...
Saat yediye gelirken otobüs ineceğim durakta durmuştu. Arabadan inmeden önce şoföre valizimin hangi bagajda olduğunu sordum. Valizimi unutmadan araçtan inebildiğime sevindim. Valizimi elime alıp bagajı kapatmamla araç bulunduğum yerden uzaklaştı. Beni o evden uzaklaştırabildiği için araca teşekkür ettim kendi kendime. Evden çıkarken ailem çıktığımı fark etmiş ama yolcu etmek için yataklarından dahi çıkmamıştı.
Güneş tüm güzelliğiyle gösteriş yapıyordu. Buranın evimden uzak olduğu için hava durumunun farklı olduğunu sanmıştım ama yanılmışım.
Duraktan okula doğru bavulum elimde yürümeye başladım.
Telefonum çaldı.
ARIYOR...
GÜLİZG; Günaydın. Neredesin?
S; Okulun önündeyim.
G; Tamam. Biz bahçenin banklarından birinde oturuyoruz.
S; Geliyorum.Okulun bahçesine cevirdim yönümü.
Biraz etrafa bakındım. Ve bir bankta bizim Sude ile Güliz'in oturup, Emre'nin ayakta sohbet ettiklerini gördüm.Yanlarına daha yaklaşamadan beni gördüler.
Yanlarına vardığım da klasik selamlaşma merasimi yapıldı.
Bir çocuk geldi önümüze hiçbir şey demeden herkesin suratına baka baka arkadaşlarının yanına gitti.
Müdür dikkatleri önüne çekerek konuşmaya başladı. Klasik hoş geldiniz falan dedi. "...yurt için başvuran öğrencilerin kayıtları yapıldı. Kura ile de oda arkadaşları belirlendi fakat oda arkadaşıyla geçimini sağlayamayanlar bir hafta sonra oda arkadaşlarıyla değişiklik yapabilirler. Okulun kapısında isimleriniz ve karşılarında da oda numaranız yazmakta. Oda anahtarlarınız kapıların üzerlerinde iki tane bulunmakta.
Bu hafta alışma haftamız haftaya dersler ve okul başlayacak. İyi günler... "
Müdür konuşmasını bitirince okula girdi. Bavullarımızı Emre'ye bırakarak, kağıtların asılı olduğu yere doğru yöneldik. Bahçede bulunanların çoğu da bizle beraber kağıtlara doğru yöneliyordu.
Birinci kağıttan başlayarak ismimi aradım. Kağıtların sol ve sağ taraflarında isimler ortalarında ise oda numaraları yazılıydı.
İsmimi bulduğumda parmağım ismimim üzerindeydi. Bir çocuk ta ismimim karşısındaki ismin üzerine işaret parmağını koydu. Daha dikkatli bakınca bunun herkesin suratına bakıp bakıp giden çocuk olduğunu gördüm. Çocuğun ismi Atakan GÜRSOY'muş. Oda arkadaşım bir erkek. İnşallah iyi anlaşırız.
Çocuk bana bakınca parmağımı kağıdın üzerinden elimi çektim. Hırkamın şapkası kapalıydı. Yüzümü görmese bile beni görmesinden çekinmiştim. Gerçi odada beni görecekti.... Tanışacaktık....
...
Sıla yurt odasını kolaylıkla bulmuştu. Kapıdaki anahtarın bir tanesini kendisine aldı diğerini de gözüne kestirdiği yatağın yanındaki yatağa attı. Bavulunu cam kenarında ki dolabın önüne yatırarak. Fermuarını açtı. Dolaba eşyalarını yerleştirmeye başladı.
Kapı açıldı. Oda arkadaşı Atakan odaya ürkek adımlarla girmişti.
Atakan; sanırım oda arkadaşıyız.
Sıla; hm sanırım...
Atakan; merhaba benim adım Atakan. (neşeli ama bir o kadar da çekingen bir sesle konuştu)
Sıla; Bende Sıla. Memnun oldum.Atakan bavulunu kapı tarafında kalan dolabın yanına koydu. Bir süre etrafı inceledikten sonra; içinde ki eşyaları dolaba yerleştirmeye başladı.
Sıla'nın telefonu çaldı arayan üvey babası idi.
İlk önce açıp açmamak arasında tereddütte kaldı. Ama açtı sonuçları düşünemiyordu. Yatağına oturdu.S; efendim?
Ü.B; Nerdesin!?
S; Okuldayım.
Ü.B; o konuyu sonra konuşacağız. Şimdi asıl konu dün gece ormandaydın değil mi?
S; e-evet. (Dışarıda olmasını bildiğinden değil yaşanan şeyleri bildiğinden korkarak cevapladı.)
Ü.B; dün gece ormanda siyah kürklü kurt sürüsünü ölesiye yaralayan bir kurt varmış beyaz kürklü onlarla karşılaştı mı?
S; beyaz mı? O tür buralarda yaşamıyor diye biliyorum.
Ü.B; evet doğru biliyorsun. Şu zamana kadar beyaz görülmemiş lakin dün akşam bir beyaz kürklü görmüşler. Onu yakalamanı istiyorum.
S; siz nerden duydunuz beyaz görüldüğünü.
Ü.B; dedikodular göz açıp kapatasıya kadar yayılır.
S; Denerim.
Telefonu kapatır. Tüm konuşulanları Atakan da duymuştur. Keskin kurt kulakları...
...
Aslında üvey Babama da dediğim gibi beyaz kürklüler burada yaşamıyor. Hatta en son 100 sene önce görülmüş dünyada soyları hala yaşıyor mu bilinmiyordu lakin o soyu ben temsil ediyorum şimdi de.
Sadece benim temsil etmem güzel bir şey lakin gerçek ailemin olup olmaması bilinmiyor...
Bir süre beyaz kürklülerden olduğumu kimse bilmeyecek. Yoksa yem olurum avcılara veya diğer kurtlara...
Bavulumu yerleştirmeyi bitirdiğimde odayı inceledim. Bir lavabo iki yatak ve dolap. Sol tarafta bir koltuk ve sağ tarafında da yatak yatağın sağ tarafında komodin vardı. Camın kenarında bir koltuk solunda yatak onun solunda da komodin vardı. İki komodinin arası açıktı. Klasik denebilecek bir odaydı.
Lavaboya girip kapıyı kilitledim. İnsan halimdeyken dişlerimin uzamış halini merak ediyordum.
Gülümser şeklinde dişlerimi aynada baktım insan halimdeyken köpek dişlerim pek uzun gözükmüyordu. Dişlerimi uzatmayı denedim aynaya bakarken ve başardım. Köpek dişlerim vampir dişi gibi sivriydi ama aynısı olmadıklarını hissettim. Dün gece kavga ederken çok güçlüydüm. Ve de hızlı demek ki vampir gibi hızlı ve dişlerim sivri.
Dolabımdan aldığım siyah eşofmanımı ve beyaz tişörtümü giydim. Ellerimi yıkadım lavabodan çıkarken. Kapüşonumu takma gereği görmediğim için hırkamı giymedim. Saçlarımı uzun olduğu için iki yanımdan önüme aldım. Atakan bu sırada sanırım eşyalarını yerleştirmenin sonlarına geliyordu. Kendimi yatağa bırakarak uzandım.
Beğendiyseniz oy vermeyi unutmayın. Nasıl olduğuyla ilgilide yorum yapar mısınız. Yanlışım varsa düzeltirim.
Bölümleri düzenlerken kendime hayret ediyorum. Bee bunları nasıl düşünüpte yazmışım, ayarlamışım diye. Kjkhdjhf
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beyaz Kürklüler
FantasyBir kız; kendisinin kurt olduğunu öğrenir. Fakat ailesi kurt değil kurt avcısıdır. Zaman ilerledikçe arkadaşları ve kendisini bekleyen sırlar ortaya çıkar. Arkadaşlarıyla maceralara yelken açar. Sizde bu maceraları keyifle okumak istemez misiniz? M...