyon izliyordu.
Zambak saatler sonra aklına gelen fikirle aniden heyecanlandı. Saçma olmasından korkarak bir kere daha düşündü. Derin'e annesini bulmak istediğini söylediğinde Derin yapamayacaklarını öyle kesin bir şekilde söylemişti ki doğrusu şimdi bunu sormaya biraz korkuyordu. O zaman sahiden annesinin nerede olabileceğine dair bir fikirleri yoktu. Oysa şimdi Özgür'e sormak yeterdi.
"Aklıma bir fikir geldi." dedi, Derin'in ilgisini çekebilmek için. Derin'in gözleri hafifçe Zambak'a döndü, sonra yeniden televizyonu buldu. Annesi etraftayken dikkatli olmaya alışmıştı.
"Sen annenle çok güzel vakit geçiriyorsun. Onunlayken mutlusun, ona olan sevginden ötürü bu şiiri yazmak istiyorsun. Ama ben annemi çok özlüyorum, onu düşündüğüm zaman içim acıyor. Annemi bulursak, onu görürsem sence mutlu olur muyum? Ufak bir şey yapabiliriz, mesela kapısına çiçek bırakabiliriz. Bu, onu belki mutlu eder. O zaman ben de mutlu olurum. Ne dersin?"
Derin'in düşündüğünü görebiliyordu. Aslında çok mantıklıydı. İkisi de şu ana kadar kaybettikleri üzerine konuşmuştu; Derin babasını, Zambak'sa annesini kaybetmişti. Oysa bu ancak, farklı acılara gömülmelerine sebep oluyordu.
Cevap vermek için odaya geçmelerini bekleyeceğini sanmıştı ama Derin genişçe gülümsedi.
"Kız ne kadar iyi düşündü, değil mi?" diye sordu eliyle televizyonu göstererek. Annesi yorum yaparken Derin, Zambak'ın soran gözlerine karşı hafifçe, yalnızca bir kez başını aşağı yukarı salladı.
Tüm akşam Derin televizyondan gelen hiçbir sesi duyamadı. Zambak'ın zıplayıp dans ederek attığı sevinç çığlıkları kulağında başka herhangi bir sese yer bırakmıyordu.
*
"Şimdi, plan zamanı."
Derin, yatağının üzerine uzandı. Zambak da yanına uzansın diye yatağın boş kalan tarafına pat pat vurdu. Böyle yaptığında, okuldan bir arkadaşını pijama partisine çağırmış gibi hissediyordu.
"Şimdi, Özgür annenin yerini biliyor. Ama seni başkası olarak görüyor. Ona durumun garipliğini çaktırmadan annenin yerini nasıl öğrenebiliriz?"
Zambak "Evet, sorun tam olarak bu." derken boynundaki yusufçuk kolyesiyle oynuyordu. Derin, kızın aklı karıştığında ya da bir şeyleri düşünüp çözmeye çalıştığında elinin o kolyeye gittiğini fark etmişti. Kolyeyi kimin verdiğini, değerli olup olmadığını sormadı. Böyle sorular mayın tarlasında yürümekle eş değer olabilirdi. Babasından biliyordu.
"Sana, kadının annen olduğunu söylemiş. Yani annenin bir çocuğu var, Özgür onu tanıyor ve seni o olarak görüyor."
"Evet."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Böyle Güzelsin
FantasyRüzgarı hissetmek istedim. Ve yağmuru. Daha önce yağmuru hiç hissetmemiştim.* *** Bir ilham perisinin öyküsü.