#48#

416 25 0
                                    

Çiçek ; YETER! artık be! bi sakin olun. Sakin bir şekilde konuşalım. Şimdi bir görev için bu konseye bağlı kurdu buraya getirdik. Sürüsü bile hala olmayan bir kurdu. Ve bizim ailemizden olduğu için. Onu bizimkilerin yanına götürmeliyiz. Ama sürümüze almadan götüremeyiz. Ama bu yalnız kurdu da sürüye almak istemediğimize göre... nasıl bizimkilerin yanına götüreceğiz?

Sıla; Ben sizle hiçbir yere gitmeyeceğim. Benim burada kendi yaşamım var onu bırakıp gidemem.

Ahmet; Sen buna yaşam mı diyorsun? Konseye bağlı kurtlar; başlarında bulunan o yaşlı kişilere itiaat ediyor ve sen buna yaşam mı diyorsun?

Yarım ağız sırıtarak " Konseye bağlı olduğumu kim söyledi?"

Aylin; Konseyin kurduğu okullara giderek onlara bağlı olduğunu gösteriyorsun. Her yıl yapılan törenler yoluyla Konseye bağlılığınızı tazeliyorsunuz. Sen de çoktan yapmışsındır.

Sıla; ben o okula başlayalı neredeyse 1 ay oldu ve törene de katılmadım.

Aylin; hala katılmamış olabilirsin ama bu katılmayacağın anlamına gelmez. Sen onlara göre güçlü bir kurt olduğundan seni yanlarında isteyeceklerdir. Sen anlamadan bunu büyü yoluyla da seni törene sokarlar. Senin ruhun bile duymaya bilir.

Sıla; Hallederik.

Çağla; Sen nasıl bu kadar rahat olabiliyorsun? anlamıyorum.

Sıla; Şu zamana kadar bana zorla bir şey yaptıramadıklarını görmüşlerdir herhalde ve bende çoğu büyü işe yaramıyor. Bi nebze koruma kalkanım var büyülere ve auralara karşı.

Ahmet; güçlü ve yalnız bir kurt. Bunu sevdim sanırım.

Sıla; Birinizin telefonuna ihitiyacım var.

Çiçek elinde ki telefonu bana uzattı.

Kendi kendime " şimidi kimi arayabilirim?... Sude yi arasam.... Ama o öldü. di-" 

Çiçek; Nasıl öldü? Yani arkadaşın mı öldü?

Sıla; Avcıların saldırısın da ölmüş.

Melih; Ama kurt okuldan ölen hiç yoktu.

Sıla; Kurt değil zaten.

Aylin; İnsanla mı arkadaşsın? Yani kurt olmayan biriyle mi?

Sıla; Kurt değil. Yarı vampirdi. O avcıların saldırısın da ölmüş. Ama tekrar hayata dönecek tam vampir olarak.  Ne zaman olduğunu bilmiyorum.

Telefondan aklımda bulunan telefon numarasını girdim.

Özcan; Efendim?

Sıla; Orada durumlar nasıl?

Özcan; Sıla? Sen yaşıyorsun?

Sıla; Yok ölü biriyle konuşuyorsun şuan.

Özcan; Her neyse. Ne zaman geleceksin buraya? İki okulunda birleşmesi adına bir tören yapılacakmış ve senin de bu törende olmanı istiyorlarmış.

Sıla; İyi. Yakın zamanda gelirim oraya. Görüşürüz.

Özcan; Görüşürüz.

Telefonu kapatıp sahibine verdim.

Aylin; Demiştim değil mi ? İllaki tören olur diye.

Sıla; Merak ettim şimdi. Tören nasıl olur diye. Madem orada olma mı istiyorlar. Olurum.

Aylin; Ben az önce ne anlattım? Yok bu kız anlamıyor.

Sırıtarak " Beni fazla hafife alıyorsunuz." dedim.

Beyaz KürklülerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin