22

532 26 18
                                    

Göğsümde birleştirdiğim kollarımı ayırarak ayağa kalktım. Parkın içine tamamen girdiğimde etrafıma bakındım. Çocuk olmadığı için salıncağa binebilirdim bence.

Düşünmeden ön koruması kırılan salıncağa oturdum. Hiçbir şey yapmadan öylece ayaklarımı salıncaktan aşağıya sallandırdım.

Gözlerimi kapattığımda beni en son sallayan kişinin babam olduğumu hatırladığımda gözlerimi açtım. Benim içimde ölen biri ile yaşanılan bazı şeyler hafızama kötü bir çöp yığını olarak kodlanıyordu.
Keşke kendim sallanabilsem de onu hatırlatmasaydı bu salıncak. Bu zincirleri sıkı sıkı tutup sallanmak varken zincirlerin boğazıma sarılacağını hissettim.

Ne olduğunu anlamamıştım. Yalnızca ellerimi bir anda dokunduğum zincirlere sıkı sıkı kavramasını ve rüzgarın saçlarımı geriye doğru savunmasını anlık bir refleks ile hissettim. Birden çığlık attım. O kadar dalmışım ki.

Göğsümün ortasında sıkışmış olan kalbim anlık gelen şey yüzünden hızlıca atıyordu. Beni sallayan kişinin kokusunu aldığımda derin nefesler alıp verdim.

Kim beni bu saatte yanlız bırakmazdı ?

Nefesimi düzüne sokmaya çalıştım. Başarmıştım. Yalnızca Toprak'ın beni hızlı sallamasından düşme korkusu sarmıştı bedenime. Önümde korumalığın olmaması da buna bir cevaptı.

"Soğuk." Tek kelimesi sessizliğin üzerinde büyük bir yarık oluşturarak benim yanlız olmadığımı hissettirdi.

"Evet." dediğimde sesim ona göre daha yüksek çıkmıştı. "Ama çok iyi." Ama bu soğuk acıklarımı, dertlerimi buzlaştırarak bir kenara çekecek ve ben sıcağa acılarımı unutarak çıkacaktım.

"Neden burdasın?"

Çünkü gidecek bir yerim yok. Kendimi rahat hissedecek bir yerim yok. İçimdeki şeyleri atacak yerim yok. Sonu olmayan bir tünele yürüyordum. Ne ses var ne de görüntü...

Yalnızca ben ve karanlık vardı.

"Evde sıkıldım geldim. Yoruldum. Boğulacak gibi hissediyorum. Nefes almak istedim. Peki, sen neden burdasın?" diye sordum. Salıncak yavaşladı. Az önceki kadar rüzgar esmiyor.

"Boğuluyor gibiyim nefes almak istedim."

Hisler yanıltır mıydı?

Yanımdaki boş salıncağa gelip oturdu.  O gün gibi ben sola o sağ tarafımdaki salıncağa.

"Hep buraya gelip duruyorsun neden?"

Geçmiş zaman

"Toprak"

"Efendim."

"Hep okuldan geldiğimiz de şu park çok dikkatimi çekiyor. Yeni yapılmış. Gidelim mi? Sallanırız."

"Ne gerek var Ayla. Gelmişiz kaç yaşımıza. Orası çocuklar için."

"13 yaşındaysak ne olmuş Toprak, hâlâ çocuğuz."

"Değiliz Ayla."

"Hadi gel annen bana emanet ediyor zaten seni, endişelenecek kadın."

"Gelmiyorum, anneme söyle bu parkta olacağımı."

"Ayla, başka zaman ailen ile gelirsin hadi işim var."

"Tamam işte, git Toprak ben kendim sallanacağım." Parka doğru giderken Toprak elini tutup çekiştirir.

"Toprak! Deli misin?"

Yoksun Yanımda | Yarı Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin