RÜYA BÖLÜM 5

66 9 3
                                        

BÖLÜM 5

MÜZİK : (GAZAPİZM) UNUTULACAK DÜNLER

Sabah yine erkenden kızımla birlikte okula gittik.Okul sonrası gidip beraber boya beğendik.Aslı kendi odasına pembe renk boya beğenirken bende diğer odalar için açık renk bir boya beğendim.Elimizde boya ve fırçalarla yeni evimize geldik.Aslı bahçenin kapısından girer girmez yine salıncağa koştu. 'Baba beni salıncağa bindirir misin'.Elimdikileri bırakıp kucağıma alıp bindirdim.Ben sallıyorum Aslı gülüyor,Aslı güldükçe ben gülüyordum.O kadar mutluyduk ki Aslı onca yaşadığı şeye rağmen o küçücük bedeni ve ruhuyla nasılda dimdik duruyordu.Bana bile örnek oluyordu.Onu öyle gördükçe bende güçlü duruyordum.O kadar kahkaha atmış gülmüştük ki sokaktan geçen bir kaç genç bize öylece bakıyordu.Sesimiz artık ne kadar yüksek çıktıysa...Kendimizi toplayıp hadi bu kadar eğlence yeter biraz iş zamanı deyip eve girip işe koyulduk.


İlk önce Aslı'nın odasını boyamaya başladık.Biz kendimizi kaptırıp boya yaparken dışarıdan sesler duyulunca endişeli bir şekilde dışarı çıkmak zorunda kaldık.Dışarı çıkana kadar da ne oluyor kavgamı çıktı diye düşünürken hiç ummadığım bir vaziyetle karşılaştım.Eline pastasını,böreğini alan gelmişti.Bizim Efe'nin arkadaşları diğer öğrencilerimin velileri hepsi bahçeye toplanmıştı.Ben daha durumu idrak etmeye çalışırken çocuklar hemen yanıma gelip;


-Hocam hoş geldiniz size yardıma geldik dediler.

Arkasından anne,babaları;

-Tabii hocam kabul ederseniz.

Ben şaşkınlıktan ne diyeceğimi bilemedim.

-Zahmet olmasın ?

-Olur mu hocam ne demek.

-O zaman içeride bir küçük masa var çocuklar gelin onu çıkartalım.Anneleriniz elindekileri onun üstüne koysunlar.


Biz masayı çıkartırken diğerleri de evlerinden sandalyeler ve küçük bir masa daha getirmişlerdi.Biri hatta semaver bile getirmişdi.Masanın üstüne yiyecekleri koyup sandelyeleri dizip oturduk derken koca bir masa etrafında toplanmış olduk.Biraz otururken kapıdan Efe'nin babası Hayri bey ve birkaç kişi daha geldi.

-Hadi ya ne oturması biz buraya oturmaya gelmedik.Bak bide semaver getirmişler.Hele bir iş görün.dedikten sonra herkesi oturduğu yerden geri kaldırdı.

Kimi boyaya girişti kimi boya olan yerleri sildi.Kimi cama,kimi kapılara imece usulü tez zamanda bitirdik.Hem boyayı hem temizliği halletmiş olduk.Çok yorulmuştuk.Dışarı çıktığımızda semaver yanmış çaylar hazır masaların üstünde yok yoktu.Bazı öğrencilerde masayı hazırlamış çayı demlemişlerdi.Efe koşarak gelip;

-Hocam semaveri ben yaktım çaylar benden.

Deyip hep beraber pasta börek yerken bir taraftan da çaylarımızı yudumluyorduk.Aslı fazla bir şey yememiş zorla yedirmeye çalışıyordum.


-Hadi kızım uçak geliyor hammmmmm.

Öyle deyince Mine hanım bir tarafdan Hayri bey bir tarafdan;

-Hocam uçak için biraz büyük değil mi?


-Öyle hemde sandığından daha büyük ama bazen bunu unutuyorum işte.

Deyip hep beraber gülüştük.Herkese şöyle teker teker baktım.Kimsem yok diye düşünürken bu kadar insan benim için bu masanın etrafında toplanmışdı.O kadar yorgunluklarına rağmen yüzlerindeki mutluluk, samimiyet her şeye değerdi.Üç günlük işi üç saate yapıp çıkmışlardı.Üstelik yaptıkları o kadar el emeği yiyecekler...İnsanın illaki kan bağına ihtiyacı yoktu.Artık can bağından koca bir ailem olmuştu.Onları ailem olarak görmüştüm.O kadar hasrettim ki aile ortamına.Bugünü bu insanları hayatım boyunca unutmazdım artık.İçimdeki o yalnızlığa o boşluğa o kadar iyi gelmişlerdi ki tarifi yoktu bu duygularımın.Ben böyle kendi kendime düşünürken Hayri Bey;

- Artık bize müsaade hocam.

-Müsaade sizin ne demek.Yaptığınız bütün her şey için çok teşekkür ederim.Hakkınızı nasıl öderim inanın bilmiyorum.

-Olur mu hocam sizin yaptıklarınız karşısında bizim ki ney ki.Sizi az bir vakit tanıyor olabiliriz ama sizin bu zaman içinde yaptığınızı kimse yapmadı.Benim oğluma herkes yaramaz derken siz bunu kabul etmeyip zekalı bir çocuk diye matematiğe yönlendirip hiç matematik yapamayan çocuğa doksandan aşağı aldırmaz oldunuz.

-Aynen hocam bizim çocuklara da teneffüs demiyor boş ders demiyor ne zaman vakit bulsanız aynı özel ders veriyor gibi birebir tekrar ders anlatıyormuşsunuz.Sizin emekleriniz karşısında bizimki ney ki.

-Olur mu bu benim görevim ben görevimi yapıyorum.Şimdi daha yakınız hiç çekinmesinler ne zaman isterlerse gelip anlamadıkları konuyu anlatabilirim.

-Zahmet olmasın hocam.Zaten okulda yoruluyorsunuz.Birde burda çocuklar sizi yormasın.

-Hiç öyle düşünmeyin lütfen ben daha çok mutlu olurum.

-Öylede bizimkilere yüz verince abartabilirler.Bizim Ayda 'dan biliyorum kızı hiç rahat bırakmazlar ne zaman görseler sıkıştırırlar.O da sağ olsun o kadar işin gücün arasında hiç zorsunmadan yardımcı olur.Sizden iyi olmasın onunda matematiği iyidir .Aynı sizin gibi inşallah öğretmen olacak.O yüzden Hocam bizimkilere elini veren kolunu kurtaramaz.

-Ya bende merak ediyordum çocuklar bazen soruları değişik tekniklerle çözüyorlardı.Aileden birileri öğretmiştir diye tahmin ediyordum.Meğerse iyi bir öğretmen adayının elinden geçiyorlarmış.Dediğiniz gibi matematiği iyi ve kendine has teknikleri var.Tanımak isterim açıkçası.Hatta bende bir kaç şey sorabilirim.

-Tabi tanıştırırım sizi.Yoğun ama illaki denk geliriz.Neyse lafı da çok uzattım . Tekrardan mahallemize hoş geldiniz, evinizde güle güle oturun.Biz gidelim sizde biraz dinlenin.diyerek herkes dağıldı.

Aslı yorulmuş uyuklamaya başlıyordu.Kapıyı kitleyip çıkarken bir kamyon kapıda durdu.Adam koşarak gelip;

-Akın bey mi?

-Buyurun benim.

-Leman hanım bunları buraya indirmemizi söyledi.

-Neymiş onlar ?

-Çocuk odası.

-Tamam içeriye taşıya bilirsiniz.

Leman hanım kendi evlerindeki çocuk odasının aynısını alıp Aslı'ya göndermişdi.Onlar eşyaları indirirken Aslı'da kucağımda uyuya kaldı.Perdesinden halısına kadar her şeyini düşünüp almışdı.Hiç yoktan bugünlük burada kalabilecektik.Şimdi bu yorgunlukla Aslı da kucağımda uyumuşken otele kadar gitmek bizim için işkence olacaktı.Bu ince düşüncesinden dolayı arayıp Leman hanıma teşekkür ettim.Oda bu fikrin Nalan'ın fikri olduğunu ama bana söylememesi içinde tembihlediğini söyledi.Nalan'a neler oluyordu?Aynı evde yaşarken bile bizi görmeyen kadın şimdi biz uzakta olduğumuz halde bizi mi düşünüyordu?Aslı uyuyordu ama Aslı'nın sorularını aratmıyacak şekilde kendi kendime bir çok soru sormaya başlamıştım. O kadar düşünce ve soru içinde boğulurken kendimi bu düşüncelerden zorda olsa uzaklaştırıp yeni evimizde ilk gecemizin keyfini sürmeye çalıştım.Tabi Aslı bunun farkında değildi bilseydi çok sevinirdi. Belki sevincinden sabaha kadar uyumazdı yine o malum bir sürü sorularıyla bana sabahı sabah ettirirdi.Sabah uyanınca yüzündeki o şaşkınlığı ve sevinci görmek için de bir taraftan da sabırsızlanıyordum.Artık sevinci gibi malum soruları da sabaha kalmıştı.

RÜYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin