Toprak: yok oldun sanki, sohbete giriyorum. Eski konuşmalara bakıyorum. Eski sen nerde?
Toprak: Şu anda neredesin, ne yapıyorsun, nasılsın, bilmiyorum. Artık hayatında değilim ve seninle ilgili herhangi bir söz hakkım olduğunu düşünmüyorum. Beni yoran bu değil. Beni yoran artık hayatımda olmamana rağmen aklıma gelip durman ve kafamın içinde seni izliyor olmam. Nefes alamıyorum sanki seni hatırlayınca. Beni yok ediyorsun. Bana iyi geliyorsun...
M: sevdiğim adam yaşıyor, sevdiğim hali ölü. Sana giden ışıkları sen kapattın, bende açmayacağım. Karanlıktan korkuyorum ama merak etme halledeceğim.
Toprak: Şu an yanımda olsan sana neler söylerdim. Kafam hafif dumanlı, her derdi dökerdim. Biraz ümidim olsa ömür boyu beklerdim, ömür boyu beklerdim...
M: Bekleyen her şey bir gün solar ve ölür. Bu bir papatya da olabilir veyahut umut da...
Toprak: William Shakespeare "Beklemek cehennemdir." demiştir ve sonuna şunu eklemiştir "ama beklerim seni...
Toprak: Saatler, günler, hatta aylar, kalpte oluşan kırgınlığın geçmesi için yeterli bir süre miydi? Zaman yaranın ilacı mıydı? Acı geçer miydi? Kırgınlığın getirdiği acı, geçici miydi? Geçiyor muydu? Unutabiliyor muydun? Hatırladığında, sol tarafındaki o sızı geçiyor muydu? Umursamadan gülebiliyor muydun?
Toprak: Seni özledim. Mesajlarımızı özledim. Ellerimin titremesini özledim. Görüldülerini bile özledim. Ama gel diyemem. Sözlerinle bağladın elimi kolumu. Şimdi sen benden çok uzaktasın. Kalbin kalbimden çok ayrı düştü. Yollar girdi aramıza, mesafeler, insanlar, zaman girdi aramıza. Çok zaman geçti, çok su aktı. Çok düşünceler girdi aramıza. Uykusuz geceler, gözyaşları girdi. Dönemem artik geriye dedim. Bitti dedim. Kurtuldum sandım. Kalbimdeki o acıyı hissedince anladım. Ayaklarımın gücü bitince durduğum kaldırıma oturup kalkamayımca anladım.Bunca yıla rağmen hiçbir şey değişmemiş.
Toprak: çok komik değil mi? Bana aşık olan kızı tersleyip, şimdi aşık olmam?
M: Hiç düşündün mü benim yüzümden o kız ağladı diye, hiç düşündün mü o kız beni deliler gibi sevmesine rağmen vazgeçmek zorunda kaldı diye, hiç düşündün mü benim attığım bi mesaj onu geceler boyu ağlamasına sebep oldu diye?
Toprak: gidiyorsun benden...
Toprak: sen beni sevmedin, anlıyorum.
M: Ben seni papatyaları sevdiğim gibi sevdim. Ama sen güle koşarken beni ezdin... Oysa ben her yaprağım döküldüğünde daha da sevdim seni...
M: Beni anlamadın demeyeceğim, beni anladın. Zaten en dayanılmaz acı buydu, sen beni anladın. Anladığın halde canımı yaktın.
Toprak: Kaçmak istedikçe sana yakalanıyorum. Söndürmek istedikçe sana yanıyorum. Yenildim işte! Çok alıştım sana. Olmuyor sensiz. Yine seni seviyorum...
M: senin bana önceden dediğin gibi "bizden olmaz." Yaşanması mümkündü, ama sen yaşatmadın...
Size 31. Bölümde son iki satırı unutmayın demiştim. Bu bölümde kullandım.
Uzun aradan sonra toprak ile Ayla'nın konuşma bölümü yazmak tuhafıma geldi. Ve böyle olmaları beni üzmüş olabilir.
Kitabı nasıl bitireceğimi hiç bilmiyorum. Sonsuzluğa kadar devam ettirme şansımız yok mu bu kitabı :D
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yoksun Yanımda | Yarı Texting
Teen Fiction22.06.2022 M: bu dünyadaki en zor şey ne diye sorsalar bana. M: sevmek yada beklemek derim. Ama sanırım beklemeyi seçerdim. Toprak: neden? M: hissetmesini beklemek, M: görmesini beklemek, M: bir gün gözlerinin ta içine bakmasını beklemek, M: ama en...