8

723 31 41
                                    

Diğer kitabıma göz atmayı unutma
🌼
"Senin içinden ne çıkmış kızım öyle, yazar mısın mübarek." diyince güldüm.

Selin eve gelmişti okula giderken. O sırada tabii mesajları görmek için can attığı için telefomu elimden çekip alıp okumuştu. 1 haftadır ne ben ona yazıyorum ne de o. Önemsiz biriymişim demek ki onun gözünde. Bir kez olsa merak etmez mi insan?

"Toprak ne durumda?" Okulda onu görmüyordum. Daha doğrusu onu görmemeye çalışıyordum. Yönümü değiştirip duruyordum onun yüzünden. Moodu çok düşük olduğu için genellikle o da benim gibi kütüphaneye gelip şiir kitaplarını alır okurdu.

Bugün de aynısını yapmıştı. Onun arkadasındaki masaya oturup onu izlemiştim. Bu sefer kaçmadım.

Okuduğu şiiri az çok görüyordum.

Sevdiğim bir yazarın şiirini okumaya başladı sayfayı hemen çevirerek.

Atilla İlhan - ben sana mecburum

ben sana mecburum bilemezsin
adını mıh gibi aklımda tutuyorum
büyüdükçe büyüyor gözlerin
ben sana mecburum bilemezsin
içimi seninle ısıtıyorum

ağaçlar sonbahara hazırlanıyor
bu şehir o eski İstanbul mudur?
karanlıkta bulutlar parçalanıyor
sokak lambaları birden yanıyor
kaldırımlarda yağmur kokusu
ben sana mecburum sen yoksun

sevmek kimi zaman rezilce korkuludur
insan bir akşam üstü ansızın yorulur
tutsak ustura ağzında yaşamaktan
kimi zaman ellerini kırar tutkusu
birkaç hayat çıkarır yaşamasından
hangi kapıyı çalsa kimi zaman
arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu

fatihte yoksul bir gramafon çalıyor
eski zamanlardan bir Cuma çalıyor
durup köşe başında deliksiz dinlesem
sana kullanılmamış bir gök getirsem
haftalar ellerimde ufalanıyor
ne yapsam ne tutsam nereye gitsem
ben sana mecburum sen yoksun

belki Haziranda mavi benekli çocuksun
ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor
bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden
belki Yeşilköy'de uçağa biniyorsun
bütün ıslanmışşın tüylerin ürperiyor
belki körsün kırılmışsın telâş içindesin
kötü rüzgâr saçlarını götürüyor

ne vakit bir yaşamak düşünsem
bu kurtlar sofrasında belki zor
ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden
ne vakit bir yaşamak düşünsem
sus deyip adınla başlıyorum
içim sıra kımıldıyor gizli denizlerin
hayır başka türlü olmayacak
ben sana mecburum bilemezsin..

Şiiri 4-5 defa tekrar tekrar okudu. Yüzünde tebessüm hiç eksik olmadı.

O kitabın bir yedeğini aramaya gidip tekrar masaya döndüğümde hâlâ okuduğunu gördüm. Bende oturdum arkasına okumaya başlamıştım. Kitaba dalmıştım ki birden Toprak'ın sinirle ayağa kalkıp gitmesi ile gizlenmeye çalıştım. Birden ne oldu? Şiir okuyordun ne güzel. Yerden bir şey alıyormuş gibi yaptım masanın altından gidip gitmediğini baktım. Şükür gitmişti. Karşı masadaki kızların sırıtarak konuşmalarını duydum.

"Yazık çocuğa biz demesek haberi yoktu."

Ne diyorlardı bunlar?
Hemen kitabı ödünç alıp çıkmıştım. Etrafıma baktığımda göremedim onu. Kitabımla sınıfıma doğru ilerlediğim sırada onun da bizim sınıfta olduğunu görmüştüm. Ezgi' yi sınıftan çıkarmaya çalışıyordu. Kapıda durmuş onlara bakıyordum. Yanımdan geçerken omzu sert bir şekilde omzuma çarptı. Ama dönüp bakmadı bile. Ne olduğunu anlamıyordum.

Yoksun Yanımda | Yarı Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin