Beyaz Kürklüler

#36#

Özcan ; E sen ne yaşadın bugün?

Emre ; Sevgilim bizim olamayacağımızı imkansız bir sevgililik yaşayacağımızı söyledi. Gel imkansızı oynayalim dese direk kabul ederdim. Ama o ayrılalım dedi.

Özcan ; yanii artık sevgilin yok degil mi?

Emre, Özcanin söylediğini başıyla onayladı.

Yapabilecek bir şeyi yoktu, kalmamıştı. Söylenecek bir kelime dahi gelmiyordu akıllarına. Sözün bittiği yerde gibiydiler. Sadece oturdukları bankta ormana dogru sanki, düşünecekleri hiç yokmuş edasıyla bakıyorlardı.

O an gökyüzün de şimşek çaktı. Şimşekte söyleyebileceğim bir şey yok der gibi çakmıştı. Sonra gök gürüldedi. Şimşeğe eşlik ederek, oda bir sözüm kalmadı dedi şimşek gibi...

Yağmur yağmaya başladı. Bulutlar, sanki tek yapabileceğim yağmur yağdırmak der gibi...

Iki genç ıslandıklarını umursamadan hala bankta oturuyorlardı. Sanki biri gelip onları bu yağmurdan kurtarabilecekmiş gibi...

Sanki en kötü acıları buydu. Ama bilmiyorlardı ki daha yolun başındaydıar.

Düşmeden kalkmayız. Bu yüzden önce düşmeyi öğretecek size hayat. Sonra dizleriniz kanayarak kalkmayı ve öyle yürümeyi öğretecek. Sonra tekrar düşürerek. Bak der, tam iyi oldum derken mahvolur herşey. Düşersin, işte asıl o zaman kalkacaksın. Ve kalkmayı gerçekten öğrenmiş olacaksın. Ve inanın bana her düştüğünüzde çok acıtacak, ama kalkmayı öğrenmiş olacaksınız. Daha çabuk kalkacak daha çabuk iyileşeceksin. Ve inanın bana her şey çok güzel olacak. Güçlü ve mutlu olacaksınız.

İki genç daha onlari bekleyen yolculuğun başında olduklarını bilmeseler de, başlarına kötü şeylerin geleceğini biliyorlardı.

Yağmur yağmaya devam ederken gençlerden biri ayağa kalktı ve digeri deonu takip ederek ayağa kalktı.

Ikisi de yağmur damlalarının izin verdi kadarıyla gözlerini gökyüzünde ki kara bulutlara çevirdi.

Damlaların bazıları gözlerinin açmasını engelliyordu, bazıları yüzlerine damlayarak çeneleriden yere düşüyordu, bazıları ise onlara değmeden yerde küçük birikinti oluşturuyorlardı.

Ama her bir canlının amaci olduğu gibi damlaların da amacı vardı; bazılarının dertlerine ortak olmak, bazılarının mutlu ve umutlu olmasını sağlamak, toprakla ve bitkilerle bulusmak ve niceleri...