Bir ay...
Luhan elindeki pek fazla büyük olmayan bavulunu zar zor sürüyerek gösterişli eve doğru ilerledi. Sonunda Kore'deydi. Sehun'u görebilecekti sonunda... Luhan telefonda herşeyi Kyungsoo'ya anlatmıştı. Tabii Kyungsoo bir kaç bağırmasından sonra Luhan'a hak vermişti. Hem iyileştiğini söylediğinde Kyungsoo yanında sessizce oturan Kai'ye mutlulukla saldırmıştı. Luhan zile basarak kapının açılmasını bekledi elindeki kırmızı bavulla...
Kyungsoo kapıyı Baek, Chan ve Kai ile birlikte açtı. Dörtlü iki yıl önce Luhan nasılsa öyle bekliyorlardı, ama sonuç bekledikleri gibi olmamıştı... Luhan sarıya boyattığı kısa saçları ve yüzünün biraz daha olgun görünmesiyle karşılarında duruyordu.
Luhan ona otuz iki diş gülümseyen çatlak dörtlüye özlemle baktı." Sehun nerde? " Luhan uçakdan beri merak ettiği soruyu ortaya attı.
Sehun... Sehun öleli otuz gün olmuştu.
Kyungsoo üzgünce kafasını eğdi. Diğerleri de bir şey demiyordu. Luhan iyice meraklanmıştı. Baekhyun ortamı düzelterek Luhan'ı kolundan içeri çekti.
" Luhan sen yorgundursun, hadi gel içeri."
Luhan'ın kırmızı bavulununu Chanyeol alarak Luhan'ın kalacağı odaya çıkarttı.
" Sehun? " Luhan koltukta oturan dörtlüye seslendi.
Kyungsoo Luhan'ın yanına oturarak ona baktı. Bir açıklama yapmak zorunda ve bu Kyungsoo'ya kalmıştı. Nasıl söyleyeceğini bilemiyordu.
" Luhan bana söz ver kendine bir şey yapmayacağından? " Kyungsoo emin olmak istiyordu. Luhan'ın öğrenince az çok yapacağını kestire biliyordu.
" Neden? "
" Lütfen... Lu."
" Oh! Tamam. Söz"
" Luhan, Sehun... Sehun öldü."
Kyungsoo başka nasıl söyleyebilirdi.Luhan korkarak Soo'ya baktı ciddi mi diye... Ama Soo olduğundan daha ciddi duruyordu. Luhan'ın yavaş yavaş göz yaşları yumuşak yanağında boynuna doğru yol çizmeye başlamıştı. Bunun şaka olmasını dileyerek " Şaka yapıyorsun Soo? " dedi.
Kyungsoo derin bir nefes aldı.
" Şaka değil. Sehun bir ay önce kendini asarak intihar etti. "
Luhan karşısında oturan Kai, Baek ve Chan'e baktı. Üçününde gözleri dolu dolu idi... Luhan Sehun için iyileşmiş ve bunun karşılığında aldığı acı haber...
Luhan baygınca boş duvara bakıyordu. Sevdiği adamın intihar ettiğini öğrenmek ... Luhan buraya hiç gelmemeyi ve haberi almamayı diledi. Ama gerçekleri değiştiremezdik hiç bir zaman." N-Neden i-intihar etti." Cevabını duymaktan korkuyordu. Eğer Sehun onun yüzünden öldüyse... Gözünü kırpmadan kendini öldüre bilirdi.
" Senin öldüğünü sandık. Sehun iki yıl boyunca senin resimlerinle yarım kalmış aşkını yaşadı. Sana kavuşmak için intihar etmiş olabilir."
İşte o an Luhan'ın bunları duymasıyla o an... O saniye kendini öldüreceğine dair söz verdi. Nede olsa öbür dünyada Sehun'la buluşacaktı.
" B-Ben... Ben Sehun'u görmeye gidiyorum. " der demez koşarak evden çıktı Luhan.
Ağlaması daha şiddetlenerek bir çiçekcinin önünde durdu. Sehun'a en sevdiği Kara gülü götürecekti. Luhan farklı çiceklerin kokusuyla büyülenmiş küçük dükkana girdi. Göz yaşlarını elinin tersiyle silerek yaşlı adama ilerledi.
" Bir d-demet kara gül. " dedi Luhan adamın gözlerini içine bakarak.
Adam Luhan'ın halini anlayarak " Bu benden olsun genç adam " dedi bir demet kara gülü uzatırken.
Luhan'ın itiraz edecek hali yoktu. Adama yarım yamalak teşekkür ederek dükkandan çıktı ve mezarlığa koşarak ilerledi.
Luhan hayatında en nefret ettiği yere Sehun'u ziyaret edeceğii aklının ucundan bile geçmezdi. Mezarlıktan girerek gözleriyle mezar taşlarına baktı. Biraz daha ilerlediğinde gözleri Oh Sehun ismiyle buluştu. Sanki kalbi göğüs kafesinden fırlayacak gibi atıyordu. O beyaz mermer mezar taşında bile Oh Sehun ismi kusursuz duruyordu. Luhan dizlerinin üstüne çökerek gülleri mezarın üstüne koydu.
" B-ben geldim S-sehun. Seni *hıgk* özledim. " Luhan narin ellerini Oh Sehun yazan yazının üstünde dolaştırdı. Luhan ellerinden destek alarak çöktüğü yerden kalktı.
Luhan sarsak adımlarla mezarlıktan çıktı. Ruhu çekilmiş gibiydi aynı.
*****
Kyungsoo salondan koşarak çıkan Luhan'ın peşinden gidecekken kolunun tuttulmasıyla durmak zorunda kaldı.
" Soo yalnız kalmaya ihtiyacı var."
Kai Soo'yu yanına oturtturdu.Kyungsoo anladığına dair kafasını salladı.
" Channie odaya çıkalım." Baekhyun koltukta uyukluyan Chanyeol'u dürttü.
Chanyeol ayağa kalkarak Baekhyunl'a birlikte odaya çıktılar.
" Channie birlikte banyo yapalım." Baekhyun şirince Chanyeol'a sırıttı.
" Uykum var benim." Chanyeol küçük bir çocuk gibi mızmızlandı.
Baekgyun uykusuz Chanyeol'un mızmızlığını çekmek istemiyordu. Baek alt dudağını büktü. İçindeki cesaret patlamaları son bulmuştu.
" Tamam birlikte uyuyalım."
Chanyeol kollarını açarak Baekhyun'a baktı. Baekhyun mutlulukla Chanyeol'un kolları arasına girerek yatağa uzandılar.
Chanyeol Baekhyun'un dudağına masum bir öpücük kondurarak gözlerini yumdu. Baekhyun demin dudaklarına değen ıslak dudakları öpme isteğini bastırarak açlıkla dudakları yaladı ve oda sevgilisi gibi gözlerini kapadı.