#62#

234 17 23
                                    

Oylamalariniz ve yorumlariniz için teşekkürler. Kurgumu severek okuyanlar seviliyosunuz ♡

__________^-^________

Okuldan kaçma girisimlerimize devam edecektik elbette. Çünkü niye kacmayalim? Okulun son haftasindayiz zaten.

Öğlen yemeğinde yemekhanede ben, Sude, Emre ve bir de Özcan hep beraber oturuyorduk ve muhabbet ediyorduk ta ki bir kaç kız yanımıza gelene dek. Sohbetimizi yarıda bırakıp onlara döndük.

Kavga etmeye gelmise benzemiyorlardı.

Sude ters ters bakarak onlara dönüp "evet?" Diye sormuştu.  Çünkü anlattığı şey yarım kalmış ve sinirlenmişti.

Sude cabuk sinirlenirdi. Ve bunu direk dışarı yansıtırdı.

Kızlardan biri elindeki paketi kaldırıp lafa girdi.

"Şey... Sıla abla..."

Bir türlü konuşamayınca yanındaki kiz onu dürtüp direk lafa girdi.

" arkadaşım sana bir hediye vermek istiyor."

Sıla: ...

Masadan hic bir ses çıkmazken bir de yemekhanede de hic bir ses çıkmıyordu.

Hediye vermek isteyen kızın kacamak bakışları benden hoslandigini gösteriyordu. Fakat ilk önce bi abla demeyi birak sen hshsjs.

Eger hediyeyi alırsam onla sevgili olmak istediğimi kabul etmis var sayılacak fakat ben kızlardan hoşlanmıyorum tamam mı? Erkeklerden de hoşlanmıyorum? Hoslaniyorda olabilirim bilmiyorum. Offf bu cinsel yönelim konularına girmekten nefret ediyorum. Sizene olum benim cinsel yönelimimden !¿!¿

(Bunu yillar sonra belki öğrenirsiniz hsjsjsjs.)

Sude biseksüeldi. Hem kızlardan hemde erkeklerden hoşlanabiliyordu. Ama kızlara daha bi eğilimli gibi.

Kızı nasil red edeceğimi dusunurken Sudeye de minik bir bakış attıydım birinin fark etriginide sanmıyorum.

Sude hemen olayi ele alarak.
"Fıstık bosver sen Sılayı hödüktür o anlamaz hediyeden mediyeden. Ben alabilirim ama o hediyeyi."

Cümleleri söylerken flörtöz bir sekilde bakıp en sondada göz kırpmıştı. Fazlaca davetkardı. Red etmek mümkün degil gibiydi.

Kızın bakışları anında sevimliden flörtöze dönüp Sudeye dönmüştü.

Ikisi aralarında bir şeyler konuşurken, bizde kendi alemimize dönmüştük. O sırada telefonum çalmış ve yemekhaneden ayrılmıştım.

Şehir kütüphanesinin müdürünün numarasini almak zor olmuştu ama sonunda halledebilmistim.

Yemekhaneden çıkarken Sude ve kız birbirlerine telefon numaralarini veriyordu.

Müdür: Tanıştığıma memnun oldum. Her yerde beni arıyormuşsunuz?

Sıla: bende memnun oldum Bay Kang. Sizinle yüz yüze görüşmek isterim eger uygunsaniz?

Müdür: üzgünüm bugün pekte müsait  değilim.

Sıla: sorun degil. Bugun bende pek müsait degilim. Müsait olduğunuzda bana haber verirseniz sevinirim. Sizinle  konuşmamız gereken konuyu umarım unutmazsınız. Iyi günler Bay Kang.

Müdür: Iyi günler ......

Farkli bir dilde bir kelime söylemişti fakat anlamamıştım.

Aman neyse öğreniriz sonra. Yemekhaneye dönüp bizimkilerin yanına döndüm.

Sıla: Ee gitmiyoz mu??

Emre: nereye?

Sıla: her zamanki yere. Seytani bir bakış attım.

Sude: hadi hadi çabuk kalkın. Gidelimmm.. lüüfeeeen.

Herkes hemen kalkıp. Sınıflarından camtalarini almış ve okulun bahcesinde buluşacaktık fakat Özcan gelmeyecekmiş bizde üçümüz bulunduğunuzda okulun arka bahcesinde kameralarin kör olduğu noktadan çitlerden atlayarak. Okulun dışına çıkmıştık.

Bölümün iyi olduğunu düşünmüyorum ama bir şeyleri artık eklemem gerekiyordu. Kitap iyice sıkıcılastı bende aksiyon ekledim. Bir dahaki bölüm müq.

Düşlerinizdeki bahçelere...

Beyaz KürklülerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin